kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ÖMER TAŞPINAR

Türkiye ABD'nin gündeminde değil

WASHINGTON

ABD dış politikasında gündemi en çok meşgul eden 10 ülkeyi sayacak olsanız, sizce Türkiye bu listede yer alır mı? Bence almaz. Bunun temel nedeni Türkiye'nin genel anlamda başarılı bir ülke olması. Washington için gündem hep kriz içinde olan yerler . Gündemi küresel çapta büyük sorunlar, doğal felaketler ve anında ilgi gerektiren krizler oluşturuyor. Sadece geçen hafta olanlara bir göz atmak Washington'un dış politika gündemi hakkında bir fikir verebilir. Çin'de deprem sonrası 25 bin ölü var. Bu rakam maalesef yüz bine kadar çıkabilir. Myanmar'daysa ölü sayısı 80 bin...
Ortadoğu her zaman olduğu gibi kaynıyor. Lübnan iç savaş halinde. İran ve Suriye destekli Hizbullah, ABD ve Suudi Arabistan destekli Lübnan yönetimiyle adeta kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Irak ve Afganistan sürekli siyasi kaos ve bitmeyen bir savaş içinde. Bu iki ülkede her hafta yüzlerce insan ölüyor. İsrail deseniz her an Gazze'yi tekrar işgal edebilir. Bu yaz Hamas ile İsrail arasında ciddi bir kapışma kaçınılmaz gözüküyor. Pakistan her zaman olduğu gibi son derece hassas askeri ve siyasi dengeler içinde gidiyor. Bütün bunlara bir de küresel ekonomik krizi ekleyin. Petrol fiyatları 200 dolara doğru almış başını gidiyor.

Türkiye ile uğraşmak lüks
Durum böyle olunca Türkiye'nin sorunları ile uğraşmak ABD için lüks haline geliyor. Zira Washington'dan bakınca Ankara'nın gündemi bir kaşık suda kopan bir siyasi fırtınadan ibaret . Dünyada bunca kriz varken Türkiye hep aynı kısır döngü içinde. Tıpkı geçen sene bu zamanlarda yaşanan kriz gibi, gene laiklik ve başörtüsü krizi yaşanıyor. Nevi şahsına münhasır bir ülkeyiz. ABD bizdeki bu tartışmalara pek anlam veremiyor. Ne laikliğimiz Batı laikliğine, ne de İslam anlayışımız Ortadoğu İslamı'na benziyor. Türkiye'de toplum huzur ve barış içinde yaşarken, siyaset ve medyada büyük bir iktidar kavgası yaşanıyor. Washington ise bu duruma bakıp bir anlam çıkarmaya çalışıyor.
Ama her şeye rağmen biz kendimizi dünyanın merkezinde görüyoruz. Bizi yakından takip ediyorlar, hatta yönlendirmeye çalışıyorlar zannediyoruz. Bu nedenle gözler sık sık Washington'a dönüyor, sinyaller bekleniyor. Herhangi bir Amerikalı yetkili Türkiye hakkında bir konuşma yaptığında kaç defa "laik" kaç defa "demokratik" dedi sayıp, falımıza bakıyoruz . Adeta bir komedi. İşin temelinde kimlik sorunlarımız ve komplocu mantık yatıyor. Aşk ve nefret arasında gidip gelen bir ilişkimiz var Batı ile. Bir yandan sürekli kendimizi beğendirmeye çalışıyor, öte yandan "bunlar bizi sevmez, zayıf düşürmek ister" diyerek derin stratejik analizler yapıyoruz. Hafif şizofren bir ruh hali içinde "Bir Türk dünyaya bedeldir" ile "bizden adam olmaz" arasında gidip geliyoruz.

Türkiye tabii ki önemli
Peki ABD Türkiye'ye hiç önem vermiyor mu? Yanlış anlaşılmasın, gündemde olmamak, önemli olmamak anlamına gelmiyor. Türkiye ABD için tabii ki belirli bir ağırlık ve öneme sahip. Özellikle son yıllarda İslam dünyası ve Batı arasında çıkan gerilim nedeniyle, Washington Türkiye'nin AB üyeliğini medeniyetler çatışmasına verilecek en iyi cevap olarak görüyor . Fakat nasıl olduysa, Türkiye'de devletçi kesim ABD'nin bu "Müslüman Türkiye" söyleminden müthiş rahatsız olmaya başladı. Washington Türkiye'yi "ılımlı İslam" modeli yapmak istiyor diyen Kemalistler ABD düşmanı kesildi. Zaman içinde bu komplocu mantık Başsavcı iddianamesi gibi resmi belgeleri bile süslemeye başladı. Bunu gören ABD'li yetkililer de Türkiye konusunda artık yoğurdu üfleyerek yemeye başladı. Ne söyleseler yanlış anlaşılacak olma korkusu Amerikalı diplomatları bezdirdi. Sonuçta dünyada bu kadar gerçek kriz varken, Türkiye biraz da bu gibi kendine özgü sorunları nedeniyle Washington'un gündeminde değil.