kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Banu Bozdemir

Bu öyküler çocukları doğayla buluşturacak

ZEYNEP GÜLER CEYLAN - GÜNAYDIN
Daha önce 'Küçük Sinemacılar' kitabıyla çocuklara sinema dünyasını tanıtan Banu Bozdemir, beş öyküden oluşan 'Çevremi Seviyorum' serisi ile çocuklara doğayı koruma bilincini aşılıyor..
tkisi gitgide artan küresel ısınma ve diğer çevre sorunları, büyükleri olduğu kadar çocukları da etkiliyor. Deniz kirliliği, yağmayan yağmur, yeşil alanların gitgide azalmasının yanı sıra; buzulların erimesi ve hormonlu tarım ürünleri, çocukları da yakından ilgilendiren konuların başında geliyor. Daha önce 'Küçük Sinemacılar' kitabıyla, sinemayı çocuklara tanıtan Banu Bozdemir, şimdi de Beyaz Balina Yayınları'ndan çıkan 5 öyküyle çocuklara çevre bilincini aşılamayı hedefliyor. Bozdemir, 'Çevremi Seviyorum' serisindeki öykülerinde çevreyi korumanın önemini mizahi bir dille anlatıyor. Gökçe Akgül'ün illüstrasyonları da bu mizahi boyutu destekliyor.

ÇEVRE BİR ARKADAŞ GİBİ
* Çevre üzerine bir kitap serisi yazma fikri nasıl oluştu?
Çevre üzerine duyarlı olmak, çevreyi tanımaktan, çevreyle birebir iletişim kurmaktan geçiyor. Bir ağacın nasıl büyüdüğünü, bir ağacın nasıl bir gecede çiçek açtığını görmek, bir kaplumbağayla yarış yapmak çok önemli. Yani çevrenin yaşayan, üreten ve aynı zamanda tüketen bir yapısı olduğunu görmek gerekiyor. Bu küçük şehirlerde ve kasabalarda çok daha mümkün. Çünkü çevre dediğimiz şey bir arkadaş gibi yanı başımızda. Ama büyük şehirlerde öyle değil. Böyle bir kitap serisi yazma fikri tabii 'dünyamız elden gidiyor', yağmur yağmıyor, küresel ısınma kapımızda nidalarıyla arttı. Bizim çocukluğumuz çok güzel geçti. Şimdiki çocukların bilgisayar başından kalkmadan, alışveriş merkezlerinin içindeki çocuk parklarını oyun alanı sayarak büyümeleri beni üzüyor her zaman. Çevre dediğimiz doğayı göremedikleri için de öyle bir bilinç oluşmuyor doğal olarak. Her şey çocukları çevreyle buluşturma fikriyle ortaya çıktı...

DOĞAMIZ CANSIZ DEĞİL

* Türkiye'de çocuklara çevre bilinci konusunda yeterli eğitim verildiğini düşünüyor musunuz?
Mutlaka bir şeyler yapılıyor. Özellikle de son yıllarda S.O.S veren çevre konularıyla ilgili. Susuzluk, çevre kirliliği, kalabalık, yanı başımızda arkadaşımız gibi bizimle dolaşan zararlı gazlar. Ama hiçbir zaman verilen eğitim, yapılan şeyler yeterli olmamış ki, dünyamız bu hale gelmiş. Çevreye 'cansız' muamelesi yaptıkça sorunlar da devam edecek bence...

* Seri 5 öyküden oluşuyor, kısaca öykülerden bahsedebilir miyiz?
Kitaplar bildiğimiz anlamda, didaktik eğitici kitaplar değil. 'Ağlayamayan Bulut', kurak geçen günler yüzünden bir damla suyu kalmayan bir bulutu anlatıyor. Ağlamak mutluluk kaynağı ama ağlayamıyor. 'Koca Devin Koca Meyveleri'nde hormonlu sebze ve meyve olayını anlatıyorum. Yemek bollaşıyor ama herkesin sağlığı bozuluyor ülkede. 'Son Kurşunkalem', tek ağacın bile kalmadığı bir felaket ülkesinde umudu hep 'içimizde' taşımamız gerektiğini anlatıyor. Bir kurşunkalemin dünyayı kurtarması gerçekten heyecan verici. 'Renkli Penguen', erimeye başlayan buzullarda yaşayan, bembeyaz bir ortamda renkli olmayı hayal eden bir pengueni anlatıyor. 'Köpük Ülkesi' ise denizlerdeki kirlenmeye dikkat çekiyor. Köpük kızımız çok akıllı ve denizi kirleten insanlara karşı çok güzel planlar yapıyor. Öykülerin hepsi umutsuz başlıyor ama sonunda umuda ulaşıyoruz.

* Kitap el yazısı fontu kullanılarak basılmış, bunun kitaba olan ilgiyi artıracağını düşünüyor musunuz?
Bana pek tanıdık gelmediği açık. Ama çocuklar zorunlu eğitim olarak el yazısı okuyorlarsa, kitapları da bu şekilde okumakta zorlanmayacaklardır.
Haberin fotoğrafları