kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Kapatmadan kapatmak

Meclis Başkanı Köksal Toptan Anayasa Mahkemesi'ne önemli bir çağrı yaptı.
"Bir üçüncü yol" bulunmasını istedi.
Yani partinin kapatılmamasını ama laiklikten endişe eden kesimlerde kapatılmış hissi yaratacak bir yol bulunmasını...
Aslında Anayasa Mahkemesi'nin önünde kapatma veya kapatmama şıkkı dışında bir seçenek yok.
Ama 367 kararında olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi kendisi yeni bir hukuk yaratıp böyle bir karar alabilir, nasılsa Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı hukukta itiraz edilecek bir merci yok.
Anayasa Mahkemesi'nin burada dikkat etmesi gereken nokta, sadece Türkiye'nin iç siyasetini ilgilendiren bir konuda karar alıyor olmayacağı gerçeğidir.
İngiltere, Amerika ile olan özel ilişkisi, bölgeye yakınlığı ve Türkiye'ye verdiği önem nedeniyle Avrupa Birliği'nin farklı bir üyesi.
Bu ülkenin Dışişleri Bakanı iki gündür muhalefet, basın mensupları, hükümet yetkilileri ile görüşüyor.
Kameralar önünde açıkça tavrını ortaya koydu ve mahkeme kararıyla parti kapatılmasına karşı olduğunu belirtti.
Kameralar ardında yaptığı konuşmalarda ise daha çok kaygılarını dile getirdi.
Çünkü böyle bir kararın AB'de nasıl bir etki yaratacağını çok iyi biliyor ve Türkiye'nin AB sürecinden kopmamasını istiyor.
Önüne konulan tüm engellere rağmen bu ülkenin AB'de yeri olacağını belirtiyor.
Bir koşulla: Demokratik sürecin devam etmesi.
Eğer mahkeme kapatma kararı verirse, Türkiye'nin AB ile müzakereleri askıya alınacak.
Bu, düne kadar AB yanlısı iken birden AB düşmanı kesilen bir kısım medya ile iş çevresinin hoşuna gidebilir ama Türkiye'yi 200 yıllık bir çıpadan koparabilir.
AB ufkunu yitirmiş bir Türkiye'nin nerelere savrulacağını ise, hep altını çiziyoruz; kimse bilemez.
O yüzden mahkemenin kararı büyük önem taşıyor.
Onlar sadece AK Parti ile ilgili bir hüküm vermeyecek. Türkiye'nin Tanzimat'la başlayan Batı yolculuğunun devamı ya da kesilmesiyle ilgili bir karar verecekler.
Üstelik bu proje laik kesimin yaşam biçimlerine ilişkin endişelerini de gidermeyi başarırken, ülkenin demokratikleşmesini sürdürecek mevcut tek projedir.
Anayasa Mahkemesi'nin karar verirken bu gerçeği göz önünde bulundurması gerekir.