Aynı paraya daha fazla caz

Basın toplantısı yapıldı, biletler satışa çıktı. Bu yıl festival, cazseveri memnun edecek. Çünkü yıllardır ilk kez festival, adıyla bu kadar özdeş. Lenny Kravitz dışında rock konseri yok. Caz Festivali'nin yeteri kadar caz içermediğine dair eleştiriler her yıl yapılır. Ve ben bu eleştirileri biraz ırkçı bulurum. Tıpkı 80'lerde arabesk ve tavernadan iğrenen insanların bu müziği yapan sanatçıların isimlerini bilmezden gelmesi, hatta bununla gurur duyması gibi cazcıların da rock ve alternatif müziğe bu gözle yaklaştıklarını düşünürüm nedense: "Neden Caz Festivali'ne Nick Cave geliyor?" Geliyor da fena mı oluyor yani? Fazla didaktik, fazla kategorik ve seçkinci... Neyse Allah'tan caz böyle bir şey değil. İşin aslı şu ki festivalin bu yıl aynı paraya en az yüzde 30 daha fazla caz içermesi, beni ziyadesiyle memnun etti. Bir basın mensubu olarak niye o gelmiyor, bu gelmiyor yaygarasından acayip sıkıldığım için mi, festival ve organizasyon hadisesi artık gerçekte olması gereken noktaya geldiği için mi, yoksa şu aralar John Coltrane üstadı yeniden keşfettiğim için mi emin değilim. Belki de eski günleri hatırladım: Beyaz takımı içinde Al Di Meola sahnede, Açıkhava'nın sıcak taşlarından ateş çıkıyor, ateşböceği gibi yanıp sönen sigaralar karanlığı deliyor (acaba serbest olacak mı bu yıl?), yükselen hava türbülanslar yaratarak hafif esintilere neden oluyor, biz yolsuz öğrenciler harçlık ekonomisi altında inim inim inlerken yancı gibi merdivenlere sığınma ezikliğini yaşıyoruz, Hilton Oteli sessiz, yorum yapmıyor. Festivalde yıldız tarihi 1990 falan... Hakikaten festival ile ilgili en sevindirici haber de bence Açıkhava'nın kullanılabiliyor olması. Yalnız tabii yol trafiğe kapalı olacağından iki yan girişi devreye sokacaklarmış. Yani cazsever tepelerden trekking yapacak... Yine de kongre vadisi inşaatına rağmen oranın kullanılıyor olmasında kimin emeği varsa teşekkür etmek lazım. Açıkhava olmadan caz festivalinden söz edilemez... Gelelim programa... 2-16 Temmuz tarihlerindeki festivale daha çok var ama siz şimdiden yapın programınızı. Benim önerilerim şöyle...

Herbie Hancock
İlginçtir bizim kuşak onu Rock It ile tanımıştır. Acayip avangart bir break dance şarkısı. Benzeri daha bugün bile yapılmadı. Hancock bu yıl Joni Mitchell şarkılarını yorumladığı albümü River-The Joni Letters ile en iyi albüm dalında Grammy aldı. Popçuların arasında bir cazcı olarak.

Marcus Miller
Defalarca gelmesine rağmen ne zaman gelse sorgu sual etmeden giderim. Üstad basıyla kulakların pasını siliyor.

Rufus Wainwright
Festivalin Yeni Ozanlar başlığı altında yer alacak. Daha önce Kings of Convenience ve mesela geçen yıl Antony and the Johnsons bu bölümdeydi. Wainwright, Amerika'nın en genç ve şu sıra en fazla dikkat çeken isimlerinden biri. Piyano başında olacak, her telden çalacak.

Nina Simon Tribute
Dee Dee Bridgewater, Raul Midon, Stacey Kent, Sibel Köse ve Al Schakman band. Nina Simon'a yıllarca eşlik eden grubun üyeleri ve konuk sanatçılar geceyi şenlendirecek. İlgi çekici olacağı kesin. Ekipteki Raul Midon'un ayrıca İstinye Park'ta bir konseri daha var. Bu yeni Stevie Wonder'ı geçen gelişinde izlemeyenler bu fırsatı değerlendirmeli.

Al Jarreau ve Dianne Reeves
Nedense Al Jarreau'yu görünce aklıma meşhur Mavi Ay'ın tema müziği değil, Bill Cosby gelir. Hepsi aynı dönem belki ondandır. Jerreau'nun love songs repertuarının yanında klasik parçaları da söyleyeceklermiş. Dianne Reeves ile birlikte...

Lenny Kravitz
30 Temmuz'da Kuruçeşme Arena'da. Festivalin bu yılki tek rock etkinliği festival bittikten sonra yapılıyor. Bu bile muhafazakâr cazcıyı mutlu edecek bir gelişme herhalde. Kravitz'in birkaç ay önce çıkan albümü eski tarza dönüş niteliğinde çok başarılıydı. Konserin de öyle geçeceğini tahmin ediyorum. Programın tamamını iksv.org adresinden görebilirsiniz. Sıradan dinleyicinin Caz Festivali seçkisi böyle işte.