kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Mayıs 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Erdoğan: Devlet üzerine düşeni yaptı

Yeni Haber
Başbakan Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs olaylarıyla ilgili olarak, "Devlet üzerine düşeni yapmıştır. Olumsuzluk sendikaların dayatması. Çalışanlar için asla 'ayak takımı' demedim" diye konuştu.


* 1 MAYIS GÖSTERİLERİ / FOTO-GALERİ...

* İŞTE ''ORANTISIZ'' GÜÇ / FOTO-GALERİ...

* DÜNYADAKİ 1 MAYIS GÖSTERİLERİ / FOTO-GALERİ...


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylarda polisin ve devletin üzerine düşeni yaptığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, Ankara Subayevler'de bir araba galerisini ziyaret etti. Çıkışta gazetecilerin 1 Mayıs olaylarıyla ilgili sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs olaylarında polisin üzerine düşen görevi yerine getirdiğini söyledi. Bazı illegal grupların olay çıkarmak istediğini vurgulayan Erdoğan, "Bunlar sendikaların dayatmasıdır. Devlet üzerine düşeni yapmıştır. İstenmeyen olaylar yaşanmıştır" dedi. 'Ayak takımı' eleştirilerine de cevap veren Başbakan Erdoğan, kendisinin de bir işçi olduğunu hatırlattı. Başbakan Erdoğan, 'Ayaklar, baş olmaz' ifadesinin bir atasözü olduğunu ve yönetimin zaafiyete uğramasını ifade ettiği için kullandığını söyledi.

ÇELİK: BUNUN İZAHI GEREK

Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İstanbul'da dün yaşanan olaylarda polisin, işin başlangıcında bu şekilde sert davranmasının; polis, emniyet, güvenlik açısından, mülki amirler tarafından bir izahının gerektiğini söyledi.Çelik, TBMM'de, İstanbul'da dün yaşanan 1 Mayıs olaylarına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

''Turistler coplandı, hastaneye gaz bombaları atıldı. Bunlardan rahatsızlık duydunuz mu?'' sorusuna Çelik, ''70 milyon nasıl rahatsızlık duyduysa, biz de rahatsızlık duyduk. Olumsuz görüntülere, kim olumlu bakabilir. 'Hastanelere, şuraya gaz bombası atıldı' gibi yaklaşımları da doğru bulmuyorum. Bir kargaşa yaşanmıştır, o esnada da hastaneyi etkisi altına almıştır. Böyle bir soru olabilir mi; (Hastaneye, polis gaz bombası atıyor)'' karşılığını verdi.

Korkulanların olmamasının sevindirici, ancak dünkü sahnelerin son derece üzücü olduğunu belirten Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın defalarca ikaz ettiğini, ''Bu işin içinde marjinal gruplar, bunu sabote etmek isteyen çevreler var'' denildiğini söyledi.Çelik, sendika başkanlarının, belirli bir saatten sonra, olumlu ve sorumlu bir davranış sergilediğini, daha olumsuz sahnelerin yaşanmaması için ciddi bir karar aldığını kaydetti.

''TÜRKİYE BÖYLE BİR GÖRÜNTÜ VERMEMELİYDİ''

Bu karardan sonra, olayları sürdürenlerin kimler olduğuna bakmak gerektiğine işaret eden Çelik, Türkiye'nin, böyle bir görüntüyü vermemesi gerektiğini vurguladı. Bu görüntüyü vermemesi konusunda da son gün, son saate kadar üzerlerine düşen çabayı, diyaloğu gösterdiklerini ifade eden Çelik, ''Gecikmeli de olsa, ilgili sendika başkanlarının aldıkları karar da bir sorumluluğun gereğiydi. Olayların, daha olumsuz bir noktaya gelmemesine de bu karar engel olmuştur. Kendilerine teşekkür ediyorum'' dedi.

Çelik, bundan sonra, 1 Mayıs ve benzeri günler için daha sağlıklı, beraber düşünmeleri, değerlendirmeleri, ''Çıkarım, giderim, gelirim, gitmem'' şeklinde değil, Türkiye'ye yakışır bir fotoğraf vermeleri gerektiğini söyledi.

''AÇILIMI KULLANAMADIK''

''Olayları bir yönüyle görüyoruz. Polisin bu şekilde, işin başlangıcında sert davranmasının, polis, emniyet, güvenlik açısından, mülki amirler tarafından bir izahı gerekiyor'' diyen Çelik, şöyle konuştu:''İşin başında bu kadar sert davranılmalı mıydı, bunun izahı nedir, onu bilemiyorum. Bu görüntüler olmamalıydı. Bunun için de gerekli çabayı gösterdik. Taksim'e gidilseydi, mitingler bir şölen havasında yapılsaydı, önümüzdeki günlerde de talepler daha olgun ortam içinde gelişseydi... Bir açılımdı dedik, bu açılımı çok çok, istediğimiz gibi kullanamadık. Ama çok daha olumsuz sahnelerin, olayların cereyan etmemesi de, bu yönüyle olumsuzluklara rağmen bir teselli görüyoruz. Ölüm, daha feci durumlar olmadı. Bu yönüyle sevindirici. Ama olayları, görüntüleri tasvip etmemek mümkün değil.''

''SENDİKACILARIN TAVRI...''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün milletvekilleriyle toplantısında ''Taksim'i bilseydik açardık'' şeklinde bir açıklamasının olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, bu toplantıda bulunmadığını söyledi.Çelik, Erdoğan'ın böyle bir açıklama yaptığı kanaatinde olmadığını dile getirdi. Erdoğan'ın son güne kadar ikazlarda bulunduğunu vurgulayan Çelik, sendikaların 1 Mayıs sabahındaki kararların, olayların büyümesine engel olduğunu kaydetti.

GÖZALTINDAKİ 519 KİŞİ SERBEST

Bu arada İstanbul'da 1 Mayıs dolayısıyla yapılan gösterilerde gözaltına alınan 519 kişi serbest bırakıldı.

Kentte, dün gerçekleştirilen gösterilerde gözaltına alınan 530 kişinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlandı. Bu kişilerden 519'u emniyetten salıverildi.3'ünün çeşitli suçlardan arandığı, 8'inin de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettiği belirtilen ve adliyeye sevkedilen 11 kişiden 8'i serbest bırakıldı.

1 MAYISA POLİS MÜDAHALESİ MECLİS GÜNDEMİNDE

DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, polisin dün İstanbul'da 1 Mayısı kutlamak isteyen işçilere yönelik tutumunu Meclis gündemine taşıdı.Yağız, Başbakan Erdoğan'ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, ''1 Mayısın İstanbul Taksim'de kutlanmasının polis zoruyla engellenmesini, bu sırada biber gazı, panzer, tazyikli su ve cop kullanılmasını nasıl karşılıyorsunuz?'' dedi.Bu tutumun bir ''polis devleti'' görüntüsü verdiği yolundaki görüşleri hatırlatan Yağız, ''Bu görüntünün asıl sorumlusu, Taksim'de kutlamanın engellenmesi emrini veren ilgili bakanlarınız değil mi?'' diye sordu.Taksim'e girişin engellenmesinin, Hükümet'in amacına uygun sonuçlanıp sonuçlanmadığını ve sonuçtan memnun olup olmadığını öğrenmek istedi.DİSK Genel Merkezine gaz bombası atılmasını ve burada bulunan milletvekili, sanatçı ve aydınların bu saldırıdan etkilenmesini gündeme getiren Yağız, Şişli Etfal Hastanesi'ne gaz bombası atıldığına ilişkin iddialana nasıl cevap vereceğini sordu.

AA