kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Mayıs 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

İyi niyet var mı?

68'liler Vakfı Başkanı Merdan Aslan, 13 Şubat 2008'de, Doğu Perinçek'le telefonda görüşüyor ve Yargıtay'a yaptığı ziyareti anlatıyordu: "Yargıtay Başsavcısı'yla, Yargıtay Başkanı'yla görüştük. Cumhuriyet meselesinde hiç tavizleri yok. 'Hukuk çerçevesinde sonuna kadar direneceğiz; kimse merak etmesin; bu işleri çözeceğiz' dediler. Bizden kitle desteği istediler."
Bu telefon kayıtları doğru mu? İki gündür yazıyorum. 18 Ocak 2008'de de, Adli Tıp Enstitüsü Öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Sayın, Orhan Tunç isimli biriyle görüşmüş, Tunç ona şöyle demişti: "TSK artık muhtıra vermeden darbe yapacak. Danıştay, Sayıştay, Yargıtay aracılığıyla mesaj verecekler. Demokrasiyi yıkmak üzere, demokrasinin yöntemlerini kullanan herkes yok edilecek."
Aynı konuşmadan, Yargıtay Başkanı'nın, Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı'yla da görüştüğünü öğrenmiştik. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz, evvelki gün Ümit Sayın'ı ek ifade için İstanbul'a getirtmiş. Acaba, bu konuşmalarla ilgili olabilir mi?
Şimdi gelelim bugüne... Telefon kayıtlarında belirtilen her şey gerçekleşiyor. Tam da, siyasi istikrarsızlığı aşmak için "makul bir formül" aranırken, önce, ipleri germek üzere,Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun muhtırası geldi. Ardından, Danıştay ve Üniversitelerarası Kurul, yargıya destek bildirisi yayınladı. Oysa, AK Parti, yumuşama sağlamak amacıyla, anayasa değişikliğinden vazgeçmiş ve ek süre talep etmeden savunmasını vermişti. Partide de, sıkı bir disiplin uygulanmak suretiyle, kimsenin konuşmasına müsaade edilmiyordu.
Y-muhtıra yayınlanmadan önce, iyimser bir beklenti vardı: Anayasa Mahkemesi başörtüsü konusunda yorumlu bir karar verecek: Değiştirilen iki maddeyi iptal etmemekle birlikte, bunun başörtüsünün serbest kaldığı anlamına gelmediğini söyleyecek. Ardından da, AK Parti'yi kapatmayacak ama, Hazine yardımı kesilecekti. Bu ara formül, üstü kapalı bir biçimde "taraflar memnun kalacak" cümleleriyle bizzat Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından ifade edilmişti.
İşte, Yargıtay Başkanlar Kurulu, tam bu ortamda sert açıklamasını yaptı. Şimdi bunda iyi niyet görebilir miyiz?