kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Tiyatro Kedi'nin sahneye koyacağı 'Çalıkuşu' adlı oyunda 'Feride' karakterini canlandırmaya hazırlanan Salkım, röportajımız sırasında tiyatronun maskotu Köpük adlı yavru kediyle bol bol oynadı.

Balkan ezgileri sevgilim Hakan'ın fikri!

ECE SARUHAN - GÜNAYDIN
Geçtiğimiz günlerde Balkan ezgilerinden oluşan bir albüm çıkaran Yeşim Salkım, bu fikri kendisine sevgilisi Hakan Eratik'in verdiğini söyleyip, ekledi: Ayrıldığımız yalan! Aksine çok mutluyuz!..
Yaklaşık 1.5 sene önce 'Casablanca' adlı oyun hakkında konuşmak için gittiğimde tanışmıştım Yeşim Salkım'la. Bu buluşmamızda anladım ki; o zamanlar tanıştığımızı sanmışım. Yaşadığı boşanmanın etkisiyle kendi gibi gülümseyemediği ve onu ayağa kaldıracak gücü bulmak için içine kapandığı bir dönemine rastlamışım. Bu kez karşımda hayat dolu bir kadın buldum. Yaşadığı acıların arasından, 'solmayacağım' diye haykırarak sıyrılmış bir kardelen çiçeği gibi geldi bana. Sohbetimiz akarken anladım ki; ondaki bu değişimde 10 aydır birlikte olduğu oyuncu sevgilisi Hakan Eratik'in büyük payı var...

UĞURLU OLDUĞUNU KANITLADI!
İlk defa böylesine aşık olduğunu söyleyen Salkım; benim de aynı mutluluğu yaşamam için yanaklarımdan öptü. "Ben uğurluyum, bak gör neler olacak" dedikten sadece birkaç saat sonra, iki aydır sonumuzun ne olacağını bilemediğim adam artık benim sevgilimdi...

* Önce geçtiğimiz günlerde çıkan, Balkan ezgilerinden oluşan albümünüzden konuşalım...
Ben Rumeliliyim. Rumeli albümü yapmayı hep istiyordum. 10 ay önce 'Sessiz Gemiler' dizisinin setinde sevgilim Hakan Eratik ile tanıştık. Hakan bana, "Böyle bir albüm yapmalısın" deyince hemen harekete geçtim.

* Albümünüzün adı 'Sen Nasılsan Öyleyim'. Bir mesaj var mı bu isimde?
İnsanlar, raflarda bu albümü gördüklerinde birbirimizden farkımız olmadığını hissetsin istedim. Ben de onlar gibi hata yapıyorum, gülüyorum, ağlıyorum. Karşılarındaki ünlü biri olduğunda, insanlar onun etten kemikten olduğunu unutup, yargılıyor. Benim de hatam var. Nerede yaşadığımı unutup, bazı itiraflar yapmamalıydım.

3 PSİKİYATRİST ESKİTTİM!
* Neyi itiraf etmemeliydiniz?
Yaşadığım acı olayları basın vasıtasıyla insanlara anlatabileceğimi düşünmek; en büyük hatamdı. Magazin basını ile girdiğim diyaloglar da olmamalıydı. Biraz daha geri planda kalıp, kendimi merak ettirmeliydim. Oysa ben kalkıp anlattım her şeyi. Etrafımda konuşacak kimsem yoktu. Anlatırsam rahatlayacağımı ve anlaşılacağımı zannettim.

* Gerçekten hiç kimse yok muydu İlker İnanoğlu'ndan boşanırken yanınızda?
Her şeyi yalnız atlattım. Ne acımda, ne mutluluğumda bir tek kişi aramadı beni. (Gözleri doluyor) Aileme bile göstermediğim anlar oldu. 3 psikiyatrist değiştirdim. Tanımadığınız bir insana konuşmak, bağırmak, küfretmek kolay. Kendime, "İçine dön, nerede hata yaptığını bul" dedim ve kendimle barıştım. Kusursuz olmadığımı ve hata yapmaya devam edeceğimi öğrendim. Benim gibi hesapsız kitapsız yaşadığınızda, başınıza her şey gelebiliyor. Ben yine de kollarımı açıp, hayatı bekliyorum. Dersimi aldım ben!

HER YERİMDEN DARBELER ALDIM!
* Nedir hayattan aldığınız bu ders?
Tanrı taşıyabileceğim kadar yükü bana verdi. (Gözleri doluyor) Güçlüyüm; hepsini taşıdım. Nasıl ayakta kalabildiğime şaşırdılar. Annem bana, "Çok gamsızsın" diyor. Gamsız değilim. Sadece hayatı çok ciddiye almamayı öğrendim.

* Bir kere dibi görünce, bir daha aynı şekilde üzülemiyor değil mi insan?
Kaç bir? (Kahkahalar) Kitap çıkar yaşadıklarımdan. Aynalarla, duvarlarla çok konuştum. Bir zamanlar canımı çok yakan olaylara şu anda anlatırken gülebiliyorsam, gerçekten çok olgunlaşmışım....

* Sizi yaşadığınız acıları kolay atlatmakla eleştirenler de oldu. Anlatırken gözlerinizi dolduran bu süreci yaşanmamış farz edenler...
Herkesin canı sağ olsun. Sokaktaki insanlar beni anlamak zorunda değil. Ama susmak o kadar zormuş ki... Sırtımdan, boynumdan, kalbimden, kafamdan, vücudumun her yerinden darbe aldım. Ama ailemin üzüntüsü dışında hiçbir şeyin beni yıkamayacağını söyledim. Her şeyden önce bir evladım var; onun için yaşamalıyım. Ben günlerce hüngür hüngür ağlarken, kızım nasıl mutlu yaşayabilir? Kızım bana, "Hep seni örnek alıyorum. Çok güçlüsün. Ben de böyle olacağım" diyor. Oluyor da! İşte geleceğin kadını böyle yetişir. Sürekli ağlayan, mızmızlanan bir kadın ancak kendi gibi bir çocuk yetiştirir. Ben asla öyle bir kadın olmadım, kimse de olmasın. Yaşamı çok seviyorum. Hayata hep başkaldırdım! Bunda utanılacak bir şey varsa özür dilerim ama iyi ki böyle yaşamışım. Hayatta her an yeni bir kapı açılabilir. Aksi olsaydı bir bitki solar, bir daha da açmazdı. Soldum diye, bir daha açmayayım mı? Birisi gitmişse ya da onu göndermişseniz, bunun için yas tutmak neden? Aşk başlangıcının heyecanını yaşıyorsanız, aşkın bitişinin acısını da yaşarsınız. Ama bunun süresi vardır. Ölünün ardından bile yakınları 3 ay sonra hayata devam ediyorsa, ben niye hayata küseyim! Hiçbir erkeğe değmez! Hayata değmez!

ÇIKIŞ DÖNEMİMDEYİM VE AŞIĞIM
* 1.5 sene önce konuştuğum boşanmanın arifesindeki kadınla, şu anda karşımda duran kadın arasında çok büyük fark var. Hakan Bey hayatınızda bir dönüm noktası yaratmış gibi...
Galiba benim döneceğim vardı, o da karşıma çıktı. (Kahkahalar) Bu halim, öncelikle albümün mutluluğundan. Artık hayatımdaki öncelikleri biliyorum. Siz yoksanız hiçbir şey yok, siz varsanız her şey var. Ben insan yaşamını biraz kalp atışlarına benzetiyorum; inişleri ve çıkışları var. Şu anda çıkıştayım. Geçen gün gittim ağaç tepelerinden erik ve kiraz topladım. O kadar rahatım ki... Kendimle barışığım; makyajsız geziyorum. Birkaç sene sonra kızım evlenebilir. Ah ne güzel işte; erken yaşta anneanne olacağım. Böyle bir mutluluğu kim yaşayabilir? Bir erkek arkadaşım var; 9-10 aydır beraberiz. Aynı meslekteniz ve birbirimizi çok iyi anlıyoruz.

* Gözleriniz aşık olduğunuzu söylüyor...
Ben de söylüyorum. Evet; aşığım. (Gülüyor)
Haberin fotoğrafları