kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Çiçek: Senato gündemimizde yok

Yeni Haber
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın senato önerisinin gündemlerinde olmadığını söyledi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yapan Cemil Çiçek, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın gündeme getirdiği senato önerisinin hükümet ve AK Parti'nin gündeminde olmadığını söyledi.

Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla TBMM'nin görev alanının büyük ölçüde daraldığını ifade eden Çiçek, Anayasa değişikliği ve yeniden madde ilave edilmesinin Meclis'in işi olduğunu belirterek, "Konuyu Meclis'in kendi yönünden bir değerlendirmek gerekir. Meclis'in yetki alanına müdahale edildiği yönünde bir kanı var. Dolayısıyla bu konuyu TBMM'nin gündeme getirmesi gerekir, senato teklifinden evvel" dedi.

Yaşanan "sorunun yazılıp çizildiği şekliyle bir AK Parti'nin nin sorunu değildir. Bu demokrasi sorunudur" diyen Çiçek, "Türkiye'de gerçekte bir kuvetler ayrılığı var mıdır bunun netleşmesi lazım. Türkiye'de demokrasi nereye gidiyor, böyle bir sorun var. Bütün bunların cevabını verirken senatonun bir anlam ifade etip etmediğine bakmak gerekir. Sayın başkan bunları değerlendirmek için basın toplantısı yaparken, senato önerisi gündeme getirdi" diye konuştu.

Çiçek, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü düzenlemesini iptal kararıyla ilgili olarak, ''TBMM'nin 411 gibi büyük çoğunlukla aldığı karar var. Dolayısıyla Meclis'in yetkisine tedahül edildiği, müdahale edildiği noktasında da ciddi tartışmalar var. Bizim dışımızda tartışmalar var, Parti olarak ya da Hükümet olarak. Dolayısıyla, evvela bu konuyu TBMM'nin gündemine almasında, bunu bir değerlendirme konusu yapmasında fayda var, senatodan evvel. Demek ki ortada böyle bir sorun var'' dedi.

Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantının ardından yaptığı açıklamada, iki teknik nitelikte kanunun tasarısının toplantıda görüşüldüğünü söyledi.

Bunlardan birinin Türkiye İstatistik Kanunu'nda değişiklik yapılmasıyla ilgili tek maddelik olduğunu belirten Çiçek, tasarının yasalaşması durumunda, dış ticaret istatistikleriyle ilgili bilgilerin ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından açıkça talep edilmedikçe, gizli değil açık olacağını söyledi. Çiçek, ''Yani açıklık kural, gizlilik istisna olacaktır. İlgili Kurum 'ben bu verilerin kamuya açıklanmasını istemiyorum' diye talepte bulunmadığı sürece bu bilgiler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bu da bu bilgilerin kamuoyu tarafından açıkça bilinmesi, şeffaflık açısından önemlidir'' diye konuştu. İkinci tasarının, Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat kanununda değişikliği öngördüğünü anlatan Çiçek, ''Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak uzaktan eğitim ve açık öğretim yoluyla eğitim yapan kuruluşlar da bu Genel Müdürlüğe bağlanmış oluyor. Bu da teknik zaruretten doğuyor'' dedi.

Çiçek, ''Bunun dışında son günlerde gündemde olan konularla ilgili çok kapsamlı değerlendirmeler yaptıklarını'' ifade etti.Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, ''TBMM Başkanı'nın senato önerisine nasıl yaklaşıyorsunuz'' sorusunu, ''Bu konuyu gündemde tartışırken bir başka konuyla bağlantılı olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü Sayın Başkan da 'müstakil, yeni bir senato kurulsun' düşüncesiyle, teklifiyle bu basın toplantısını yapmadı'' şeklinde yanıtladı.

Toptan'ın, Anayasa Mahkemesinin geçtiğimiz hafta Anayasa'nın 10 ve 42. maddesindeki değişiklikle ilgili verdiği karardan sonra o kararla bağlantılı olarak açıklama yaparken yeni bir teklif de getirmiş olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti: ''Dolayısıyla bu ikisini birbirinden ayırmak lazım. Şu an gündemde olan 10 ve 42 ile ilgili değerlendirme var. İkincisi, Sayın Başkan'ın bu değerlendirmeyi yaparken getirdiği yeni bir teklif var, o da senato teklifidir. Bu şu anda bizim Hükümet olarak gündemimizde yok, Parti olarak gündemimizde yok, Sayın Başkan'ın gündeme getirdiği bir konudur, ama esas öbür konu Türkiye'nin gündemindedir. Bence o konunun üzerinde ciddiyetle durulması gerekmektedir. Çünkü, TBMM'nin 411 milletvekilinin kabul oyuyla yaptığı bir yasama işlemi var. Bildiğiniz gibi Anayasa değişikliği ve Anayasa'ya yeni bir madde ilave edilmesi işi doğrudan doğruya TBMM'nin işidir ve milletvekillerinin teklifiyle olur. Bu nedenle, TBMM'nin ortaya çıkan ihtiyaç sebebiyle 411 milletvekili, -bu aşağı yukarı Meclis'in 4'te 3 çoğunluğundan daha fazladır- yani yüzde 80'lik bir ekseriyetle kabul ettiği bir Meclis tasarrufu var, bunu iptal etmiştir. Gerekçeleri bilmiyoruz. Gerekçe yayımlandıktan sonra tabiatıyla neye nasıl baktı, neden böyle bir sonuca vardı o ayrıca bir değerlendirme konusudur, ama şu an algılanan şekliyle, yazılıp çizilen, tartışılan şekliyle 10 ve 42 ile Anayasa Mahkemesi önemli bir karar aldı.''

Yine kamuoyunun büyük ölçüde algıladığı şekliyle ''TBMM'nin yetki alanına tedahül olduğunu, TBMM Başkanı Toptan'ın da bunu böyle kabul ettiğini'' vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti: ''TBMM'nin görev alanı büyük ölçüde daraltılmıştır. Meseleye böyle bakıldığında Anayasa'nın 7. Maddesi'nin bir anlamı var mıdır, yok mudur? Evvela TBMM'nin buna bir bakması gerekecektir. Konuyu Meclis'in kendi yönünden mutlak surette değerlendirmesi lazım. 7. Madde, 'yasama yetkisini kullanmak TBMM'ye aittir. Bu yetki devredilemez' der. Dolayısıyla bu tartışma var. TBMM'nin 411 gibi büyük çoğunlukla aldığı karar var. Dolayısıyla Meclis'in yetkisine tedahül edildiği, müdahale edildiği noktasında da ciddi tartışmalar var. Bizim dışımızda tartışmalar var, Parti olarak ya da Hükümet olarak. Dolayısıyla evvela bu konuyu TBMM'nin gündemine almasında, bunu bir değerlendirme konusu yapmasında fayda var, senatodan evvel. Demek ki ortada böyle bir sorun var. İkincisi bu sorun yazılıp çizildiği şekliye sadece AK Parti'nin sorunu değil, demokrasi sorunu. Türkiye'de kuvvetler ayrılığının niteliğinin ve niceliğinin günümüz şartlarında ve gelinen noktada ne ifade ettiği ya da ifade etmediği ile de ilgili bir sorun var. Türkiye'de gerçekte bir kuvvetler ayrılığı bu karardan sonra var mıdır, kalmış mıdır? Böyle bir sorun var. Evvela bunun netleşmesi lazım. Üçüncüsü, Türkiye'de demokrasi nereye gidiyor, demokrasinin standardı ne? Böyle bir sorun var. Bütün bunların cevabı verilirken senato bir anlam ifade ediyor mu etmiyor mu? buna bakmak lazım. Bu sorulanla ilgili bir değerlendirmeyi TBMM yapmalıdır. Sayın Başkan da bunları değerlendirmek üzere basın toplantısını yaparken senatoyu gündeme getirmiştir. Onun için bu sorulan soruların ya da gündeme gelen konuların cevaplandırılması gerekir.''

Çiçek, herkesin kabul ettiği gibi bir demokratik ülkede yine Anayasa'daki hüküm gereği, herkesin yaptığı işin anayasa içinde ve anayasa çerçevesinde kalmasının şart olduğunu belirterek, ''Aksi olduğu takdirde hem işlem tartışmaya açılır, hem kurumlar kendi varlık sebeplerini tartışmaya açmış olurlar. Demek ki önemli tartışılacak konular vardır'' diye konuştu.

Çiçek, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın senato ve yeni anayasa önerisiyle ilgili olarak, ''TBMM Başkanı liderlerle bir toplantı yapacaksa biz de kendi yönümüzden görüşlerimizi ifade ederiz. Orada gündeme ne geliyor ona bakılır, herkes düşüncesini, kanaatini bu noktada söyleyiverir'' dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasındaki açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

''Gelinen noktada Anayasa Mahkemesi ile yasama arasındaki görüş ayrılığını aşmak için İktidar'ın ya da Meclis'in bir formülü var mı? Türban meselesi bu kararın ardından artık gündemden kalktı diye bilir miyiz?'' sorusu üzerine, Çiçek, ''Evvela sorunun adını siz koyuyorsunuz, sonra ona uygun olarak bizden yorum bekleniyor. Bunu bir çok olayda gördük. Bir çok gündeme gelen sorunda gördük'' dedi.

Kararın ardından medyada sorunun doğrudan doğruya ''AK Parti ile ilgili bir sorun'' olarak yer aldığını ifade eden Çiçek, şöyle konuştu: ''Gerçekten sadece AK Parti ile ilgili mi? 411 milletvekilinin tümü AK Partili değil ki. CHP ve DSP dışındaki tüm partilerin ortak karar verdiği bir değişikliktir. Bunu ortadan kaldırması sebebiyle her halde en azından bu işe 'evet' diyenleri ilgilendiren bir konu var. Mesele böyle algılanması gerekirken, hemen AK Parti ile ilgili bir mesele haline getiriliverdi. İkincisi, 'TBMM'nin tasarrufudur' dedik. Evvela tasarrufu yapan TBMM'nin, bu konuyu oturup, gündemine alıp bir değerlendirmesi gerekir. Bunu biz söylemiyoruz. Bu karar verildiği günden beri tartışmalara baktığınızda, bizi kıyasıya eleştiren açıklamalarıyla, bize rey vermeyeceğini açıkça ifade edenler bile çok önemli iddialarda bulundular. Bunlara katılınır ya da katılınmaz. Bir çok bilim adamı... Hal böyle olunca, konuyu evvela doğru dürüst tespit etmek lazım. Sorun tespit edilmeden ve en evvel bu işe müdahil olması gerekenler işi ciddiyetle tutmadan siz ne düşünüyorsunuz, ben ne düşünüyorum? Elbette benim bir düşüncem, bir kanaatim var. Eğer, TBMM Başkanı liderlerle bir toplantı yapacaksa biz de kendi yönümüzden görüşlerimizi ifade ederiz. Evvela bu konuşulur, orada gündeme ne geliyor ona bakılır, herkes düşüncesini, kanaatini bu noktada söyleyiverir.''

''İYİMAYA'NIN GÖRÜŞÜ, TÜMÜYLE KENDİ GÖRÜŞÜDÜR''

Çiçek, bir gazetecinin, ''TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'nın bir önerisi var. Anayasa Mahkemesi kararlarını askıya alıcı veto önerisine destek verir misiniz? Kapatma davasıyla ilgili bir süreçte savunma vermeme gibi bir kararınız olabilir mi?'' sorunu şöyle yanıtladı: ''Karar verildikten sonra çok kişi görüş ifade etti. Televizyonlarda bir çok mülakatlar yapıldı, makale yazanlar var, Sayın İyimaya da kendi yönünden bir görüş ortaya koymuş oldu. Tümüyle kendi görüşüdür. Bizim partide oturup konuştuğumuz, karar verdiğimiz veya bugün bu değerlendirmeler içerisinde hiç üzerine durduğumuz bir konu değildir. Diğer yazıp çizenler nasıl bir teklif getiriyorsa Sayın İyimaya da kişiler görüşünü ifade etmiştir. Şu anda değerlendirdiğimiz bir konu değildir. Savunma konusu ayrı, o süreç işliyor, ona önümüzdeki günlerde karar veririz. 29 Haziran'a kadar ek süre istemediğimiz takdirde, bizzat sağlanmış olan bir imkan var, o imkanı değerlendiriyoruz, zaten çalışıyoruz.'' Çiçek, ''Siyasi tansiyonu düşürebilmek bakımından Sayın Başbakan'ın veya işaret edeceği bir kişinin CHP ve Sayın Baykal ile görüşmesi mümkün mü?'' sorusunu yanıtlarken, ''Herkesin katkı vermesi lazım. Tansiyonun düşürülmesi isteniyorsa sizin de katkı vermeniz gerekir'' karşılığını verdi.

Bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin sorusunu yanıtlarken de Çiçek, şunları söyledi:''O anayasa değişikliğinin ismi türban değişikliği değildir. Ben size nasıl isminiz neyse öyle hitap ediyorsam, kanunlar anılırken de ismiyle anılır. Anayasa'nın 10. maddesi eşitsizlikle ilgili bir düzenlemedir, 42. madde de bir fırsat eşitliğiyle ilgili düzenlemedir. Bir şey konuşacaksak, resmi adı neyse onunla konuşmamız lazım. Siz 'türbandır' derseniz, ben de buna cevap vermiş olursam, 'bak işte Hükümet Sözcüsü de meseleyi böyle anlamış' olur. Kanunun resmi ismi neyse onu öyle konuşacağız. Onun üzerinden cevap vereceğiz.''

Çiçek, ''Sayın Baykal ile görüşme durumu var mı?'' sorusunu, ''Teorik bir şeyden mi bahsediyoruz? Ben teoriyle değil pratikle uğraşıyorum. Teoriyle uğraşanlar farklı'' şeklinde yanıtladı.

''YÜZDE 80'İN EVET DEDİĞİ, BENİMSEDİĞİ BİR KONU...''

Bir gazetecinin, ''AK Parti MYK toplantısının ardından, muhatabın Meclis olduğu gösterilmişti, bir beklenti de oluşmuştu, Toptan'ın açıklamalarına ilişkin. Açıklamalarınızdan, Toptan'ın açıklamalarından yeterince tatminkar olunmadığı gibi bir algılama oluştu'' sözleri üzerine ise Çiçek, şunları söyledi: ''Buradan da şöyle bir sonuç çıkarırmışsınız, 'Hükümet ile Meclis Başkanlığı arasında gerginlik var' diye. O fırsatı vermem ben. Bir şey algıladık, algılamadık, tatmin olduk, olmadık o tür tezatlardan yola çıkarak ben açıklama yapmam. Sayın Başkan'ın bir açıklaması var, liderleri de o toplantıya çağırabileceğini söylüyor. Dolayısıyla iptale konu olan tasarruf da bir yasama tasarrufudur. Her halde, tabiatıyla biz o tasarrufun içerisinde bulunduk, oy verdik, ama bizim dışımızda olanlar da oy verdi. 411 rakamı Meclis'in dörtte üçünden fazla bir rakamı ifade ediyor. Yüzde 80'in evet dediği, benimsediği bir toplumsal sorunu gidermek adına yapılmış bir düzenlemedir. Bu şimdi iptal edildiğine göre ve bütün yorumlarda, Sayın Başkan'ın kendi yorumu da var, 'bir yetki tedavülü olmuştur' anlamında gelir. O zaman bunun çözülmüş olması gerekir. Yöntem olarak da Sayın Başkan iki şey söylüyor. Bir, liderleri toplayabilirim' diyor, ikincisi de 'Anayasa değişikliği ile ancak gerçekleşebilecek olan bir senato teklifi var. O ayrı tartışmadır, o ayrı tartışmadır.''

Çiçek, ''Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından parti kapatmayı zorlaştırıcı anayasa değişikliği teklifi yeniden gündeme gelebilir mi?'' sorusu üzerine, ''O ihtimal olmaktan çıkarsa o konuda cevap veririm size'' dedi.

''Sayın Meclis Başkanı, Sayın Başbakan'ı davet etti mi?'' sorusuna da Çiçek, ''Bildiğim kadarıyla yok. Kendisi KEİPA toplantısı sebebiyle yurt dışında. Dönüşte bir değerlendirme yapar. Sonuçta bir davet vaki olursa, onu hep beraber görürüz'' karşılığını verdi. Çiçek, bir gazetecinin, ''Anayasa net anlaşılmıyorsa, kavram ve yetki kargaşaları oradan çıkıyorsa, atılması gereken somut adımlar nelerdir?'' sorusunu yanıtlarken, Anayasa'da muğlaklık veya kendi içinde çelişkiler varsa, toplumsal sorunlara cevap vermiyorsa, bunun nasıl yapılacağının gene Anayasa'da yer aldığını belirtti.

Anayasa Mahkemesinin kararıyla beraber yeni bir durumun ortaya çıktığını, herkesin bunu yeni bir sorun olarak algıladığını ifade eden Çiçek, ''Böyle bir konuda, TBMM'nin hiç bir şey olmamış gibi, bir değerlendirme yapmadan yoluna devam etmesi doğru olur mu? 'Evvela bunu bir gündemine alması gerekir' diyoruz. Sayın Başkan'ın da 'önümüzdeki günlerde liderleri davet edebilirim' diye bir yaklaşımı oldu. Bir araya gelirler, konuşurlar, ne kadarını konuşurlar, bunu hep beraber görmemiz lazım'' diye konuştu.

Yüksek Yargı başkanları dahil Türkiye'de bir anayasa değişikliğinin gerekli olduğunu söylemeyen hemen hemen hiç kimsenin olmadığını ifade eden Çiçek, ''Bu değişiklik eninde sonunda yapılacaktır. Bugün yapılmaz, yarın yapılır bir şekilde toplum artık bu elbisenin içine sığmadığına göre bu değişiklik yapılacaktır. TBMM eğer benim söylediğim usulle bu işe çare buluyorsa, buyursun kendisi bulsun. Her halükarda konuşmakta fayda olduğu kanaatini, düşüncesini taşıyorum'' dedi.