kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Mayıs 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

"Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımından memnunum"

Karşımızda, kimseyi rahatsız etmek istemeyen; beyaz güvercin sakinliğinde, babacan yüzlü bir kişi duruyor.
Sokaktaki birine "hükümet ile yargı arasındaki gerilimin tarafı" deseniz inandırmakta zorlanacağınız bir sima...
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ...
Yargıtay'daki makamında Murat Yetkin ile birlikteki gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde, Cumhurbaşkanı ile görüşmeden sonra rahatlamış "makul insan" profiliyle karşılaştık.
Nitekim, biz "gündemdeki gerilim" dedikçe, "Cumhurbaşkanı ile gerginliğin kalkması sonucuna vardık" dedi; "Anayasal kurumların gerilimden uzak durması gerektiğini" söyledi.

"Kurumlar sağlam Türkiye çökmez"
Şu sözlerini de görüşmemiz süresince birkaç kez tekrarladı:
"Gergin ortamı ortadan kaldırmalıyız. Demokrasi halkın iradesine dayanıyor, ama kendince de kurumları var. Bunlar çürük kurumlar değil. Aksine çok sağlam. Bugüne kadar çok çalkantı yaşamış, hep sağlam kalmış. Bugün de demokratik süreçte en doğru olanın bulunacağına inanıyorum. Bu süreç sonunda Türkiye çökmez. Yargı, anayasanın ön gördüğü üç temel organdan biridir. Yargı ne muhalefetin, ne de iktidarın yargısıdır. Yargı toplumun malıdır. Yargı kararlarını da kanunlara bakarak verir."
TBMM Başkanı, Başbakan ve bakanlardan gelen eleştirileri hatırlattığımızda, "Konuyu kişiselleştirmek istemiyorum" diyerek polemikten kaçındı.

Rehn'e verince bildiri geldi
Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmekte olan "Türban ve parti kapatma davaları hakkında" görüş belirterek, Anayasa'nın 138'inci maddesine aykırı davrandıkları eleştirisine ise şu yanıtı verdi: "Yargıtay Başkanlar Kurulu Bildirisi'nde yazılanlara bakılırsa çok iyi anlaşılacak. Hedefimiz Yargı Reformu Strateji Belgesi'ydi. Bu taslak bize sunulmadan Olli Rehn'e verildi. Bu taslakta yargı bağımsızlığına aykırı düzenleme gördüğümüz için açıklama yaptık. Yoksa bildiriyi Anayasa Mahkemesi'ne yönelik olarak yapmadık. Taslak olmasa bildiri de olmazdı.."
Bildirideki, "yandaş" kelimesine yönelik eleştirilere, "O bir yorum; yürütmenin yargı üzerindeki etkisini fazlalaştırmak isteyenlere dönük bir tabir" diyerek karşılık verdi.

Asli organlar çatışmaz
Gül ile görüşmesinden memnun kaldığını belirtip devam etti:
"Görüşmemiz gayet olumlu oldu. Detaylı konulara girmedik. Gündemde olan, gergin ortamın kaldırılması gerektiğini kararlaştırdık. Bu gergin ortamdan uzaklaşmayı sağlamak, bu tartışmadan yumuşama sağlamak gerektiğine inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımından memnunum."
Ardından devletin asli organları arasında sorun yaşanmaması gerektiğini belirtip ekledi:
"Bu üç asli organ; yasama, yürütme ve yargı arasında çatışma olmamalı. Tekrar söylüyorum, Anayasa Mahkemesi ile en ufak bir iştigalimiz yok. Konumuz tamamen yargı bağımsızlığıyla ilgili bağdaşmayan konular ve bu yönde atılan adımlardır."
Sorumuz üzerine "sözlerinin geri adım olarak yorumlanmaması" gerektiğinin söyledi, şu noktaya işaret etti:
"Önemli olan olaya yaklaşım. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımından memnunum. Olaya yaklaşanlara göre farklı algılandı. Bildiriyi benimseyenler başka, benimsemeyenler başka türlü yaklaştı. Amacını aşan yorumlar yapıldı. Ben siyasetçi gibi polemiğe girmem. Bildiriyi hazırlayan Yargıtay Başkanlar Kurulu'nu oluşturan 32 arkadaşımızın da 40 yıllık hakimler olduğu da unutulmamalı."
Yargıtay'ın iş yükü dolayısıyla, yargıda yaşanan gecikme yerine başka konuları tartışmaktan duyduğu rahatsızlığı vurgulayıp devam etti:
"Bu sıkıntılar bu iktidar zamanında da ortaya çıkmış değil. Uzun yıllardır hep yaşaya geldiğimiz durum. Kuvvetler ayrılığı bazılarınca iyi özümsenmiyor. Bazı siyasiler muhalefette iken yargının tam bağımsızlığını savunurken, iktidara geldiklerinde bunun gereğini yapmıyor. Hatta tersine gittikleri oluyor."

Çözüm demokratik süreçte
Başkan Gerçeker, sorunların çözüleceğine inancını da şu sözlerle dile getirdi:
"Bir ümitsizlik ortamı oluşsun istemiyorum. Demokratik süreç çalışırsa, demokrasinin kurumları arasında her şey yoluna girer."
Bildiri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesine sahip çıkmadıklarını da belirtti, "Kastımız Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın kurumsal kimliği. Yoksa iddianamesi değil" dedi.
Gerçeker sohbetimizi şu sözlerle tamamladı:
"Yargı, anayasanın ön gördüğü üç temel organdan biridir. Yargı ne muhalefetin, ne de iktidarın yargısıdır. Yargı toplumun malıdır. Yargı kararlarını da kanunlara bakarak verir. Eğer bir kanun varsa onu en iyi şekilde hukuka ve adalete uygun biçimde kullanmak zorundayız. Biz yürütmenin işine karışmak durumunda değiliz. Ancak yürütme de bizim üzerimizde tahakküm kurmamalı."