kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Mayıs 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bahçeli: Başbakan AKP'nin kapatılmasını istiyor

Yeni Haber
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kapatma davasını geçmişin üzerine sünger çekecek bir imkan olarak gördüğünü ve içinden AKP'nin kapatılmasını istediğini savundu.

Bahçeli, "Ancak evdeki hesabın her zaman çarşıya uymadığı tecrübelerle sabittir. Başbakan'ın hesabı bizi ilgilendirmez ama geniş halk kitlelerini açlığa ve yoksulluğa mahkum ederek, bunların sırtından kendi siyasi saltanatını sürenlerle olan hesabı mutlaka bu dünyada görülecektir" dedi. Yargı sürecinde AKP'nin kapatılmaması yönünde bir karar çıkması halinde bundan MHP'nin memnuniyet duyacağını kaydeden Bahçeli, "Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir siyasetçi ve siyasi parti vazgeçilmez ve alternatifsiz değildir" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında, son siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli, 9 Mayıs'ta Hakkari'deki Aktütün sınır karakoluna yapılan PKK baskında şehit olan askerlerin ailelerine başsağlığı diledi ve "Bahar dönemine girilmesiyle birlikte alçak eylemleri için Irak'ın kuzeyinden Türkiye'ye sızma girişimlerine hız veren teröristlere, Irak topraklarında ve ülke içinde güvenlik güçlerimizce ağır zayiat verilmesi Türk milletinin yüreğini ferahlatmıştır" dedi.

AB AKP'YE PARATONERLİK YAPIYOR

MHP lideri Devlet Bahçeli, AB'nin AKP hakkındaki kapatılma davasına müdahale kapsamında cumhuriyetin değerleri ve Türk demokrasisini tartışmaya açtığını belirterek, "Türk toplumunu "liberal demokratik güçler', "müslüman demokratlar', "aşırı laikler' ve "otoriter milliyetçiler' gibi karşıt gruplara bölen AB'nin sözde karşılaştırmalı siyasi bilimcileri, Türkiye'de yaşanan krizleri bunlar arasındaki güç çatışmasına dayandırmakta, bu duruma gelinmesinin en büyük sorumlusu olan AKP'yi hala demokrasinin tek teminatı olarak gösterebilmekte ve bu garabeti de Türkiye'ye, Venedik kriterleri, çağdaş demokrasi standartları, Avrupa hoşgörü vizyonu gibi süslü ambalajlarla pazarlamaya çalışmaktadır" dedi. Türkiye'de laikliğin zorla dayatıldığını söyleyen AB Komisyonu Başkanı'nın AKP'ye koltuk değneyi olmaya çalıştığını belirten Bahçeli şöyle konuştu:

"Avrupa Birliği'nin bu süreçte bütün çabası, her dayatmasını karşılamaya amade Adalet ve Kalkınma Partisi'ne siyasi paratonerlik yapmak olmuştur. Türkiye'de siyasi iktidarın yargı ve bürokrasinin vesayeti altına sokulduğundan şikayet ederek ucuz ve sahte bir demokratlık rolünü oynamaya çalışan AKP ve yandaşlarının, Türkiye'nin bu hakaretlere mazur kalmasından büyük bir mutluluk duyması, aslında temsil ettikleri sakat siyaset anlayışının iflasının tescili olmuştur. Bu itibarla Avrupa'nın vesayetini son sığınma limanı olarak görmek ve siyasi geleceğini kurtarmak için kapı kapı dolaşarak merhamet ve lütuf dilenciliği yapmak, bir siyasi partinin düşebileceği en utanç verici durumdur."


AB'YE UYARI

AB'nin Türkiye'ye iflah olmaz önyargıların penceresinden at gözlüğüyle bakmakla suçlayan Bahçeli, AB'ye uyarılarda da bulundu. Bahçeli, "İktidar partisinin Türkiye'nin itibarının ayaklar altına alınması pahasına Avrupa Birliği'ne sığınması ve Brüksel'in Türkiye'yi aşağılayan beyanları Türk milletini derinden üzmüş ve rencide etmiştir. AB, Türkiye'yi kendilerine mutlak anlamda biat eden AKP'den ibaret zannetmek ve yabancı fonlardan beslenerek sahte aydın hüviyetiyle sözde demokrasi havariliği yapan bir avuç lobinin Türk milletinin hissiyatını temsil ettiğini varsaymak gibi bir yanılgıya düşmemelidir. Türkiye'nin içişlerine karışmayı, milli değerlerine dil uzatmayı ve Türk milletini aşağılamayı sadece bir hak olarak değil, bir görev olarak gördüklerini söyleyecek kadar küstahlaşan Brüksel temsilcileri, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin sömürgesi ve uydusu olmadığını asla unutmamalı ve potansiyel suçlu olarak göstermeye yeltendikleri Türk milliyetçilerinin, yüksek perdeden dile getirdikleri hezeyanları ve tehditleri ciddiye alacaklarını ve bundan çekineceklerini düşünmek gibi bir hesap hatası yapmamalıdır" diye konuştu.

AKP'NİN TAM VE MUTLAK TESLİMİYET POLİTİKASI

AKP'nin, hakkındaki kapatma davasının ardından önündeki zor ve nazik süreci üç ayaktan oluşan bir strateji ile yürütmeyi amaçladığını kaydeden Bahçeli, birinci ayak kapsamında reform adı altında gündeme getirilecek "AB dayatmaları'nın hangileri olacağının belirsizliğini koruduğunu söyledi. Bahçeli, yargı reformu hazırlıklarının Yargıtay'a sunulmadan, Adalet Bakanı tarafından AB'ye sunulmasının AKP hükümetinin "tam ve mutlak teslimiyet politikası'nı bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydetti. Bahçeli, "AKP hükümetinin, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin hayati milli çıkarlarını zedeleyecek ve ipotek altına alacak politikalar izlemesi ihtimali de çok ciddi bir risk teşkil etmektedir" dedi.

ERDOĞAN PARTİSİNİN KAPATILMASINI İSTİYOR

AKP'nin 5.5 yıl içinde Türkiye'ye her alanda çok ağır bedeller ödettiğini, Türkiye'nin milli çıkarlarını iç siyaset malzemesi olarak kullanarak ateşe attığını savunan Bahçeli, "Bu yıkım döneminin sorumluları bunun hesabını önce Türk milletine sonra da Türk adaletine mutlaka ama mutlaka vereceklerdir. Zamanı ve vadesi ne olursa olsun bu hesaplaşmadan kaçmak ve kurtulmak mümkün değildir" dedi. Başbakan Erdoğan ve AKP'nin "çıkmadık candan ümit kesilmez' hesabıyla kapatma davasını "hırsızlık, vurgun ve yolsuzlukların üzerini örtecek bir aklanma imkanı olarak' gördüğünü kaydeden Bahçeli, "hukuki sürecin sonunda parti kapatılırsa, sayın Başbakan ve arkadaşları mağdur ve mazlum oldukları iddiasıyla Türk milletinin merhamet ve acıma duygularına sığınarak geçmişin bütün günahlarından bu yolla temizlenecek ve dokunulmazlık zırhını bir şekilde koruyacakları bir geçiş dönemi sonrası yeniden siyaset sahnesinde boy göstereceklerdir. Bütün bunlara bakıldığında sayın Başbakan'ın kapatma davasını geçmişin üzerine sünger çekecek bir imkan olarak gördüğü ve aslında içinden AKP'nin kapatılmasını istediği sonucu da çıkarılabilecektir" diye konuştu.

HESAP SORACAĞIZ

"Herkesin bir hesabı varsa Allah'ın ve bizim de bir hesabımız vardır' diyen Başbakan'ın hesabının kendilerini ilgilendirmediğini ifade eden Bahçeli, "Ancak unutmasın ki, geniş halk kitlelerini açlığa ve yoksulluğa mahkum ederek, bunların sırtından kendi siyasi saltanatını sürenlerle olan hesabı, mutlaka bu dünyada görülecektir. Sayın Başbakan'ın siyasi manevraları ve oyunları, bu milli hesaplaşmayı engelleyemeyecek, erteleyemeyecek ve bunun sorumlularını hesap vermekten kurtaramayacaktır." Dedi.

"AKP ALTERNATİFSİZ DEĞİL"

Bahçeli, yargı süreci sonunda AKP'nin kapatılmaması yönünde bir karar çıkarsa, bundan MHP olarak memnuniyet duyacaklarını belirtirken, kapatma kararı çıkması halinde ise AKP'nin alternatifsiz olmadığının unutulmaması gerektiğini söyledi. Bahçeli, "Hiç temenni etmemekle birlikte, AKP'nin kapatılması halinde bu durum dünyanın sonu olmayacaktır. Türk demokrasisi, bazı eksiklik ve sorunlarına rağmen, siyasi krizleri aşma olgunluğuna, iradesine ve kapasitesine sahiptir. TBMM görevinin başındadır.Türk milleti müsterih olmalıdır" dedi. Yaşanan süreçte Başbakan Erdoğan'a büyük sorumluluk düştüğünü belirten Bahçeli, Başbakan'ın herkesle kavga etmekten ve bağımsız yargıyı hedef almaktan vazgeçmesi, milli iradenin kendisine istediği her şeyi yapma ruhsatı anlamına gelmediğini idrak etmesi tavsiyesinde bulundu.

ERDOĞAN KUL VE YETİM HAKKINA EL UZATANLARIN KURTARICISI

Bahçeli, grup konuşmasında ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdi. AKP hükümetinin aile fertlerinin şirket üstüne şirket kurduğunu, yüzbinlerce vatandaşın ise insani bir hayatın asgari şartlarından çok uzakta yaşamaya çalıştığını belirten Bahçeli, hükümete "açlık ve işsizlik artarken varlığı iddia edilen istikrar nerededir?" diye sordu. Bahçeli, "Ülkemizi yoran, çalışanımızı üzen, mağdurumuzu bıktıran, çiftçiyi dışlayan, emekliyi unutan, işsizi yok sayan, milletimizi kendi kaderine terk eden bu siyasi zihniyetin ülkemize vereceği de yapacağı da bir şey kalmamıştır. Milletimiz artık gerçekleri görmektedir. Dayanılamayacak noktaya gelmiş olan ekonomik faturanın zam ve vergi olarak kendisine kesileceğinin farkındadır. Temennimiz, bir sosyal çalkantıya neden olmadan Türkiye'nin demokrasi içinde bu meselelere bir an önce ve kalıcı olarak çözüm bulmasıdır" dedi.

HALİL GÜRBÜZ İSİMLİ VATANDAŞ GRUPTA BAYILDI

Bahçeli'nin konuşmasını tamamlamasının hemen ardından Meclis Grup Toplantısında, Halil Gürbüz isimli bir vatandaş baygınlık geçirdi. İstanbul'dan gelen ve Yargıtay'daki davası için 20 gündür Ankara'da olan vatandaşa ilk müdahaleyi eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş yaptı. Durmuş, müdahalesinin ardından, Grup salonuna gelen Meclis doktorlarına bayılan vatandaşın dilini ısırdığı bilgisini verdi. Meclis doktorları tarafından sedyeyle götürülen Halil Gürbüz'ün taşikardi geçirdiği kaydedildi.

(ANKA)