Gizli otorite

Adnan Menderes "çabuk parlardı."
İsmet İnönü ise "sakindi."
Turgut Özal kızınca "kıç üstü oturttum" gibi, (Erdal İnönü'yü kastederek) "küçük Turgut'la oynasın (Özal'ın torununun adı Turgut'tu)" gibi sözler söylerdi.
Demirel ise "sinirlerini kontrol etmekte usta."

"Ya siz sayın Abdullah Gül" dedik.
Gül "size sormalı" gibisinden bir işaret yaptı.
Biz "sakin göründüğünü" söyleyince...
Hayrünnisa hanım "güldü."
Gülüşü "her anlama çekilebilir."
"Siz onu bir de bana sorun" anlamı da dahil.

Abdullah Gül:
- Bazı şeyler doğuştan geliyor... Genlerle ilgili... Tabiat meselesi.
- Tabii sizin de kendinizi eğitmeniz, kontrol etmeniz gerekiyor.
- Önemli bir devlet görevinde iseniz, bazı şeyleri içinize atıyorsunuz.
Ve gülerek devam etti:
- Tabii içe zarar veriyor, o ayrı mesele.

Hayrünnisa hanıma döndük:
- Evde yaşam nasıl?
İlk yanıt Abdullah beyden geldi:
- Hakkını teslim etmeliyim, çocukları hanım yetiştirdi.
Ve Hayrünnisa hanım konuştu:
- Eşimin evde gizli bir otoritesi vardır... Bir şey söylemesine gerek yok, otoritesi hissedilir.
- Çocuklarla aramda zor bir konu olunca derim ki: Siz bunu babanızla konuşun.