kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Sopalı polis dehşet saçtı

Çoğunluğu sivil giyimli polisler, özel sopaları kontrolsüzce kullandı. Kaçarken düşenlerin başına da sopayla vuruldu. Hukukçular, "Polis envanterinde bu sopalar yok, kullananlar cezayı hak ediyor" dedi..
İstanbul Emniyeti'nin 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasına 'engel' olmak için başvurduğu 'şiddet' gözleri bir kez daha polise çevirdi. Önceki gün kutlamalara yasaklanan Taksim Meydanı'nı demir ağlarla ören polis, gece yarısından itibaren görev yerlerinde konuşlandırıldı. Taksim Meydanı ile buraya çıkan tüm sokaklar ve caddelerde oluşturulan polis noktalarında coplu, biber gazlı polisler görev aldı. Çevik kuvvet ekipleriyle birlikte hareket eden ekipler, toplanan en küçük kalabalığa bile 'göz yaşı' bombası atarak müdahale etti. Ancak ara sokaklar görülmemiş bir müdahale şekline tanık oldu. Sivil giyimli polisler, buralarda toplanmak isteyen göstericileri ellerindeki tahta ve odunlardan yapılan sopalarla karşıladı. Göstericileri sopalarla vurarak dağıtmak isteyen sivil polisler, yerlere düşenleri de bunlarla öldüresiye dövdü. Soplardan bazılarının özel olarak yaptırıldığı gözlerden kaçmazken olaylara tanık olan esnaf, sopalı polisleri 'gösterici' sanarak tepki gösterdi.

"FERDİ KULLANMIŞLARDIR"
İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri yaptıkları açıklamada kendilerinin böyle bir teçhizatları olmadığını, bazı polis memurlarının sopaları ferdi olarak kullandığını söyledi. İsimlerini vermek istemeyen bazı yetkililer ise polis memurlarının odunları göstericilerin elinden aldıklarını savundu. İsmini vermek istemeyen üst düzey bir emniyet yetkilisi ise poliste sopanın hiç bir dönem kullanılmadığını vurgulayarak, "Polisin sopayla işi olmaz. Her polisin kadrolu copu var. Bunu kullanmakta da amaç etkisiz hale getirmektir. En son halde silah kullanma yetkisi vardır. Onun da şartları bellidir. Ancak polis, disiplinsiz davranıyor. Sivil polisin arabasında copu, kelepçesi vardır. Bunları taşıma zorunluluğu vardır. Sopayla ne işi var?" dedi.

KOLU KIRILAN GAZETECİ
Polisin darbesiyle kolu kırılan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ali Deniz Uslu hastanedeki yatağında dehşet anını anlattı. Uslu, "Gazetenin kapısından içeri girererken kırmızı montlu bir polis bana yaklaştı. Gazeteci olduğumu söyledim ama dinlemedi. Copu kafama vurmak istedi ben de kafamı kolumla korumak istedim. Art arda indirdiği darbelerle yere yığıldım. O ben düşünce bırakıp gitti. Hastaneye getirdiler kolum parçalı kırılmış" dedi.

Erhan ÖZTÜRK- Çağdaş ÇETİNDEMİR- Canan YILMAZ
Haberin fotoğrafları