kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Haziran 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Halk, dinozorlara karşı

Başlık benim değil Thomas Friedman'ın New York Times'taki köşesinin dünkü başlığı.
O, İsrail ile İran'ın durumunu kıyaslamak için bu başlığı atmış ama Türkiye üzerine bir yazı yazsaydı da benzer bir başlık atabilirdi.
Çünkü Türkiye'de halka karşı direnen bir yapı ve onun sözcülüğünü üstlenmiş dinozorlar var gerçekten de.
Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Mazhar Bağlı, Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e verdiği röportajda bu gerçeği çok güzel dile getirmiş.
Mesela Anadolu'daki muhafazakar kesimin turban olayına yaklaşımını şöyle dile getirmiş:
"Türban sorununun kurcalanmamasını, çok üstüne gitmemesini, sessiz kalmasını istiyorlardı. Türban zamanla kendiliğinden çözülecekti onlara göre. Halk, türban için yasal düzenlemeyi desteklemez. Çünkü türban yüzünden gerginliğin, ekonomik istikrarsızlığın yaşanmasını, işlerinin bozulmasını istemez. Bakın... Bizim toplum kavga seyretmeyi sever ama kendisi kavganın içinde olmak istemez. Hayatı bozulsun istemez. Türban ise Anadolu'yu ve muhafazakar insanları kavgaya soktu."
Türkiye'nin neden sürekli gerilim içinde olduğuna ilişkin soruya da şu yanıtı vermiş:
"Çünkü devlet baştan beri toplumu kendisiyle ortak bir noktaya getiremedi. Cumhuriyet projesi bunca politik ve kültürel ve eğitim propagandalarına, bütün ideolojik aygıtlarına rağmen beklenen taraftarı bulamadı. Toplumun genelinde kabul görmedi. Niye görsün ki? İçinde bir şey yok. Cumhuriyet ideolojisi, toplumun farklı kesimlerine dokunamıyor."
Evet, Türkiye'nin merkezi ile çevresi arasında bir uyum sorunu var.
Bu uyumu gerçekleştirmek iddiasıyla yola çıkan iktidar partisinin de devletçilik gibi bir sorunu var.
İkircikli bir tutum içinde.
İşine geldiği zaman bireyin haklarını devlete karşı genişletme, korumak ve kollamak istiyor ama işine geldiğinde mesela 1 Mayıs örneğinde olduğu gibi, son derece devletçi davranıyor.
Toptan bir demokratikleştirici tutum sergileyemediği için de toplumun liberal kesimleri de dahil, doğal müttefiki olması gereken insanlar arasında bile kuşkuya yol açabiliyor.
Türkiye hep vurguluyoruz kendi toplumuyla bu kadar kavgalı bir yapıyı sürdüremez.
Çünkü merkezin ve sözcüsü dinozorların kabullenemediği bir gerçek var, o da çevre olarak görülen kesimin bugün ülkenin en dinamik, en dışa açık, en rekabetçi unsurlarını temsil ediyor olması.
Bu ülke dünya ile rekabet edecekse, ihracat yapacaksa bu insanlara yaslanarak yapacak, onları dışlayarak, yok sayarak veya düşman kabul ederek değil.
Bunu yapacak olan da kapatılsın veya kapatılmasın, bu kesimin taleplerine cevap veren, ondan güç alan mevcut iktidar partisi olacak.
Onun için merkezle çevre uyumunu sağlama konusunda en büyük görev onlara düşüyor.
Kavga, tabanlarını bile rahatsız ettiğine göre, bunu yeni açılımlar yaparak, değişimi daha geniş zeminde tartışmaya açarak yapacak.
Yoksa yapılan her yanlış dinozorların elini güçlendirecek.