kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Yeni program ve kamuflaj

HÜKÜMET, IMF ile standby düzenlemesinin sona erdiği bugünlerde "yeni ekonomik programı"nı arıyor. "Arıyor" diyoruz çünkü henüz dört dörtlük bir program şekillenmedi de ondan. Önceki gün, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Orta Vadeli Mali Çerçeve"yi açıkladı. O andan itibaren işlerin gerçekten zor olduğu görüldü. Şöyle ki...
Türkiye, yılbaşında yola çıkarken faiz dışı fazla hedefi GSMH'nin yüzde 5.5'i düzeyindeydi. Bu tutar Unakıtan'ın, 2008 bütçe sunuş konuşmasına da 38.2 milyar YTL olarak yansıtılmıştı. Ancak, geçen ay, yeni seriye göre gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) rakamları açıklanınca hesaplar değişti. Bu hassas değişim, mali disiplin göstergelerinde 'hafif kamuflaja' dönüştü. İlk etapta faiz dışı fazla oranının yüzde 4.2 olarak düzeltildiği belirtildi. Sonrasında bu oran, yüzde 3.5'e çekildi. Peki ne oldu? Bu soruya hemen cevap vermek mümkün değil. Çünkü, "5 yıllık Orta Vadeli Mali Çerçeve'yi sunan ekip, bazı verileri şimdilik gizleme gereği duydu." Örneğin, 20082012 dönemi için GSYİH ne kadar tahmin edildi? Deflatör, enflasyon, büyüme oranları ne olacak? Cari açık nereye varacak? Bunlar kamuoyuna sunulmadı. Sadece genel geçer oranlar verildi, o kadar.
Kaldı ki mali çerçeve esasen bir ekonomik program da değil. Bu aşamada "gizli" diye verilmeyen parametreler, ay sonunda açıklanması gereken "3 Yıllık Orta Vadeli Mali Program"da görülecek. O zaman, IMF ile yenilenecek program arefesinde net bilanço ortaya çıkacak. Yeni mali önlemler alınacak.

Şeffaflık kayboldu
Burada bir başka kritik nokta da şu:
"Yeni milli gelir serisinin rakamları ile eski serinin rakamları kafa karıştırmak için kullanılıyor. Şeffaflık kayboluyor." Dikkat çekici harcama farkı!
Mali disiplinin göstergelerine gelince...
2007 GSYİH'si 856 milyar YTL. 2008 yılındaki GSYİH'yi, ekonomi kurmayları söylemeyince oturup ayrı hesap yapmak gerekiyor. Zira, yılbaşındaki büyüme ve ortalama enflasyona göre, bu yıl GSYİH'nın 925 milyar YTL civarında oluşmasını bekleyebilirdik. Bu durumda, GSYİH'nın yüzde 4.2'sine denk gelen faiz dışı fazla, mutlak değer olarak yılbaşındaki 38 milyar YTL'lik performansla uyumlu görünüyordu. Oysa gerek büyüme nisbi olarak yavaşlayacağı gerekse enflasyon artacağı için GSYİH bu yıl 970 milyar YTL'yi bulabilir.
Orta Vadeli Mali Çerçeve'de, faiz dışı fazlanın revize edilmesi ile 67 milyar YTL'lik fark ortaya çıkacak. Bu tutar, ilk bakışta abartılı görünebilir. O zaman iyimser bir başka hesap yapılabilir. 2008'de, GSYİH'nın yüzde 3.5'i kadar faiz dışı fazla üretilmesi yaklaşık 33.9 milyar YTL'lik bir fazla demek. Oysa bu miktar 2008'e girilirken 38.2 milyar YTL idi. İhtiyatlı yaklaşımla bile faiz dışı fazla hedefindeki sapmanın 4 milyar YTL'yi aşacağı itiraf edilebilir... Zaten, "İşveren sigorta priminde son çeyrekte yapılacak 5 puanlık indirim, İşsizlik Fonu'ndan GAP'a aktarılacak 1 milyar YTL, memur maaşında enflasyon ayarlaması, özelleştirmelerden bölgesel kalkınmaya sağlanacak takviye" dikkate alınırsa faiz dışı harcamalarda yükseliş eğilimi teyit ediliyor. Kaldı ki yılbaşında planlanan faiz dışı gider 166 milyar YTL'nin biraz üstündeydi. Revize rakamlarda bu tutar 171 milyar YTL'yi aşıyor. Yani, faiz dışı giderler, hangi açıdan bakılırsa bakılsın artıyor. Bu veriler ışığında şunları söyleyebiliriz:

Bazı gerçekler şimdilik gizli
1-Ekonomi yönetimi, rakamsal bazı gerçekleri şimdilik gizliyor.
2-Mali disiplin kalitesi bozuluyor.
3-Bütçe açığı düşüyor denilse de denge, bir defalık gelirlerle kuruluyor. Uzun vadede bütçe dengesinin sürdürülmesi güçleşiyor.
4-GAP yatırımlarına ağırlık verilmesi, toplumun marjinal kesimlerine kaynak aktarılması anlamına geleceğinden sanıldığı kadar enflasyonist baskı içermiyor. Özellikle sulama projeleri tamamlanabilirse gıda fiyatlarındaki artışa ve işsizliğe çare olacağı ifade edilebilir.
5-İç tutarlılığı ve dış desteği olan yeni program şart. Başarı siyasi istikrara dayanıyor. Bu nedenle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Ülke belirsizlikte kalmasın. Dava, süratle bitsin" yaklaşımı önem kazanıyor.