kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Haziran 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Anayasa Mahkemesi anayasa yapıyor

Anayasa Mahkemesi 367 kararında olduğu gibi, hukukiliği çok tartışılacak bir karara imza attı ve genç kızların üniversiteye türbanla girmesine izin veren düzenlemeyi iptal etti.
Çünkü bütün anayasa hukukçularının fikir birliğiyle kabul ettiği "esastan inceleme yoktur" hükmünü açıkça ihlal etti ve adeta anayasayı yeniden yazdı.
367 kararında da aynısını yapmıştı.
Sonuç itibariyle Türkiye "27 Nisan Süreci" denilen bir dönemden geçmektedir.
Kimi özgürlüklerin genişletilmesinden rahatsız olan güçler devreye girmiş ve hukuk aracılığıyla Türkiye'yi yeniden biçimlendirmeye başlamıştır.
Aradan zaman geçip geriye baktığımızda veya Türkiye'nin yakın tarihi kaleme alındığında kimilerinin yüzü gerçekten çok kızaracaktır.
Mahkemenin, kararı 9'a karşı 2 oy ile almış olması, AK Parti'nin kapatılma davasıyla ilgili çok ciddi bir göstergedir.
Mahkemenin türban kararıyla birlikte AK Parti kararını da verdiğini söylemek bilineni tekrar etmek anlamına gelmektedir.
Evet 28 Şubat döneminde olduğu gibi olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.
Siyaset ve siyasetin belirlediği ekonomik düzen yeniden oluşturuluyor.
Gelişmeleri yakından izleyenler, AK Parti'nin kapatılmakla kalmayacağını, yasaklanan isimlere 5 yıl siyaset yasağı getirileceğini açıkça ifade ediyor zaten.
Erdoğan'ın yasaklandığı, Cumhurbaşkanı'nın köşeye sıkıştırıldığı bir atmosferde, AK Parti parçalanıp yeni hareketler kurulmaya çalışılacak.
Bunun işaretleri mevcut.
CHP lideri Baykal'ın gerek Kürtlere, gerek muhafazakârlara yönelik mesajları, AK Parti'siz bir Türkiye seçmenine yönelik hazırlığın ilk adımı olarak değerlendirilmelidir.
Bölgenin en güçlü iki partisinin birden kapatılmasından doğacak rahatsızlık CHP eliyle yatıştırılmak isteniyor.
Ancak yine yakın tarihimiz gösteriyor ki, Türkiye'de halk "tepeden inmeci" yöntemlerle oluşturulmak istenen modellere ilgi duymuyor.
Kendi akışına bırakılsa küçülen büyümeyle, artan işsizlikle, yüksek enflasyonla zayıflayacak siyasi hareketler, zorla yok edilmek istenerek güçlü kalmaları sağlanıyor.
Bu gerçeği 1971'de de, 1980'de de, 1996'da da gördük, yine görmeye devam edeceğiz.
Çünkü eninde sonunda Batı sistemi içinde yer almaya mecburuz ve bunu göstermelik bir demokrasiyle yapamayız.
Kendilerine yüksek öğretim hakkı bile çok görülen genç kızlarımıza üzüntülerimi iletmekten başka bir şey gelmiyor elimden.