kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Bahar Ahmet Birinci, İstanbul Caz Festivali sponsoru Emirates’in önde gelen isimlerinden.

O güzelim caz kulüplerine meyhane gibi davranıyoruz

BÜLENT DENLİ
BÜLENT DENLİ
02.05.2008
Şişli'de bir plazanın sekizinci katında Emirates Hava Yolları'nın Türkiye, Romanya ve Bulgaristan'dan sorumlu Genel Müdürü Bahar Ahmet Birinci'yi bekliyorum. Kendisiyle caz müziğine verdiği destek ve sponsorluk üzerine konuşacağız. Çünkü Bahar Hanım, İstanbul Caz Festivali başta olmak üzere caz müziği ve kültürüne yıllardır çok önemli destekler sağlıyor. Foto-muhabiri arkadaşım Enif Yavuz ile randevuya 10 dakika erken gittik, bize gösterilen toplantı odasında çaylarımızı söyledik. Randevu zamanına iki dakika kaldı ama Bahar Hanım henüz ortada yok, halkla ilişkileri yürüten Çiğdem bıcır bıcır bizi oyalamaya çalışıyor "Hiç merak etmeyin tam vaktinde gelir," dediği anda koridorda bir gürültü koptu. Camın arkasından kısa boylu bir bayanın paltosunu fırlatır gibi çıkardığını ve çevresine emirler yağdırdığını gördüm. O hengamede eliyle bizi selamlarken koridorda son talimatları verdi ve bütün sempatikliğiyle yanımızda bitiverdi. Selam... Selam... Yıldırım gibi, nerdeyse kaşla gözle arasında önce fotoğraf çekilmesi için anlaştık.

TANIŞMA HIZLI OLDU
Süratten şaşkına dönen Enif, Bahar Hanım'ın toplantı masasının arkasına geçmesini istedi. Ama geçecek yer yok. İş uzayacak... Bahar Hanım hiç tereddüt etmeden kararını verdi. Hint kınasıyla elle yapılmış dövmeli kollarını sıvayıp, dizlerini yere koyup 'hoop diye' masanın altında geçip Enif'in istediği yerde durdu. Bütün bu işler göz açıp kapayıncaya kadar bitiverdi. "Hadi biraz abarttın," derseniz inanın ki, bütün bunlar 20 saniyeyi geçmez. Bu sıra dışı tanışma sırasında Bahar Ahmet Birinci başta caz olmak üzere, müziğe verdiği desteği belgeleyen plaketlerle fotoğrafları çekilirken hiç vakit kaybetmeden muhtemel sorabileceğim soruları yanıtlamaya başladı. İş icabı Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Dubai arasında mekik dokuyormuş. Bu arada yine masanın altından geçip kendine ayrılan koltuğa oturdu. Anlattıklarına bakılırsa zamanla yarışıyor, haftada iki üç seyahat garantisi var, ayrıca kendi özel merakı olan ülkelere de sık sık gidiyor. Değişik sohbetlerde Hindistan'ı Hintlilerden iyi bildiği anlatılıyor, fotoğraf çekmeyi yazı yazmayı, yemeyi, içmeyi, sinemayı ve lüksü seviyor. Bahar Ahmet Birinci otomotiv sektöründe satış pazarlamada yöneticiyken, bir havayolu şirketinde çalışan ve her ay bir hafta sonu Paris'e sinemaya giden arkadaşlarına özenip hayatında değişiklik yapmaya karar vermiş. Ne yapıp edip Biritish Airways'e kapağı atmış. Buradaki başarısı Emirates'e genel müdürlük kapısını açmış... Yıl 1993... Ve Türkiye Dubai'yi ondan öğrenmiş. İşadamlarına ticaretin kapısını açmış, Dubai'de ticaret yapanların listesini çıkarmış, iş kurmak için neler yapılması gerektiğini öğrenmiş, kurumlarla ilişki kurmuş Türkiye ile Dubai arasında köprü kurmuş. Tabii ki Emirates'in yolcu kapasitesi bir anda dört katına çıkmış. Ve sıra gelmiş Emirates adının duyurulmasına... Bahar Ahmet Birinci lafı hiç dolandırmadan neden müziğe destek verdiğini anlatıyor: "Otomarsan'daki pazarlama müdürümüz çok aydın kafalı bir insandı. Saraydan Kız Kaçırma operasına ilk Otomarsan sponsor oldu. Bu benim çok hoşuma gitti ve ilgimi çekti. British Airways'de çalışırken İngiltere'den gelen orkestralar ve sanatçılar nedeniyle İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile yakın bir çalışma ortamı doğmuştu. İnsanlar görgü ve bilgileri ölçüsünde davranıyor ve karar alıyorlar. Ben geldiğimde Emirates'de sponsorluk yoktu. 1995'te şirket adına düzenlediğimiz Roberta Flack konseri için bize çok yardımcı olan İKSV ile sıkı işbirliği yapmaya başladık. Marianne Faithfull'dan Joan Baez'e kadar bir seri konsere sponsor olduk. Sonra Genç Caz konserleri için bir proje getirdiler. İki yıl ona destek verdik. Bu arada Nardis kuruldu. Çok efendi ve doğru dürüst bir mekân. Çok iyi projeler getirdiler, desteklemeye başladık. Bunlar sosyal sorumluluk projesi gibi kapsamlı destekler olmasa bile karşıklı pozitif enerji veriyor. Topluma sanatı destekleyerek faydalı olmak istyoruz. Başı sonu belli olan sağlam organizasyonlara ve projelere açığız."

ELLER HAVAYA ANLAYIŞI...

Geçmişte müzik açısından Türkiye'nin bir çöl olduğunu vurgulayan Bahar Ahmet Birinci: "İKSV'ye minnettarım. Artık sayamayacağım kadar çok konser düzenleniyor. Gelişme müthiş; dinleyici ve konser anlamında çok talep var. Ama konu müzik kulübü olunca, iş değişiyor. Bence Nardis'in her gece dolup taşması lazım. Ama ne yazık ki Türkiye'de anlayış hâlâ eller havaya... Kültürü müsait olan bir şeyleri yemiş yalamış yutmuş olan insanlar bile 'eller havaya' yapıyor. Caz kulübüne müzik dinlemek için değil, eğlenmek için gidiyoruz. Performans sırasında yanımızdakine hayatımızı anlatıyoruz. Caz kulüplerine meyhane gibi davranıyoruz." Bu son söz üzerine ben ne diyebilirim Allah aşkına...