kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Observasyon* komisyonu...

İki yıl önce üç parti liderinin kürsüdeki el ele görüntüsü, "yüzyılın fotoğrafı" diye yorumlanmıştı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin yarınki Genel Kurulu'nda aynı görüntü olmayacak.
Bırakın el ele tutuşmayı, liderler yan yana dahi gelmeyecek.
Çünkü Başbakan Erdoğan ilk konuşmayı yaptıktan sonra beklemeyip partisinin Kızılcahamam'daki toplantısına dönecek.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi muhalefet temsilcilerini dinlemeyecek.
Öyle gözüküyor ki Erdoğan dışında TBMM'de grubu olan siyasi parti lideri de bulunmayacak.
CHP lideri Deniz Baykal programında bir değişiklik olmazsa, başka bir etkinlik için Ankara dışında olacak.
MHP lideri Devlet Bahçeli de geçmişte olduğu gibi geleneği bozmayacak; bu yılki Genel Kurul'da da bulunmayacak.
DTP ise, henüz yerine yenisi seçilmediği için genel başkan düzeyinde katılamayacak.

Anadolu tepkisi
Ancak şurası kesin ki TOBB'un bu yılki genel kurulu hükümet ve muhalefet açısından ilginç konuşmalara sahne olacak.
Bundaki en büyük etken dünyada bir süredir yaşanan, etkisi Anadolu'da daha ağır hissedilen ekonomik kriz.
Genel Kurul dolayısıyla dün Ankara'ya gelen oda ve borsa başkanlarının yakınmaları ortaktı:
"Ağır ekonomik kriz içindeyiz. Çek, senet protestoları havada uçuşuyor; zincirleme iflaslar başladı."
Böyle bir ortamda Ankara'nın başka konularla uğraşıyor olmasına tepkililer.
Özetle, Anadolu sermayesinin 2001 sonrası umut bağladığı Ankara'dan bu kez fazla beklentisi yok.

Araştırma Komisyonu
Dikkat çeken, oda ve borsa başkanlarının yakınmalarına rağmen Ankara psikolojisine kendilerini çabuk kaptırmış olmaları.
Eleştirdikleri konularda benzer kaygıyı taşımaları.
Örnek mi; trajikomik bir şekilde birçoğu telefonlarının dinlendiğine inanıyor.
Bu nedenle CHP Genel Sekreteri olayı ile patlak veren dinleme olayına ilgi gösteriyorlar.
Haksız da değiller.
Çünkü, toplumda çok sayıda kişi telefonlarının dinlendiği kaygısını taşıyor.
Her ne kadar mahkeme kararıyla dinlenen kişi sayısı 20 bini cep telefonu olmak üzere, toplam 25 bin kişi olsa da toplumda şüphe duyanların sayısı bu rakamı katlıyor.
Yasal olmayan dinleme yapılmasının önüne geçmek için birden çok yasa çıkarılmış, bir tek boşluk kalmamış olsa da şüpheler bitmiyor.
Kabul edelim ki buna neden, son dönemde kanunsuz dinlenen bazı kişilerin sesinin internet sitelerinde dolaşıyor olması.
Bugün hükümet bu dinlemeleri güvenlik güçlerinin yapmadığını ileri sürebilir; bu doğru da olabilir.
Ancak kanunsuz dinlemelerin önüne geçmek de güvenlik güçlerinin görevidir.
Hatta toplumsal bir paranoya haline dönüştüyse daha fazla özen gösterilmelidir.
O nedenle hükümetin ve muhalefetin dün desteklediklerini açıkladığı Meclis Araştırma Komisyonu bir an önce kurulup, konuyu tüm yönleriyle araştırmalı, toplumu rahatlatmalı.
Öncelik de, son dönemde tartışmaların odağında olan ve "Observasyon aracı" diye adlandırılan mobil dinleme, izleme ve takip araçlarının, yasal görevleri engellenmeden nasıl denetim altına alınacağı oluşturmalı.

* inceleme, gözlem