kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Nişantaşı sakinleri hafta sonu kalabalığı yüzünden dışarı pek çıkmıyormuş.

Eski köyün yeni adetleri: Bebek ve Nişantaşı

Ayşe Ferhangil
Bebek sakini arkadaşlarım var. Yıllardır pazar sabahı kahvaltılarını Bebek Kahve'de menemen ve kaşarlı simitle yapar, Mini Dondurma'dan aldıkları 'limonlu frambuazlı' kalorilerini Bebek Parkı'nda yakarlar. Dünya Aktüel Kitapevi'nden dergilerini ısmarlar, buranın tam yanındaki çiçekçiden erengüllerini bir de rengârenk lalelerini evlerine taşırlar. Akşam evde yemek yoksa Susam'dan peynirli çöp şiş dürüm ısmarlar, aceleleri oldu mu soluğu Gülen Köfte'de alırlar. Bir de Nişantaşılılar var. Onlar aile büyükleriyle geçirilecek geleneksel sabahlarda Saray Muhallebicisi'ne, dostlarla buluşmalar için eski House Cafe'ye giderler. Atlas Kasap'tan etlerini, Şütte'den sütlerini bir de binbir çeşit peynirlerini alırlar. İstanbul'un en güzel sandviçleri için Çerkezo'ya gider, canları ev yapımı bir mercimek çorbası üzerine de kuşbaşı kaşarlı pide istedi mi Tatbak'ın yolunu tutarlar. Enginarcıları Amerikan Hastanesi'nin önünde durur, çiçekçileri tam 34 yıldır Valikonağı'ndaki Neco'dur. Nişantaşı ve Bebek yerlileri bu semtleri Anadolu Hisarı hatta yabancının ayak basmadığı Kanlıca'ymışçasına yaşarlar. Bunları niye mi anlatıyorum, Bebek ve Nişantaşı'ndaki akıl almaz değişimin canlı tanığı olduğumdan.

BEBEK İZDİHAM ALANI
İstanbul'un Avrupa Yakası'nda özellikle son yıllarda 'gündüz gezmesi' dendi mi, akla Nişantaşı ve Bebek'ten başka semt gelmiyor. Fakat bu yaz buralarda işler iyice karışmış. Kapıda bodyguard bekleyen dünyadaki tek 'kafe' olma özelliğine sahip Lucca'yı takip ederek ard arda açılan House Cafe ve MidPoint, Bebek'i bir izdiham alanına çevirmiş ki sormayın. İstanbul'da bedava Madonna konseri olsa ancak bu kadar kalabalık toplanabilir. 'Hava güzel sahile inelim' kültüründen farklı olarak Bebek'te toplanmaktaki amaç deniz havası almaktan çok uzakta. Bu rahat hatta salaş semtte tüm kızlar topuklu ayakkabılar, yapılı saçlar ile havanın sıcağına, kaldırımın bozukluğuna aldırmadan tur atıyor. Kızların kostümleri bilek burkulmasına birebir topuklarla da bitmiyor. Çevredeki herkes mini etek, biraz insaflılar ise şort giyiyor. Straplezler ve sırt dekolteleri de gırla gidiyor. Bu kadar hazırlık boşuna değil. Kızların kendilerini beğendirmek istedikleri gençler de 'havalı' arabaları ile bir aşağı bir yukarı tur atıyor. Sahil trafiğinin saatlerce akmama sebebi de ortaya çıkmış oluyor. Bebek'te 'modifiye' egsoz ve bangır bangır müzik, kulaklarla birlikte akla da zarar bir Bağdat Caddesi klasiği yaşatıyor.

YÜRÜMEK ZORLAŞIYOR
Nişantaşı da Bebek'ten farklı değil. Semtte oturan yerlilerin hayatlarında bir kahve içmişliği olmadığı Beymen Brasserie ve Grissini'de, yaş ortalaması Bebek'ten yüksek olsa da burada da gündüz gezmesine yakışmayacak dekolteler ile insafsız topuk boyları birbiriyle yarışıyor. Bu semtte Bebek'ten farklı olarak bir de, kadınlar ellerinde ya bir Louis Vuitton veya Guiseppe Zanotti torbası tutma zorunluluğu hissediyor. Yokuş ve topuklara bir de bolca torba eklenince Abdi İpekçi Caddesi'nde yürümek hayal oluyor. Şoförlü araçlarla gidilecek yerin kapısında iniliyor, aynı yerden geri otomobile biniliyor. Zazie de Mado'nun yerine açılan yeni House Cafe kadar iş yapıyor. Ama Nişantaşılıların dediğine göre bu yeni lokasyon eskisinin yerini tutamıyor. Tüm bu görüntü ve gürültü duyduğuma göre hafta sonları semt sakinlerinin zorunlu haller dışında evlerinden çıkmamasına neden oluyormuş. Çıktıkları zaman da Bebekliler Mangerie'ye, Nişantaşılı ise Kantin'e uğramadan edemiyormuş. Hafta sonunu semt sakinleri ile birlikte geçirmek isteyenlere duyurulur.