kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Mayıs 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Gözü yaşlı bir hikâye

Anneler Günü'nün duygusal bir geçmişi var. Philadelphia'lı Ana Jarvis, annesinin ölüm yıldönümünde, mayıs ayının ikinci pazarında, daha önceki birkaç uygulamadan esinlenerek, Anneler Günü'nün kalıcı olarak kutlanmasını sağladı.
Aslında annelere sadece bir gün ayırmak bile az. Ama o bir tek günü unutan evlâtlar da yok mu? İşte buna dair bir hikâye:
Mayıs ayının ikinci pazarı... Kadın, oğlu gelecek diye telaşla hazırlık yapıyor. Ama bir yandan da, "hafta sonunu bana ayıracak değil ya" diye düşünüp, için için üzülüyor. Saatler geçtikçe, heyecanı artıyor. Bari bir telefon edip, "Anneciğim" dese diye içinden geçiriyor. Tam o sırada telefon çalıyor; karşısında oğlu:
- Nasılsın anneciğim...
- İyiyim. Sen nasılsın?
- Ben de iyiyim.
- Ne yapıyorsun, işler nasıl; bugün bir yerlere gidiyor musun?
- Evet anneciğim... Çok sevdiğim bir hanımla buluşacağım.
- Bir hanımla mı?
- Ne o sesin biraz yorgun gibi; bir şey mi var?
- Hiç... Bugün Anneler Günü de. Gittiğin hanım nasıl biri?
- Emin ol, senin yaptığın yemeklerden daha lezzetlisini, tatlılardan daha tatlısını yapıyor. Acelem var, beni bekliyor çünkü.
- Şey... Tamam yavrucuğum. Umarım seni seviyordur.
- Sevdiğine eminim anne.
- Bir dakika evladım kapı çalıyor. Herhalde kapıcı gelmiştir.
- Tamam anne seni öpüyorum. Çünkü şu anda ben de çok değer verdiğim bir dünya güzelinin kapısındayım.
Kadın, büyük bir düş kırıklığıyla telefonu kapattı. Kapıya eli uzanırken, gözünden süzülen yaşlara engel olamıyordu. Kapıyı açtığında, bir baktı karşısında oğlu duruyor ve "Canım anneciğim, Anneler Günün kutlu olsun" diye boynuna sarılıyor.
- Anneciğim seni sevindirmek için bir sürpriz yapayım dedim, lütfen ağlama.
Oysa annesinin döktüğü artık sevinç gözyaşlarıydı.