kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Mayıs 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
RAHŞAN GÜLŞAN

Kamçılı adam geldi hanım...

Tam 19 yıl beklemişiz. Jones gelsin, kamçısını iki döndürsün, mezarlarda dolaşsın, mitolojik sırları çözsün, boy boylasın, akabinde de soy soylasın diye... Filme girdiğimde çok heyecanlandım. Indy'nin ilk göründüğü sahnede kendimi tutamasam alkışlayacaktım. Yani öyle bir girişken ve heyecanla başlamıştım maceraya... Ancak sonrası için aynı heyecanı korumayı başaramadım. Tamam güzeldi. Aksiyon katsayısı tavandaydı. Ama bana göre serinin en iyisi olan 'Kutsal Hazine Avcıları'nın tekrarı gibiydi. Kristal kafatası, ilk filmle aynı akışa oturtulmuş. Yıllar, Harrison Ford'a bile adil davranmamış. Aksiyon sahnelerinde koşuşturmasını izlerken "Acaba sabah çekime gelirken kan sulandırıcı, tansiyon düzenleyici ilaçlarını almış mıdır?" diye düşünmeden edemiyor insan... Filmdeki uzaylıyı görünce de "Spielberg ne kadar tutumlu adam, bak E.T'de kullandığı maketleri atmamış, ucuza gelmiş bu film" diye düşünüyor.

DUYGUDAN UZAK
Öte yandan film bende ağır bir nostalji etkisi yarattı. Indiana ile tanıştığım ortaokul yıllarım, Erich Von Daniken'in 'Tanrıların Arabaları' kitabına hasta olduğum günleri anımsadım. Lakin filmde Erich Abi'ye bolca rahmet gönderiliyor. Sonuç olarak film fena olmamış. Ama 1981'deki ilk filmin duygusundan ve coşkusundan uzak...