kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Mayıs 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Karim Rashid antika ve Barok’tan nefret ettiğini söylüyor.

Erkekleri kızdırmak için pembe giyiyorum

BURCU ALDİNÇ
Ülkemize gelen ünlü tasarımcı Karim Rashid ile dekorasyondaki son trendleri, gelecek hayallerini, Philippe Starck ile arasındaki tatlı rekabeti ve her şeyden önemlisi pembe renk saplantısını konuştuk..
Dünyaca ünlü tasarımcı Karim Rashid, Evteks 2008 Fuarı'nda konuşma yapmak için geçtiğimiz hafta İstanbul'a geldi. İlginç tasarımlarıyla adından sık sık söz ettiren Rashid'in bir takıntısı var, o da pembe. Sadece ayakkabısı, gözlüğü, takım elbisesi değil evindeki tost makinesi, su ısıtıcısı, havlusu, bornozu hatta kız arkadaşının kıyafetleri bile pembeymiş. Öyle ki üniversite mezuniyetine saten pembe takım elbise, Rolling Stones tişörtü, pembe saçlar ve pembe tırnaklarla gitmiş. İleride bir okul açıp, genç tasarımcılar yetiştirmek isteyen Rashid ile 'pembe' dünyasını, dekorasyonda yükselen trendleri konuştuk ve biraz da ünlü tasarımcı Philippe Starck'ı çekiştirdik.

Bu yıl hangi renkler ve materyaller öne çıkıyor?
- Ben 20 yıl boyunca pembe objeler yaptım. Ama son iki yıldır pembe çok revaçta. Hip hop endüstrisi bile artık pembe kullanıyor. Bunda benim de payım var. Pembe tost makineleri, cep telefonları bile var.

Sizin evinizde de pembe ön planda mı?
- Evet tost makinem, havlularım, mutfak aletlerim, koltuklarım, birçok şeyim pembe. Kız arkadaşımın cep telefonu bile pembe. Ama ben sırf pembeyi değil, renk kullanmayı seviyorum. Artık tüm dünya da renkleri kabullendi. Mimari bir zamanlar griden ibaretti. Mutfaklarda sadece beyaz renk kullanılıyordu. Oysa 60'lı yıllarda da bir pembe furyası vardı. Kayboldu ama geri geldi.

- Pembe, mavi, sarı gibi renklerin 60'lı yıllarda modayken, bir anda kaybolmasının sebebi sizce nedir?
- 60'lı yıllar tam herkesin mutlu olduğu, geleceği parlak gördüğü, hayal kurduğu yıllardı. Sonra 70'lerde aya ayak basınca, başka gidecek bir yer olmadığını gördük. Fütürizm kayboldu. Dünya merkezli olduk. Toprak renkleri ve kahverengi hayatımıza girdi. Ama artık bu pesimist dönem de kapandı, rengarenk bir dünya geri geldi. Bir dedikoduya göre, önümüzdeki yıl pembenin yerini mor alacakmış.

-Barok'tan, antikadan ve geçmişten nefret ettiğinizi biliyorum. Fütüristik akım hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Antikaları sevmiyorum. Geçmiş yaşandı ve bitti. O zaman, o anıyla güzeldi. Nostaljik bir şeyi alıp, günümüze koymaya gerek yok. Fütüristik akımı beğeniyorum. Ama daha fazla görmek istiyorum. Bu yıl Milano Tasarım Haftası'nda yine siyah mobilyalar, varaklar, antikalar vardı. Ne gerek var bunlara, anlamıyorum.

-Pembe ve beyaz saplantınız neden? Bu renkler dışında bir renk giymiyormuşsunuz...
- Beyaz, kendimi hafif ve özgür hissetmemi sağlıyor. Pembeyi sevmemin ise iki nedeni var: Birincisi, dünyada tartışma yaratacak tek renk. İkincisi de erkek kavramıyla uymuyor. Ben de erkekleri kızdırmak için pembe giyiyorum. Bana enerji veriyor. Havalimanında dört yaşında bir kız çocuğu yanıma geliyor. 60 yaşında bir kadın ne kadar hoş göründüğümü söylüyor. Uçakta yanımda oturan işadamı önce benden korksa da sonrasında pembe takımımı çok beğendiğini söylüyor. Pembe kesinlikle aşkı, sevgiyi simgeliyor.

- Çikolatadan otele birçok şey tasarladınız. Aklınızda kalan bir şey var mı?
- İnsanların yüreğine dokunan şeyler yapmak isterim. Mesela Hindistan için ekonomik bir otomobil ya da Güney Afrika'da plastik bir ev.

- Bu yılki Milano Tasarım Haftası'nda küçük objeler ön plandaydı. Bu da yeni bir trend mi?
- Evet fazla yer kaplamayan eşyalar yaratmak iyi bir fikir. Apartmanlar artık daha ufak. Evler, kiralar çok pahalı. Yaptığımız avangart tasarımlar daha çok gençlere hitap ediyor. Ama onların da alacak paraları yok. Ben gençken Jean Paul Gaultier hastasıydım ama alacak param yoktu. Ekonomik ama hala avangart olan şeyleri bulmak önemli olan. Ben, biri mobilyanın H&M'ini başlatmalı diyorum. Alınabilir fiyata tasarım işler olmalı. Sanırım bu biri ben olabilirim.
Haberin fotoğrafları