Umut veren prova

Sahadaki tek mavi kramponları kırmızı formaların altına giymesiyle, yeşil çimenin üzerinde hemen fark ediliyordu. İlk dakikalarda bulduğu pozisyonlarda titreyen ayakları, 21 olan yaşını ve tecrübesizliğini ele veriyordu. Terim'in 'Portekiz provası' dediği, 11'de şans verdiği Mevlüt, sistemin merkezine oturtulmuş gibi Finlandiya karşısına assolist olarak çıktı. Maçın başında yaptığı, Tuncay'ın saliselerle kaçırdığı orta, bir şeylerin habercisiydi. Hızı ve gücüne sorumluluk yüklenen Mevlüt, özellikle Emre'nin derinlemesine yaptığı ortalarla kapanan defansın arkasına sarkıp dağıtma görevini başarıyla yaptı. 6 etkili bindirmenin 3'ü heyecan dalgalarında, kaleyi bulan 3 sert şut Enckelman'ın kollarında eridi. İki gün önce Sabah'a verdiği röportajda 'Ağlaya ağlaya futbolcu oldum' diyen Mevlüt tavan yapmış özgüveni ve aykırı futbol yapısıyla rakip takımları da çok ağlatacağının sinyalini verdi. 15'te Sabri'nin sağdan ortasında ön direğe hareketlenen Tuncay topu filelere bıraktı: 1-0. Golden sonra Terim'in oyuncularına el uzatması, 20'de de Tuncay'ın ön direkte topu eliyle kaleye yollaması ilginç karelerdi. İlk yarıda Türkiye'nin üstünlüğünü kabul edip, defansta kalan Finlandiya tek ciddi pozisyonunu, 40'ta Eremenko'nun şutuyla buldu.

YÜKSELİŞİN GÖSTERGESİ
Servet'in iyileşmesi, Sabri'nin geride, özellikle de Hamit'in ortada oynaması takıma çekidüzen getirdi. İkinci yarı, Nihat'ın yan ağlarda kalan bazukasıyla açıldı. Millilerimizin, Uruguay dersinden sonra skoru muhafaza etme düşüncesi sahayı durgunlaştırınca, 62'de Forssel'in ön direkteki plasesi az farkla auta çıktı. 60'tan sonra takımımızda aşırı yorgunluk belirtileri görüldü. Değişiklikler 88'de Kazım'ın ortasında Semih'le ikinci golü getirdi: 2-0. Bu oyun ve skor 7 Haziran'daki Portekiz maçına doğru Türkiye'nin yükselişte olduğunu gösterdi.