Son zamanlarda hiç bu kadar rahatsız olduğum bir film izlememiştim! Hikayesini hiç bilmeden rastgele girip izlediğim 'Vahşi Zarafet-Savage Grace' filminden söz ediyorum. Bakelite plastik firmasının veliahtı Brooks Baekeland ile karısı Barbara Daly (Julianne Moore)'nin 1946-1972 yılları arasında geçen hikayelerini anlatıyor film. Önce 'ne çatlak kadın' diye baktığınız Barbara Daly'yi bir süre sonra 'daha ne kadar manyaklaşabilir' diye izliyorsunuz. Sonunda 'biricik' oğluyla ensest ilişkiye girdiğinde ise 'yeter' diyorsunuz. Kafamı karıştıran, sinirlerimi bozan bu aile trajedisinin gerçek olduğunu öğrendim sonra. İnanamadım resmen... Ama bir hafta sonra Avusturya'da, evinin bodrumuna kilitlediği öz kızına 24 yıl boyunca tecavüz eden sapık babanın yaptıklarını okudum! Ben daha bir filme inanamazken, filmi gölgede bırakacak hikayeler çıktı! Öz kızından yedi çocuk sahibi olan o manyağın yaptıklarından karısının da haberi olduğunu öğrendik üstelik. İnsanlar nasıl bu hale gelebilir; bunu yaparken, beyinlerinden ne geçer, böyleleri nasıl cezalandırılmalı merak ediyorum gerçekten. Nitekim Avusturya'daki politikacılar 'cinsel suç işleyenlerin hadım edilmesini öngören bir yasa tasarısı' sunacakmış parlamentoya. Ne ceza verilse az ama öz kızına tecavüz edecek kadar sapık insanlar için en büyük ceza galiba cinsel fonksiyonlarının yok edilmesi. Siz ne dersiniz?
Yayın tarihi: 5 Mayıs 2008, Pazartesi
Web adresi: http://www.sabah.com.tr/2008/05/05/gny/haber,4E1D3E5035AC4FA38D564661FD3C55F2.html
Tüm hakları saklıdır.