kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Güler: Polise saldıranlar işçi değil

Yeni Haber
İstanbul Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs'ta polisin karşısına çıkanların büyük çoğunluğunun işçi olmadığını ifade ederek, ''Müdahalelerin büyük çoğunluğunda, yasa dışı örgütlerin veya yasa dışı örgütler adına yayın yapan bazı grupların ve onların etrafındaki marjinal yapılanmaların polise taşla, sopayla, sapanla, molotofkokteylleri ile saldırdıklarını gördük'' dedi.

Güler, 1 Mayıs'ta yaşanan olaylara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yapılmak istenen kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile polisin müdahalesiyle ilgili bazı haber, yorum, eleştiri ve değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını ve bilerek veya bilmeyerek amacını aşar tarzda yapıldığını dile getirdi.

Konunun bütün boyutlarıyla değerlendirilmeden bir açıklama getirilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Güler, valilik olarak bir ''İnceleme Heyeti'' oluşturduklarını ve bütün MOBESE kameraları, polis kameraları ile gazetelerde, televizyonlarda yer alan haber, fotoğraf, görüntüler ve başka alanlardan elde edilen görüntülerin tek tek incelendiğini ifade etti.

Bununla ilgili varsa olumsuzluklar, polisin yapması gerekip de yapmadıkları veya eksik yapılanlar neyse hepsinin tespit edileceğini dile getiren Güler, heyetin cuma günü sabahından itibaren çalışmaya başladığını, sonuçların da bakanlığa bildirileceğini ve ilgililere açıklanacağını belirtti.

Daha ilk tespitlerde bile, kamuoyunda birçok konunun çarpıtılarak veya abartılı şekilde veya gerçeği yansıtmadan yer aldığını gördüklerini anlatan Vali Güler, şöyle dedi: ''Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; 1 Mayıs'ta Taksim'de bir toplantının yapılamayacağı, bunun kanunsuz olacağı, böyle bir gösteri yürüyüşünün yasalara uymadığı konusunu defalarca açıkladık. Kanunların öngördüğü bu hususlara rağmen ısrarla bu toplantıyı, gösteri yürüyüşünü yapacaklarını ifade eden veya bir gerginlik ortamı yaratanların elbette bu sonuçların doğmasında da çok etkin rol oynadıklarını söylemek durumundayım. Bir çatışma ortamı üzerinden birçok konu götürülmeye çalışılıyor. Bunu ibretle de izliyoruz. Biz, kendilerine bu toplantının yasal olmayacağını, böyle bir gösteri yürüyüşünün yasal olmayacağını, polisin buna müdahale edeceğini özellikle belirttik. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda, polisin yasal olmayan toplantıları ve gösteri yürüyüşlerini engelleyeceği açık olarak söylenmiştir.''

YARATILAN GERGİNLİK ORTAMI

Asıl mağduriyeti vatandaşların yaşadığını dile getiren Güler, İstanbulluların alınan birçok tedbiri anlayışla karşıladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yarattıkları gerginlik ortamı içinde, kanun tanımazlıklarını açıkça belirterek, 'hayır biz yasalara rağmen şu kadar kişiyle Taksim'e geleceğiz, şuraya ineceğiz' diyenlerin yarattıkları bu sonucu da mutlaka ve mutlaka İstanbullular'a izah etmeleri gerekiyor.

Polisin ve idarenin üzerinden siyaset yapılmaya çalışılıyor. Ben o konuda, bizim üzerimizden siyaset yapılmamasını rica ediyorum. Siyaset yapmak isteyenler, kendi kuralları içinde, kendi ölçüleri içinde yapsınlar, ama polisi ve idareyi buna alet etmesinler.''Yasaların öngördüğü hususların dışına çıkamayacaklarını hatırlatan Güler, ''Bir Taksim inadına 1 Mayıs mahkum edilmiştir. Daha şimdiden gelecek 1 Mayıs'lar için söylemlerde bulunulmaktadır'' dedi.

POLİSİN KARŞISINA ÇIKANLAR

Polisin, ''toplantı veya gösteri yürüyüşünün engelleneceği yolundaki uyarısına riayet etmeyenlere, kanunun öngördüğü çerçevede, o fiilleri etkisiz hale getirmek için müdahalede bulunduğunu'' ifade eden Güler, şunları kaydetti: ''Ancak asıl söylemek istediğim konu şudur; 1 Mayıs günü İstanbul'un 10'dan fazla yerinde müteaddit defalar yapılan polis müdahalelerinin tamamına yakınında polisin karşısında işçi yoktu. Müdahalelerin büyük çoğunluğunda, işçi yerine yasa dışı illegal örgütlerin veya yasa dışı örgütler adına yayın yapan bazı grupların ve onların etrafındaki marjinal yapılanmaların polise taşla, sopayla, sapanla, molotofkokteylleri ile saldırdıklarını gördük. Polisin karşısına çıkanların büyük çoğunluğu işçi değildi. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.''

Güler, 1 Mayıs'ta polisin aldığı önlemlerle çok daha üzücü olayların meydana gelmesinin önlendiğini ifade ederek, ''Bazı gruplarca 1977 benzeri olayların orada sergilenmek için bazı hazırlıkların, planlamalarının yapıldığını biliyorduk'' dedi.

Vali Muammer Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamuoyunda özellikle bazı yerlerdeki müdahalelerle ilgili çok spesifik yayınlar yapıldığını kaydederek, DİSK önünde yasa dışı olarak yapılan toplantıya 4 kez ikazda bulunulduğunu, oradaki toplanmaların büyüyeceği ve kanunsuz bir yürüyüşe geçeceği konusunun tespit edildiğini anlattı.

''Kendilerine defalarca ikaz edildi. Ancak dağılmamakta ısrar ettiler ve bu nedenle de usulüne uygun olarak dağıtıldı. Buradaki müdahaleler hepsi polis kameralarında kayıtlıdır. DİSK'in içine hiçbir şekilde girilmemiştir'' diyen Güler, ancak DİSK binasında işçi olmayan birçok kuruluşun da yer aldığını gördüklerini ve bu grupların binadan çıktıktan sonra çeşitli yerlerde polise taşlı-sopalı saldırıda bulunduklarını ifade etti.

Bunların hepsinin kayıtlarda bulunduğunu söyleyen Güler, ''Belirtiğim grupların birçoğu bina dışına çıktıktan sonra polisle çatışma içine girdiler. DİSK önünde polise saldırılar oldu ve ne yazık ki DİSK binasından da atılan cisimlerle 3 polisimiz yaralandı. Hiçbir cisim atılmadığı ifade ediliyor. Elimdeki fotoğraflar bunları maalesef teyit etmiyor'' dedi.

ÖNLEMLER PROVOKASYONLARI ÖNLEDİ

Daha önce provokasyon olacağını söylediklerini hatırlatan Vali Güler, ''Polisin aldığı yoğun önlemler bu provokasyonları önlemiştir. Geçmişte yaşanan, o ölümle biten, ağır yaralanmalarla biten olaylara fırsat verilmemiştir. Çok daha müessif olayların meydana gelmesi önlenmiştir. Bazı gruplarca 1977 benzeri olayların orada sergilenmek için bazı hazırlıkların, planlamalarının yapıldığını biliyorduk. Bunu da kamuoyuna söylemiştik ama böyle bir olaya da fırsat verilmediğini özellikle belirtmek istiyorum'' diye konuştu.

Müdahale yapılan alanların tamamına yakınında illegal örgüt mensupları, yüzleri maskeli kişilerin sokak aralarından ve caddelerden çıkarak polisle çatışmaya girdiğini dile getiren Güler, bunların hepsinin tespit edildiğini anlattı.

HASTANE ÖNÜNDE EYLEM

Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin önündeki olaya da değinen Güler, burada 100 kişilik bir grubun hastanenin girişini kapattığını ve girişi engellediğini, başhekimlik tarafından da polise bu konuda başvuruda bulunulduğunu söyledi.

Güler, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin girişinin de 3 kez saksılarla, taşlarla ve diğer engellerle kapatıldığını, ambulans ve hastaların girişinin önlendiğini ifade etti.

Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yaralı 2 polis getiren bir ambulansın girişine izin verilmediğini ve orada polisin müdahalesiyle hastanenin dış kapısında atılan gaz bombasının rüzgarın etkisiyle içeriyi de kısmen etkilediğini dile getiren Güler, buraya yaralı polis getiren bir araçta yer alan polisin palaskasının üzerindeki gaz bombasının pimini etkileyerek faaliyete geçirdiğini, öncelikle o polise zarar verdiğini anlattı. Güler, bu konunun kamuoyuna çok çarpıtılarak sunulduğunu ifade etti.

Hem Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi hem de Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde göstericilerin eylem yaptığını dile getiren Güler, ''Dünyanın hiçbir yerinde hastanede, hastane önünde eylem yapılmaz. Böyle bir eyleme polisin müdahale etmesi kaçınılmazdır'' dedi. Vali Güler, bunlara ilişkin fotoğrafların da ellerinde olduğunu dile getirdi.

''GÖRÜNTÜSÜ YANSIYAN KİŞİ TURİST DEĞİLDİ''

Bir turistin dövüldüğü iddiasına ilişkin de Güler, gazete ve televizyonlara görüntüsü yansıyan kişinin turist olmadığını söyledi.

Bir siyasi partiye girilmesi ve gaz bombası atılması iddiasına ilişkin de Güler, cadde üzerinde polise molotofkokteylleriyle, taşla ve sopayla yapılan saldırılar sonucu yapılan takipte bir grubun parti binasından içeriye girdiğinin görüldüğünü anlattı.

Bu grubu takip eden polislerden birinin zorla içeriye çekilmek istendiğini söyleyen Güler, onu kurtarmak isteyen bir başka polisin belindeki gaz bombasının da bu sırada patladığını, ayrıca dışarıda atılan gaz bombasının içeriyi etkilemiş olabileceğini ifade etti. Bu siyasi partinin güvenlik kameralarındaki görüntülerin içeriyi yansıtan görüntüler olduğunu belirten Güler, dışarıdaki olaya ilişkin durumun ise polis tutanaklarında yer aldığını bildirdi.

GAZETE ÖNÜNDEKİ OLAY VE KADININ TEKMELENMESİ

Cumhuriyet gazetesi önündeki olayı ''talihsiz olay'' olarak nitelendiren Güler, bu konudaki tespitin yapılmakta olduğunu, böyle bir konu varsa kesinlikle idari ve inzibati yönden gereğinin yapılacağını kaydetti. Yere düşen bir kadının tekmelenmesinin de en az Cumhuriyet gazetesi önündeki olay kadar kendisini üzdüğünü kaydeden Güler, bu konunu da gereğinin yapılacağını söyledi.

Güler, 27 bin 500 polisin görev aldığı, yoğun güvenlik tedbirlerinin uygulandığı bir ortamda bu tür olayların polisin tümüne yansıtılmaması gerektiğini vurguladı.

SOPALI POLİSLER

Sivil polislerin ellerinde sopa ile çekilmiş fotoğraflarına da değinen Vali Güler, bu sopaların örgüt mensuplarının kullandığı ve örgüt mensuplarından toplanarak polise teslim edilen sopalar olduğunu dile getirdi. O anda polisin elinde sopa ile görüntü alındığı için bu görüntünün polisin sopa taşıdığı şeklinde algılandığını dile getiren Güler, polisin hangi araçları taşıdığının ilgili mevzuatta belli olduğunu vurguladı.

Güler, 1 Mayıs'ların artık İstanbul için kabus olmaması gerektiğini, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un bunları hak etmediğini belirterek, ''Daha bugünden gelecek 1 Mayıs'ın kabusu İstanbullular'ın üstüne serilmeye çalışılıyor'' dedi.

Vali Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 Mayıs'ta gözaltına alınan 530 kişiden 165'i hakkında 2911 sayılı ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu''na muhalefetten işlem yapıldığını belirterek, bu kişilerden 11'inin daha önce terör örgütlerinin mensubu olmaktan, 4'ünün de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten yargılandığını kaydetti.

Kendilerinin de böyle bir görüntünün yaratılmasını istemediğini vurgulayan Güler, ''Birileri sadece Taksim üzerinden hayatiyetini sürdürmeye çalışıyor'' dedi.

Demokrasinin temelinin hukuk, hukukun temelinin de kanun hakimiyeti olduğunu ifade eden Güler, ''Kamuoyundaki görüntü, sanki özgürlüklerini kullanmak isteyen kişilere bu özgürlükleri kullandırılmamış gibi takdim ediliyor. Orada yapılmak istenen toplantı, gösteri yürüyüşünün kanunsuz olduğu defalarca kendilerine ifade edildi, önleneceği söylendi'' diye konuştu.

Yaratılan gerginlik ortamı ve polisin provokasyonların yapılacağı konusundaki duyumları üzerine geniş güvenlik önlemi alınmak zorunda kalınıldığını dile getiren Güler, ''Maalesef o gün İstanbul'da genel hayat olumsuz etkilendi. Herkesi sağduyulu ve serinkanlı olmaya davet etmiştim. Ellerinde çiçekle geleceklerini söyleyenlerin görüntülerde maalesef ellerindeki çiçeklerin nasıl taşa, çelik bilye, sopaya, molotofkokteyline dönüştüğünü ben anlayamadım'' diye konuştu.

İNCELEME HEYETİ HER ŞEYİ AÇIĞA ÇIKARTACAK

Vali Güler, ''Az da olsa amacını aşan olaylar var mıdır? Varsa bunların da kanunen gereği yerine getirilir. Kurduğumuz inceleme heyeti bu konuda bütün her şeyi açıklığa çıkaracaktır'' dedi.

Taksim'in neden İstanbul'da tespit edilmiş toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilecek alanlar arasında yer almadığına ilişkin soruyu da Vali Güler, şöyle yanıtladı: ''Taksim yıllardan beri toplantı ve gösteri yürüyüşü alanı değildir. İstanbul artık nüfusu 14 milyon olan bir dünya şehri. Taksim hem ulaşım noktası, hem işyeri ve turizm bakımından çok yoğun bir nokta. Oradaki toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin İstanbul'da genel hayatı olumsuz yönde etkileyeceği kaçınılmazdır. Bugün birine vermeniz halinde başkalarına da vermek durumundasınız. İdarenin objektif olma zorunluluğu vardır. Eşit olma zorunluluğu vardır.

Daha da önemlisi orada yaratılabilecek bir provokasyona karşı alınacak olan güvenlik önlemlerinin riski vardır. Tespit edilen diğer alanlarda her türlü güvenlik önlemi alınabilir. 'Provokasyon Taksim'de olur da başka yerlerde olmaz mı' diyenler var. Fakat başka yerlerde olabilecek provokasyonları önlemek için polisin daha uygun tedbirleri daha önceden alma imkanı vardır. Ama Taksim'de bunu zorlaştıran binlerce sebep var.''Güler, spontane olarak bir anda yapılan toplantıların ise istisna olduğunu dile getirdi.

''Geçmişte yaşanan olaylar bir daha yaşansın'' diye bekleyenler olduğunu dile getiren Güler, nitekim görüntülerde bir çok iş yeri, kulübelerin, banka şubelerinin, bankamatiklerin, Harbiye Polis Merkezi'nin ve diğer yolların tahrip edildiğini gördüklerini dile getirdi.Daha önce kanun dışı toplantıyı kışkırtmak nedeniyle suç duyurusu yaptıklarını hatırlatan Güler, bu olaylara sebebiyet verilmesi nedeniyle de ayrıca suç duyurusunda bulunulacağını ifade etti.''Kimse yarattığı gerginlik ortamından, kanunsuz bir eylemi kışkırtmak suretiyle yarattığı gerginlik ortamından polisi veya idareyi sorumlu tutmaya kalkmasın'' diyen Güler, ''Geçmişte yaşanan birtakım olumsuzluklar bu kez yaşatılmadıysa da bunda polisin ve idarenin aldığı tedbirlerin önemli bir etkisi vardır'' şeklinde konuştu.

Vali Güler, provokasyonlar olabileceğine ilişkin istihbarat raporlarıyla ilgili soru üzerine de şöyle dedi: ''Daha önce provokasyon olabileceği yönündeki uyarılarımı söylemiştim. Ama bu provokasyonların birçoğu bu kanunsuz toplantı ve yürüyüşe izin verilmediği için hayata geçirilemedi. Ama birçok yasa dışı grubun göstericilerin arasına karışacağı, polisle çatışacağı, polise taşlı, molotofkokteylli saldırılarda bulunulacağını açıkça ilan etmiştim ve bunların çoğu meydana geldi. 10 ayrı yerde onlarca müdahale bu şahıslara karşı yapıldı. Bu şahısların yüzleri maskeli, polise taş atarken, polise saldırırken görüntülerini gördünüz. Bunların bir çoğu maalesef işçi örgütlerinin arasına da sızdılar ve polisle çatıştılar. Onun için yapılan müdahalede ağırlıklı olarak karşımızda yasa dışı örgüt mensuplarını gördük.''2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un bunları hak etmediğini vurgulayan Güler, ''Her 1 Mayıs İstanbul için bir kabus olmasın. Daha bugünden gelecek 1 Mayıs'ın kabusu İstanbullular'ın üstüne serilmeye çalışılıyor. Sadece bütün politikasını Taksim üzerine kurarak, kamuoyunun gündeminde kalmak bana göre sendikal ve sosyal sorumluluk için yeterli değildir'' diye konuştu.

(AA)