kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
OKUR TEMSİLCİSİ
Okur Temsilcisi

Yürek burkan görüntü

Acıyı simgeleyen fotoğrafları kullanmak sanıldığı kadar kolay değildir. Editör, seçerken vicdanına da sorar, sormalıdır. Çin depremi ardından yayınlanan çocuk görüntüleri bazı okurlarda tepki yarattı. Gazetenin tercihini sorguluyoruz.
Felaket haberleri her zaman haberciye de acı verir, şu veya bu şekilde.
Sel, tufan, terör, deprem, trafik ve tren kazaları...
Bu haberleri verirken en sıkıntılı anlar fotoğrafların seçiminde yaşanır.
Myanmar'ı darmadağın eden kasırga ardından, Çin'in batısında meydana gelen şiddetli deprem, dev bir felaketti. Tıpkı korunmasız, hazırlıksız, yabancı kökenli insani yardıma kuşkuyla bakan Myanmar'daki gibi Çin'de de ölü sayısı tam bilinmiyor ve sayı hâlâ kabarıyor.
SABAH, 14 Mayıs tarihinde haberi Son Ders Ölüm manşetiyle sundu.
Manşet yıkılan bir okulda enkaz altında kalan öğrencilerin akıbetine işaret ediyordu. Spotta bol miktarda bölge bölge ölü sayısı vardı.
Bir de göreni sarsan, depremin acımasız yüzünü vurgulayan fotoğraf.
Kırılmış beton duvarlar arasında sıkışıp kalmış çocuklar, öğrenciler.
Dramatik görüntü, bazı okurların hoşuna gitmedi.
Tepkiler aldık. Sert tepkiler...
Cenk Akarsu şöyle yazmış:
"14 Mayıs 2008 tarihli gazetenizin ilk sayfasındaki haber Çin'de olan depremde yıkılan okulun enkazında kalarak can veren çocuklardı. Bu haber için oraya o resmi basarken hiç mi düşünemediniz? Ufacık çocukların kanlar içinde, parçalanmış, enkaz altındaki görüntülerinin bizi rahatsız edebileceğini bile düşünemeyecek kadar duygusuz musunuz? Bu gazete insanlar tarafından okunuyor; duygudan yoksun değiliz. Ben bir çocuğu ağlarken gördüğümde bile çok fazla üzülüyorum, sizlerse o kanlar içindeki minik bedenleri bir marifetmiş gibi ilk sayfaya kocaman basmışsınız... Ben hiçbir insanın bunu düşünemeyecek kadar duygusuz olabileceğine inanmıyorum ve bunu düşünemeyip basan sizlerin de insan olduğunuza inanmıyorum. Bundan sonra dikkat edin böyle şeylere belki sizi rahatsız etmiyor ama biz insanlar emin olun çok rahatsız oluyoruz."
Abdullah Tuncer de bir başka okurumuz:
"Deprem neticesinde okulda ölümün yakaladığı o körpecik vücutları gösteren 14 Mayıs 2008 tarihli gazetenizin baş sayfasındaki resim beni çok üzdü. Gün boyu bu resim yüzünden işime konsantre olamadım. Neden bu tür haberleri yaparken o canların hallerini gösteren resmi kullandınız. Başka resim yok muydu? Bu nedenle sizleri kınıyorum. İçinde biraz vicdan olan insan böyle bir resim kullanmazdı..."
SABAH'ta fotoğraf seçimi elbette rastgele yapılmıyor.
Tepkilerle ilgili olarak SABAH Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Doğan Satmış'tan açıklama istedim.
Cevabı şöyle:
"Ceset fotoğraflarının gazetelerde kullanımı, çoğu kez tartışma konusu olur. Ancak gazetecilik her zaman " Gerçeği yansıtmak "tır ve "Gerçeği yansıtmak" bazen, "tatsız", "görmek istemediğimiz", "göz ardı etmek istediğimiz" şeyler olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Çin fotoğraflarının bir başka özel yönü daha var. Bizden 8 bin km uzakta da olsa, Türkiye'nin de çok yakından tanıdığı bir felaketin, bu tür acı sonuçlarının birebir yansıtılmasının, bu ülke için uyarıcı etki yapacağına inanıyoruz. Şunu da eklemek istiyorum, okurlarımız hatırlayacaktır ki, bundan yıllar önce, Bosna'da pazar yerinde patlayan bombaların parçaladığı insanların fotoğrafları gazetelerde büyükçe kullanılmıştı. İstanbul'daki El Kaide bombalarının kurbanları da gazetelerde yine genişçe yer almıştı. Ama bunların çok sık tekrarlanmaması gerektiği de açık."
Bu fotoğrafa gelen tepkileri anlıyorum.
Şu nedenle: Okur irkiltici detayları görebiliyor.
Bu tip felaket görüntülerinde tek bir standart yok. Kimse de gazeteciden ölü veya ceset fotoğrafı koymamasını beklememeli. O zaman görev eksik kalabilir. Tabii, fotoğraf haberle beraber, felaketin büyüklüğü ve anlamına katkıda bulunur nitelikte ise. Gerekli ise.
Ama
burada hemen her sorumlu gazeteci ve editörün dikkat etmesi gereken bir kural var. Felaket veya terör kurbanlarını içeren fotoğrafların uzak mesafeden çekilmiş, irkiltici ayrıntıları belli etmeyenlerin arasından seçilmesi daha doğrudur.
Bu
sayede bir ortak payda da yakalanmış olur, okurlardan tepki de gelmez.