kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Mayıs 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yılmaz'dan yeni "çapa" önerisi

Yeni Haber
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, küresel piyasalarda süren dalgalanmalar karşısında hükümete, uzun vadeli bir bakış açısıyla bir reform gündemi oluşturarak bu kapsamda yapılacakları listeleyerek kamuoyuna açıklamasını önerirken, bu reform programının bir "çapa" işlevi göreceği ve bekleyişleri olumlu yönde etkileyeceğini söyledi. Hükümete, "mali disiplini gevşetmemesi" uyarısında da bulunan Yılmaz, "Yurt dışı kaynaklı risklerin belirginlik kazandığı son dönemde, mali disiplinde sapma olacağına yönelik izlenimlerin ortaya çıkması halinde Türkiye ekonomisine ilişkin algılamalarında bir bozulma olabileceği unutulmamalıdır" dedi.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na, küresel piyasalarda Ağustos ayından bu yana süren dalgalanmanın nedenlerini analiz ederek, bu konjonktürde Türkiye ekonomisinin durumu ve karşı karşıya olduğu riskler hakkında ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi.

DALGANIN YARATACAĞI HASAR BELİRSİZ

Ağustos 2007'den itibaren küresel para ve sermaye piyasalarında ortaya çıkan dalgalanmaların, Mayıs-Haziran 2006'ya kıyasla daha şiddetli olduğunu vurgulayan Yılmaz, bunun ekonomik faaliyetler üzerinde yaratacağı hasara ilişkin belirsizliğin sürdüğünü kaydetti.

Yılmaz, küresel piyasalarda son bir aylık dönemde gözlenen göreli toparlanma eğilimine rağmen risk algılamalarında olumsuz seyrin devam ettiğini söyledi. Yaşanan çalkantının basit bir likidite sıkışıklığından ibaret olmadığını belirten Yılmaz, etkilerinin daha geniş, derin ve karmaşık olmasının beklendiğini dile getirdi. Yılmaz, önümüzdeki döneme ilişkin başlıca dört risk unsurunu "ABD ekonomisinde resesyon ve dünya ekonomisinde öngörülenden daha şiddetli bir yavaşlama, emtia ve konut fiyatlarında yaşanabilecek büyük çaplı dalgalanmalar, finansal kuruluşların zayıflamış sermaye yapılarının yarattığı kırılganlık ve fon kaynaklarına erişimin güçleşmesi" olarak sıraladı.

KÜRESEL RESESYON OLASILIĞI


Yılmaz, IMF'nin dünya ekonomisindeki büyümenin önümüzdeki dönemde yüzde 25 olasılıkla yüzde 3'ün altına inebileceğini öngördüğünü hatırlatarak, bunun küresel bir resesyon anlamına geleceğini belirtti.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER DAHA AZ ETKİLENCEK


Durmuş Yılmaz, gelişmekte olan ülkelerin yaşanan finansal dalgalanmadan geçmiş dönemlere kıyasla daha az etkileneceğinin beklendiğini, bu ülkelerin makro ekonomik istikrar yönünde aldıkları mesafenin bunu desteklediğini ifade etti. Yılmaz ayrıca, kurumsal yapının güçlendirilmesine yönelik hayata geçirilen reformlar, iyi yönetişim ilkelerinin benimsenmesi ve gelişmekte olan ülkelerin kendi aralarında yaptığı ticaret hacminin artmasını da diğer önemli etkenler olarak saydı.

DALGALANMANIN TÜRKİYE'YE YANSIMALARI

Durmuş Yılmaz, küresel çalkantı dolayısıyla Türkiye ekonomisine ilişkin risk göstergelerinin Ağustos 2007-Şubat 2008 döneminde diğer gelişmekte olan ülkeler paralelinde arttığını belirtti. Yılmaz, Mart ayından itibaren ise Türkiye7nin risk priminde göreli bir bozulma meydana geldiğine işaret etti.

Finansal çalkantıların dış talep üzerinde henüz belirgin bir yavaşlatıcı etki yaratmadığına işaret eden Yılmaz, ilk çeyreğe ait veriler ve Nisan ayına ilişkin öncü göstergelerin ihracatta yüksek oranlı büyüme hızının sürdüğünü gösterdiğini vurguladı.

BANKALARIN AÇIK POZİSYONU

Durmuş Yılmaz, risk algılamalarında yaşanan bozulmayla birlikte 2007'nin ikinci yarasından itibaren Türkiye'de yerleşik bankaların yurt dışında borçlanıp YTL cinsi kredi verme eğiliminde bir azalma olduğunu, son bir aylık dönemde ise bilanço içi pozisyonların yeniden artış eğilimine girdiğini anlattı. Yılmaz, kredi koşullarındaki sıkılaşmanın önümüzdeki dönemde kredi genişlemesini ve iç talebi sınırlamaya devam edeceği tahminin de bulundu.

MALİ DİSİPLİNDEN SAPMA UYARISI

Yılmaz, 2002 yılından bu yana büyüme ve enflasyon konusunda alınan mesafede, izlenen sıkı maliye politikası ile saydamlık, birlik, genellik ve hesap verebilirlik ilkelerine uygun bir bütçe yönetiminin büyük katkısı olduğunu anlatırken, bu disiplinin bozulmasının yaratacağı sakıncalara işaret etti. Durmuş Yılmaz, "Yurt dışı kaynaklı risklerin belirginlik kazandığı son dönemde, mali disiplinde sapma olacağına yönelik izlenimlerin ortaya çıkması halinde Türkiye ekonomisine ilişkin algılamalarında bir bozulma olabileceği unutulmamalıdır" dedi.

YENİ ÇAPA: UZUN VADELİ REFORM GÜNDEMİ

Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı dayanıklılığının artırılması için kamu maliyesinde elde edilmiş kazanımların ve kurumsal alt yapıda gerçekleştirilen reformların korunması ve daha da iyileştirilmesinin bir "zorunluluk" olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu konuda şu uyarılarda bulundu:

"Kısa vadede büyüme hızını geçici ve yapay olarak artıracak politikalar yerine, uzun vadeli bir bakış açısıyla bir reform gündemi oluşturulması, bu gündem kapsamında yapılacak düzenlemelerin şeffaf bir biçimde listelenmesi ve kamuoyuna açıklanması bir çapa işlevi görecek ve Türkiye ekonomisine yönelik bekleyişleri olumlu yönde etkileyecektir.

Açıklanan reform gündeminin hayata geçirilmesi için yol haritası oluşturulması ve uygulama takvimine ilişkin zaman ve performans kriterleri belirlenmesi kritik bir önem taşımaktadır.

Hesap verebilirlik ilkesine bağlı kalınarak, koyulan hedefler zamanında gerçekleştirilemediği takdirde bunun nedenlerinin ve alınacak önlemlerin kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayacak mekanizmalar oluşturulması ekonomik programa olan güveni artıracaktır."

AA