Sir olsa ne yazar?

Fenerbahçe'nin ezeli rakibi Galatasaray karşısında aldığı 10'lık yenilginin ardından teknik direktör Zico ağır eleştirilere uğradı. Bu eleştirilerin ağır olduğunu düşünürken, The Sun Gazetesi'nin başyazarı olan yakın arkadaşım Steven Howard'ın Manchester United'ın teknik direktörü Sir Alex Ferguson ile ilgili ağır yazısını okudum.
2-1'lik Chelsea yenilgisinin ardından Steven, Ferguson ile ilgili olarak şunları söylüyordu: "Barcelona ve Chelsea maçlarında hem oyuncu hem de taktik tercihlerinde büyük hatalar yaptı. Alan Wiley'nin Chelsea karşılaşmasında elle oynama pozisyonunda verdiği penaltı kararı son derece doğruydu. Ama bütün oyuncular en tepedekinden (Ferguson'ı kast ediyor) gelen sinirle hakeme yüklendi. Rio Ferdinand'ın tünelde attığı tekme Chelsea'den bir bayan görevliye isabet etti. O da neden İngiltere Milli Takımı'nın kaptanı olamayacağını gösterdi."

RONALDO YEDEK Mİ OLUR?
Howard, büyük maçların büyük oyuncular için olduğunun da altını çiziyor: "Chelsea maçında Ferguson toplam 21 golü bulunan 10 futbolcuyu sahaya sürdü. Ama 41 golleri bulunan ikiliyi yani Cristiano Ronaldo ile Carlos Tevez'i yedek kulübesine çekti. Dinlendirmesi gereken Rooney ise ısrarla oynatılınca sakatlandı. Alex Ferguson bu sezon aleyhine ilk kez penaltı çalınınca hakemi suçlamayı tercih edip kolayı seçti."
İngiliz basınındaki yorumlarda kimse Chelsea'nin şampiyonluk yarışında ciddi ciddi iddialı duruma geldiğini yazmadı. Sir Alex Ferguson bu karşılaşmadaki yanlış tercihleriyle sadece Howard tarafından değil tüm İngiliz medyası tarafından yerden yere vuruldu ve öne çıkan konu bu oldu. Tıpkı GalatasarayFenerbahçe derbisinde kimsenin teknik direktör Cevat Güler'in başarısını öne çıkarmayıp, gündeme yine Zico'yu oturtması gibi.

HEPSİNİN KADERİ AYNI
Sadece Türkiye'de değil diğer ülkelerde de ne kadar başarı elde etmiş olursa olsun, kaybedilen bir maçın ardından suçlu teknik direktör oluyor. İster "Sir" unvanı olsun isterse "Stajyer" unvanı olsun hiç fark etmiyor.