kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Sezuan'ın insanları

Çin'de son 50 yılın en korkunç yıkımına neden olan 7.9 büyüklüğündeki deprem Sezuan'ı haritadan sildi. Bertolt Brecht'in "Sezuan'ın İyi İnsanı" oyununda üç tanrının iyi insan aramak için indiği eyaleti.
Bölgede yerle bir olan 6.898 okulun enkazı başında depremin meydana geldiği Pazartesi gününden beri aileler kurtarma ekiplerinin yetişip çocuklarını çıkarmalarını bekliyorlar.
O gözü yaşlı kalabalıkta önce fısıltı olarak dillendirilen öfke seli neredeyse açık isyana dönüştü. O kadar ki, başta Komünist Parti'nin resmi yayın organı "Halkın Günlüğü" olmak üzere, Çin basını bile sansüre aldırmadan kitlelerin çığlıklarını yansıtmaya başladı.
Çığlıklar şöyle: "Neden 20-30 yıllık binalar ayakta kalırken, son 10 yılda yapılanlar çöktü?"
Bir diğeri: "Neden özel sektörün binaları sapasağlam dururken, kamu binaları unufak oldu?"
Bu sorulara bölgeye varan Japon kurtarma ekipleri de bir katkıda bulundu: "Japon firmalarının inşa ettiği fabrikalar, süpermarketler sapasağlam duruyor. Buna karşılık Çin şirketlerince inşa edilmiş binalar yok olmuş. Neden?"
Bu soruların -herkesçe bilinen-tek yanıtı var: Rüşvet ve yolsuzluk. Yöneticilerin hırsızlığı.
"Çin Günlüğü" gazetesi okulların enkazından gecegündüz ayrılmayan annebabaların öfkelerinin ikinci bölümünü de cesaretle sayfalarına taşıdı: "Hayır; bu, doğanın değil, insanların sorumlu olduğu bir felaket. Çünkü parti yöneticileri çocuklarımıza iyi okullar yapılması için gönderilen paraları fahişelere ve metreslerine harcadılar."
Japon kurtarma ekipleri de ilk tespitlerinde "Bölgedeki inşaatların hiçbir şekilde denetlenmediği, eksik malzeme kullanımına göz yumulduğu" sonucuna vardılar.
Mimar, kentbilimci, Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp dün bize gönderdiği epostada şöyle diyor: "Körfez depremi arkasında 20 bin ölü, 50 bin yaralı, acılı insanlar ve 10 milyar dolar fatura bırakarak gitti. İmar ve yapı düzenini rant ve güce endeksleyen kesimlere attığı tokat ders olmadı. İmar işleri eski hamam, eski tas. 'Bal tutan parmağını yalar', 'Alan memnun veren memnun' sistemi aynen devam, hem de fazlasıyla."
Ve İstanbul depremi her gün biraz daha yaklaşıyor...
Ve Çin tarihinin en ağır bilançosunu açıklamaya hazırlanıyor. Kim bilir kaç yüz bin ölü...
Ve 6.898 okulun enkazı başında annelerbabalar öfkeyle haykırıyor: "Çocuklarımız burada, hırsızlar nerede?"
Galiba üç tanrının Sezuan'a yeniden uğraması zamanı geldi. Peki ama bu gelişlerinde iyi insan bulabilecek mi acaba? Bertolt Brecht'in soruları hâlâ yanıt bekliyor:
"Hem iyi insan olmak, hem de ayakta kalabilmek mümkün mü? Dünyayı değiştirmeli, insanı mı?