kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Mayıs 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Çöken ile yükselen

Aşağıda, "Yükselen güçler, batan gezegen: Enerjinin yeni jeopolitiği" isimli yeni kitabın yazarı Michael Klare'in "Petrol bağımlısı bir eski süper gücün portresi" başlıklı makalesinden satırlar var (Yukarıdaki ise ondan ilhamla yaptığımız girizgah):
- Petrol, yıllarca dünyanın birinci petrol üreticisi olan ABD'nin ilk küresel dev şirketlerinin temeliydi. Sadece petrol şirketleri değil; otomotiv, kamyon, uçak yapımı, havayolu, petrokimya ve plastik. Hızlı ve yaygın kentleşme ile tarımın mekanize ve verimli olmasının da temeli.
- ABD askeri gücü de büyük ölçüde petrol tüketimiyle büyüdü. Savunma Bakanlığı, Pentagon, dünyanın bir numaralı petrol tüketicisi. Her gün, tüm İsveç'ten daha fazla petrol tüketir.
- 1998'de ABD, ithal petrolde yüzde 50 eşiğini geçti ve bugün yüzde 65'in üstünde. Pek kimse farkında olmasa da bağımsız egemenliğin ciddi aşınmasıdır bu.
- ABD günde 12 ila 14 milyon varil petrol ithal ediyor. 15 dolardan günde 1.5 milyar, yılda 548 milyar dolar yapar. İran'a saldırırsa hızla 750 milyar dolara, hatta daha fazlasına çıkar
- ABD'den petrol için çıkan dolarlar, yine bağımlısı olduğumuz dış finansmanla, devlet kontrolündeki fonlarla ABD'ye geliyor. Fon sahipleri, varlıklarını Amerikan politikasını etkilemede kullanmayacaklarını söylese de, bir ekonomik güç transferi beraberinde politik güç transferi de getirir.
* Irak'taki her ABD askeri günde ortalama 27 galon petrol tüketiyor. 160 bin asker günde 4.37 milyon galon yapar. Pentagon'un Irak'taki günlük petrol harcaması da günde 14 milyon doları, yılda 5.1 milyar doları buluyor.
- Daha kötüsü, Pentagon'un planladığı gelecek savaşlar için daha fazla petrol lazım. Hem de, teknolojiyi ne kadar çok kullanırsak petrol ihtiyacı o kadar artıyor. Bugün Irak'taki her ABD askeri başına petrol tüketimi, 20 yıldan kısa süre önceki savaşta harcananın 7 katı.
- Bu, sadece ekonomisi bağımlı değil, askeri gücü de yabancılara bağımlı hale gelmiş bir süper güç, yani artık süper olmayan güç demek.
- Oysa, "çöken süper güç" sanılan Rusya, bugün enerji sayesinde yeniden süperleşiyor. Dünyanın ikinci büyük petrol üreticisi, en büyük doğalgaz üreticisi. Ürettiğinden az tüketiyor ve bu onu, enerji bağımlılığı olmayan tek büyük güç kılıyor. Bush takımı bunu da göremedi.
- Bush ve şürekası, güçsüz bir Rusya'nın enerji sahalarında ABD şirketlerinin at oynatacağını sanmıştı. Putin buna asla geçit vermedi; tam tersine enerjide devlet kontrolü sıkılaştı. Ve Rusya enerjiyi yoğun biçimde politikleştirdi. Sadece komşuları değil, Fransa ve Almanya bile bu gücü dikkate alıyor.
- Nitekim, devlet kontrolündeki doğalgaz devi Gazprom' un başkanı iken şimdi Devlet Başkanı olan Medvedev şöyle diyor: "Rusya'ya karşı tavır değişti. Artık okul çocuğu gibi ders veren yok. Şimdi bize saygı duyuluyor. Rusya artık farklı bir ülkedir: Daha güçlü, daha müreffeh." Aynı şeyin tersi, bizim için, ABD için söylenebilir: Daha farklı bir ülke: Daha güçsüz, daha az müreffeh. Eski bir süper güç!"
Bunların, bir eli ABD'ye bağlı, bir eli Rusya'nın enerjisine bağlı bir ülke için manası nedir?