kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Mayıs 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Halk için, halka rağmen

Mark Parris 1997-2000 arasında Ankara'da büyükelçilik görevinde bulunmuş, emekli bir Amerikalı diplomat.
Şu anda Brooking's Enstitüsü'nün Türkiye Projesi'nde danışmanlık yapıyor. Yani ülkemizi yakından tanıyor.
Wall Street Journal'ın dünkü sayısında "Türkiye'nin mahkemeleri halkın iradesine saygı göstermeli" başlıklı yazısında çok önemli noktalara değindi. Haberiniz olmasında yarar var.
Parris, davanın Türkiye'de herkesin bir darbe ürünü olarak eleştirdiği anayasaya dayanarak açıldığı gerçeğinin altını çiziyor.
Ardından Başbakan Erdoğan'ı, 22 Temmuz seçiminde elde ettiği siyasi başarıyı gölgeleyecek davranışlarından, reformları kararlılıkla izlememesinden, medyaya karşı yanlış tutum takınmasından dolayı eleştiriyor.
Ayrıca türban davasında milliyetçi muhalefet tarafından tuzağa düşürülmeye izin verdiğini de vurguluyor.
Ardından bir Türkiye analizi yapıyor.
"Düşman basının" Erdoğan ve arkadaşlarını, Türkiye'yi bir İslam cumhuriyetine dönüştürme çabası içinde gösterme çabası içinde olduğunu anlatıyor.
Ama asıl nedeni şurada görüyor:
"AKP Türkiye'nin modern tarihi içinde Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte iktidara gelen elitlerin hegemonyasına ciddi bir tehdit ve elitlerin yapısı fazla değişmedi. Atatürk'ün Batılılaşma reformlarındaki sloganı 'Halk için, halka rağmen'di. Şaşırtıcı biçimde bu sloganı, AKP'ye karşı açılan dava için bastıranlardan bugün de duyuyoruz.
'Halka rağmen' Atatürk, yenilmiş, tükenmiş Osmanlı İmparatorluğu kalıntısı bir ülkeden modern bir toplum yaratma çabası içindeyken haklı görülebilir bir yaklaşım olabilirdi. Ancak dinamik, genç, küresel dünyayla bütünleşmiş bir Türkiye için kullanılması ancak çağdışı bir yaklaşımdır."
Parris bu değerlendirmenin ardından, Türk halkının, AKP destekçileri dahil, partinin kapatılacağı düşüncesinde olduğunu ancak böyle bir kararın siyasi tabloda hiçbir değişikliğe yol açmayacağını belirtiyor ve ardından uyarıyor:
"Böyle bir durum Türkiye için öngörülebilir ve ürkütücü sonuçlar doğuracaktır . Parlamenter ve bürokratik sistemin aylarca sürecek dava sırasında işlevsiz hale gelmesi; politik kaos ve daha da kutuplaşmaya yol açacak yeni bir seçim; yabancı yatırımcının güveninin erimesi ve ekonomik duraklama; Türkiye'nin halen tartışmalı olan AB üyeliği ihtimalinin zayıflaması ve ülkenin içerideki ve dışarıdaki imajının değer kaybetmesi gibi...
Özetle stratejik olarak çok önemli ve sınırsız potansiyele sahip bir ülke için bir veya daha fazla yılın kaybı."
Dünyanın önde gelen siyasetçi ve işadamlarının izlediği bu etkili gazetedeki makalesinde Parris, Bush yönetimini kapatma davası konusunda daha aktif olmaya ve tavır almaya davet ediyor.
Anlaşılan "düşman medya" yazarlarının, Lagendijk, Barroso ve Rehn'den sonra Parris'in de ağzının payını vermesi gerekiyor!
Bekleyip görelim.