kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Haziran 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

"CHP'siz Kürt sorunu çözülmez"

Kritik bir süreçten geçiyoruz...
Her kesimden insan, siyasetin gelip dayandığı "dindar-laik" gerginliğini yumuşatacak bir ses arıyor.
O sese bu ülkenin ihtiyacı var.
Bir anlamda toplum olarak hiç değişmeyen bu kısır döngü içindeki tartışmalardan yorgun düştük.
Bu yüzden ne Kürt meselesinde, ne de inanç sorunlarını çözmede olumlu bir adım atamıyoruz.
Önceki gün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Şanlıurfa'da, dün de Diyarbakır'da yaptığı açıklamalar, hem bölgede hem Türkiye genelinde "barış rüzgarları" estirdi.
Bunu sağlayan da öyle derin siyasi açılımlar falan değildi.
Bir tespit yaptı Deniz Baykal ; "Etnik kimlik kişinin şerefidir."
Bu açılım, bu siyaset dili CHP'nin yeni dönem politikalarına bakışının ilk çarpıcı örneği oldu. Aslında Güneydoğu'da ciddi yankı yaratan bu açılımın ipuçları daha 32. Olağan Kurultay öncesi verilmişti.
O günlerde konuştuğumuz Sinan Yerlikaya, CHP'nin bölgeye yönelik yaklaşımını şöyle anlatıyordu.
"Bölgenin BOP'a değil GAP'a ihtiyacı var . Bizim Kürt meselesinde daha önce hazırlanmış şu anda bile güncelliğini koruyan raporlarımız var. Bir eksiğimiz yok, Kürt sorununun her zaman söylediğimiz gibi barışa dayanan, üniter sistem içinde çözülmesinden yana bir tavrımız var."
Yerlikaya Kürt sorununda asıl değişimin nasıl olacağını da şöyle özetlemişti.
"Bölgeyi gezerken benden siyasi bir affın çıkmasını istiyorlar. Ben de diyorum ki, 'Türkiye buna hazır değil.' Ama bugün PKK silahları bıraksa çok güzel değişiklikler olacak ."
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Güneydoğu gezisiyle yeni bir siyasi iklimin işaretini verdi.
Diyarbakır konuşmasında şöyle diyordu:
"Meşhur 1989 raporunu gündeme taşıyın, dediler. Ben de memnuniyetle kabul ettim. Raporu yeniden gündeme getireceğiz. Çatışma ortamı o söylemi ortadan kaldırdı."
Baykal etnik kimlik meselesine ise yeni bir yaklaşım getiriyordu:
"Hiçbir etnik kimlik devlete tehdit değildir. Herkesin etnik kimliği onun şerefidir."
Bu açılımı, bir süre önce Kürt meselesi nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan'la tartışan Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu'na sorduk.
Tanrıkulu önce bir tespit yaptı:
"Türkiye Kürt meselesine bir çözüm yolu bulacaksa bu yolu bulmada CHP'nin çok büyük rolü var. CHP'siz bir çözüm zor..."
Tanrıkulu, Deniz Baykal' ın son iki günlük gezisini, Kürt kimliğine ilişkin açıklamasını ve sonucunu ise şöyle değerlendiriyor:
"CHP'nin bu çıkışını son derece anlamlı buluyorum. Özellikle son birkaç yılda izlediği politikalardan sonra bu noktaya gelmesi çok yararlı. Eğer tutarlı bir şekilde bu konuda yürürse, sorunun çözümünde yeni yollar yol açabilir. Çünkü sonuç itibarıyla CHP devletin kurumlarının da dikkate aldığı, askeri bürokrasinin, yargı bürokrasisinin dikkate aldığı bir parti... CHP'nin bu tutumu çözüm yolunu açabilir diye düşünüyorum."
Bu açılımın neden önemli olduğunu da Tanrıkulu şöyle anlatıyor:
"Çatışmanın aldığı boyut giderek daha da derinleşiyor. Devletin 'Son örgüt üyesine kadar devam edeceğiz' mantığından vazgeçip, sorunun özüne inebilecek bir siyasal değişiklik için adım atması gerekiyor. Bunun adresi Meclis'tir..."
Kürt meselesinde CHP'nin son dönemdeki mesafeli yaklaşımını değiştirip, yeniden eski rolünü üstlenmesi dün de dile getirdiğimiz "CHP sola açılıyor" yaklaşımının bir parçası...
Bu değişim, sadece CHP'nin siyaseten yükselmesine değil, Türkiye'de siyasetin normalleşmesine de büyük katkı sunacaktır.
Türkiye'nin "iktidar-muhalefet" dengesine ihtiyacı var.