kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Futbolcu Sedat sustu yalnızca gözleri konuşuyor

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
06.05.2008
Kocası; bir zamanların ünlü futbolcusu Sedat. Ve Sedatartık yatalak... 9 yıldır makinelere bağlı yaşıyor vekonuşamıyor. Ama Şükran Balkanlı, bu duruma isyanedeceğine; "O benim kocam! Çocuklarla ilgili kararları overiyor, ailenin düzenini o sağlıyor. Doğum günlerimi hiçunutmuyor. Bana, her gün beni sevdiğini söylüyor. Bunlarbana yeter!" diyor... Sedat bütün bunları nasıl mı yapıyor?Bir beyaz kağıdın üzerine dizilen harflere ve sayılara göz kırparak.....
* Her sabah onun için süslenirim, biraz kilo alsam beni uyarır.

* Herkes, "Sedat'ı böyle görmeye dayanamıyoruz" diyor ama o ziyaretçilere bayılıyor.

* Sedat'ın bir yanı GS'li bir yanı FB'li. Son maçta üzüntüden kahroldu.

Sedat Balkanlı ve Şükran Balkanlı 20 yıllık evli. Sedat son 9 yıldır tamamen felç. Aklı başında, zihinsel hiçbir problemi yok ama yalnızca gözlerini hareket ettirebiliyor. Bırakın konuşmayı son 9 yıldır tek bir ses çıkartamıyor, kıpırdayamıyor, karnından besleniyor ve makineye bağlı olarak nefes alıyor. Efsanevi Fenerbahçeli futbolcu Sedat, bu Sedat... Eşi Şükran Balkanlı hala ona sırılsıklam aşık... Gözleriyle konuşuyorlar, hatta gözleriyle karıkoca kavgası bile ediyorlar. Sedat Şükran'ına, "Şişmanladın, komatko oldun" diyor. Şükran Balkanlı ise Sedat'a; 'Neden çocuklara maça gitmek için izin verdin? Dersleri vardı' diye bozuluyor. Özel günlerde Sedat, Şükran Hanım'a çiçekler gönderiyor ve mücevherler alıyor. İkili bazen birlikte sabahlara kadar oturup, çocuklarının büyüdüğünü hayal ediyor.

AĞLADIĞIMA UTANDIM!
Bütün bunları nasıl mı yapıyorlar; bir kağıda yazılı alfabe ile... Şükran Balkanlı'nın eşine benzerine zor rastlanan bir hasta yakını olarak anlattıkları; benim hıçkıra hıçkıra ağlamama neden oldu. Sonra bu metanetli kadının yanında ağladığıma utandım... Onun Sedat'la ilişkisi tam bir film gibi... Kısa ziyaretimde bana Sedat'la konuşmayı öğretti, hayatın o kadar da zor olmadığını gösterdi. Sedat'la gözleriyle konuştuk. Bana, "Eski arkadaşım spor yazarı Gürcan Bilgiç'e selam söyle" dedi. Sonra Şükran Balkanlı, bir hasta yakını olarak yaşadıklarını anlatmaya başladı...

* Sedat'ın ALS hastası olduğunu nasıl kabullendiniz?
Kabullenemedik! Hastalık başlayınca, Sedat'ın bu duruma geleceğini söylediler ama inanamadık. Daha 30 yaşındaydı, bu hastalık 60-65 yaşındaki insanları buluyormuş genelde. Hastalığın adını bile bilmiyorduk. O zaman Fenerbahçe'de başkan Ali Şen. Amerika'ya, Mayo Clinic'e gittik ama sonuç değişmedi. Ondan sonra biz şeylere yöneldik. Hacı-hoca, bioenerji, akupunktur, ne varsa denedik. Almanya'ya gittik, orada canlı canlı sinir aldılar Sedat'tan. Biyopsiye yolladılar. Ne gerekirse yaptık ama boşuna... Doktorlar, "Bu durumdaki hastalar 2-3 yıl yaşar" dediler. Onlara, "Siz Allah mısınız?" diye kızdık. Haklı da çıktık. Hastalık başlayalı tam 11 yıl oldu. 9 yıldır Sedat yatağa bağlı yaşıyor ve karnından besleniyor.

BİZİMKİSİ AŞK EVLİLİĞİ
* Siz Sedat'la nasıl tanıştınız? Flört ederek mi?
Severek evlendik. Ben Gaziosmanpaşa'nın kızıyım, Sedat da bu semtin çocuğu zaten. Kardeşim, Sedat'la birlikte Gaziosmanpaşa Spor Kulübü'nde oynuyordu. O şekilde tanıştık, bir arkadaşlığımız oldu. O, askerden dönünce de evlendik.

* Evlendiğinizde, Sedat ünlü bir futbolcu muydu?
Evlendiğimiz sene, Gaziosmanpaşa'dan Konyaspor'a transfer oldu. Konya'dan Bursa'ya gittik. Sonra da Galatasaray ve Fenerbahçe... Çok popülerdi.

* Evleneli kaç yıl oldu?
20. Sedat'la 10 yılı sağlıklı geçirdim, 10 yılı da hastalıklı. Bazen sıkılıyorum; "Artık kalk" diyorum ona.

AZİZ YILDIRIM YANIMIZDA!
* Sizin durumunuzda olup da, boşanmak isteyen birçok kadın var. Onları suçluyor musunuz bunun için?
Bu tür hasta yakınları yalnız kalmamalı. Aileler mutlaka destek olmalı. Maddiyat çok önemli. FB yönetimi hep yanımızda. Başkan Aziz Yıldırım 2 yıldan beri, çocuklarımızın eğitim masraflarını karşılıyor. Benim yardımcı kadınım var. Ev hanımıyım. Kadının parasını ve evin giderlerini Sedat'ın ağabeyi karşılıyor. Bunlar olmasa, dayanılmaz. O zaman kadın isyan ediyor işte! Zaten adam hasta, hastalık masraflı. Bir de kadın tek başına mücadele edince, iş hepten zorlaşıyor. Benim de bazen 'of' dediğim anlar oluyor ama sonra o kadar üzülüyorum ki mutfağa gidip, derin bir nefes alıp hemen özür diliyorum Sedat'tan. Tek bildiğim şu; bu hastalıkta tek başına savaş olmuyor!
Haberin fotoğrafları