kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Faiz yükselecek, kur düşecek mi?

Büyük resim için tıklayın
Dolar kuru bir süre 1.351.25 veya 1.27 arasına sıkıştı. 1.2527'den dolar alanlar 1.35'ten sattı ve birkaç aydır da kâr yazdılar. Bu eğilim ocak sonrası için geçerliydi. Ta ki geçen haftaya kadar. Geçen hafta dolar kuru 1.25'i de aşağı kırarak 1.20'yi gördü. Doların haftalık kaybı yüzde 2.5, Euro'nun yüzde 3.9'a, döviz sepetinin de yüzde 3.4'e vardı. 1.271.35 bandı bu kez bozuldu. Kur yeniden aşağı hareketlendi.

- Neden acaba?- Nedenlerden biri küresel finansal krizde düzelmeyle risk iştahının açılmaya başlaması. Bu çerçevede Türkiye'ye kısa vadeli sermaye girişi yeniden hızlandı. Bunun sonucunda kur düşüyor. Gelen yabancı dövizini de kurun 1.25'in altına inmesinden dolayı yerliler alıyor. Bitişikte görüldüğü gibi, yerlilerin döviz tevdiat hesapları son beş haftada hızla yükseldi, 94 milyar dolardan 99.5 milyar dolara çıktı. Yerli bireysel yatırımcılar yanında ağırlıklı olarak şirketlerden oluşan tüzel kişilerin de döviz hesaplarının artması yurtdışından borçlanmaya devam ettiklerine işaret.

- Yabancı gecelik vadede- Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın belirttiğine göre, nisan ortasından itibaren gecelik piyasaya gelmeye başlayan yabancı parası henüz bonoya girmedi. Merkez Bankası'nın faizleri yarım puan yükseltmesi ve kademeli şekilde daha da artıracağını belirtmesi, yabancı parasının gecelik piyasada kalmasını cazip kıldı. Bu yolla hem yükselen faizleri yakalamak ve bunun getirisini almak, hem de faizi tepe noktasında yakalamak mümkün. O zamana kadar geçecek bekleme döneminde gecelik piyasadan para kazanmak ve herhangi bir kur hareketinde likit kalındığından pozisyon değiştirmek olanaklı. Faizde en yüksek düzeyi yakalamaksa faiz gerilemesinden sermaye kazancı elde etmeyi beraberinde getiriyor. Bu nedenle yabancı para Türkiye'ye girerken bono bileşik faizleri yüzde 20'nin üzerinde seyrediyor ve gecelik Merkez Bankası faizleri ile arasında 2 puanın üzerindeki farkı koruyor.

- Hazine borçlanamadı- Geçen haftaki bir gelişme daha kurda yukarı yönlü beklentinin zayıfladığını ortaya koydu. O da Hazine'nin açtığı döviz cinsi ihaleye itfanın 10'da biri kadar teklif gelmesi.
Hazine büyük kısmı döviz olan 6.2 milyar YTL itfaya karşılık düzenlediği 3 yıllık döviz cinsi sabit kuponlu tahvil ihalesine sadece 423 milyon dolarlık teklif geldi. Faiz yıllık bileşik yüzde 5.76 oldu.
İhaleye ilginin çok az olması, kurdaki artış beklentisinin kırılmasına ve önümüzdeki dönemde faizde yükseliş beklenmesine işaret. Özellikle temmuz ayında 20 milyar ve ağustosta 15 milyar liraya varan iç borç geri ödemesinin olmasına karşılık Hazine'nin geri alım ihalelerinde geç kalması, yığılan itfayı eritememesi, faizi yukarı yönlü baskı altına alıyor. Bankalar bu nedenle döviz ihalesine ilgi duymazken, yabancılar da faiz artırımı beklentisinden ve Hazine'nin yüklü itfalarından dolayı bonoda yeni bir pozisyon almıyor.

- Kademenin etkisi- Yabancılar Türkiye'ye para getiriyor ama gecelik piyasada kalmayı tercih ediyorlar. Bu da bize Merkez Bankası'nın faiz artırırken kademeli bir yükselişin ne kadar zor olduğunu, ne kadar yan etkisinin ortaya çıktığını gösteren iyi bir örnek. Demek ki Merkez Bankası ne kadar artırım düşünüyorsa bunu bir hamlede yapmalıydı. Faiz düşüşünde iyi sonuç veren kademeli hareket yükselişte tam ters etki yaratıyor.

- Hazine'nin hatası- Döviz cinsi ihaleye ilgisizlik sadece kurda artış beklentilerinin kırılmasını değil aynı zamanda borç yönetiminde de sorun bulunduğunu gösteriyor. Hazine'nin borç çevirme sorunu yok, burada önemli iyileşmeler oldu. Ancak bu iyileşmeye ve rahatlığa rağmen geçen hafta ortaya çıkan sonuç ile temmuzağustos ayı itfalarının yığılması borçlanma politikasını yürütmede son aylarda hatalar yapıldığına işaret ediyor.

- Sonuç- "İlk hata saflığın, fakat sonrakiler suçun ürünleridir." Oliver Goldsmith