kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Bugün yaşadığımız gerginlik, geçmişte yaşadığımız bir travma nedeniyle olabiliyor.

Huzuru bulmak isteyenler deneyebilir

Mirey MESAYYAH
Uykusuzluk, depresyon, korku gibi huzursuzlukları yenmek için alternatifler çoğalıyor. Beden farkındalığını kullanarak travmaların çözümlenmesine yol açan travma şifası da bu yöntemlerden biri..
Yaşam koşullarının yarattığı stres, insanlarda büyük hasarlara yol açtıkça yaşam kalitesi kuşkusuz azalıyor. Uykusuzluk, bunalım, korku gibi sonuçlara yol açan tüm bu huzursuzlukları yenmek için alternatifler ise çoğalıyor. 11 yıl finans sektöründe çalıştıktan sonra yeni arayışlara giren eski bankacı Didem Çaylak, huzuru dört sene önce tanıştığı 'travma şifası' ile buldu. 1968 Ankara doğumlu Çaylak, Ankara Koleji'ni bitirdikten, Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olduktan sonra, New York Üniversitesi'nde finans ve yurtdışı ilişkiler üzerine mastır yaptı. Önceleri iş hayatının yarattığı stresten kurtulmak için travma şifası yöntemine başvuran Çaylak, kendisinde yarattığı iyileşmeyi görünce yurtdışında verilen kurslara giderek bu işin aslını öğrendi. Şimdi travma şifası seansları veren Çaylak, bu metotla iç huzuru bulduğunu söylüyor. Henüz Türkiye'de yaygınlaşmamış bu metot ile ilgili bilgi almak için Çaylak'la buluştuk.

GEÇMİŞİN ETKİSİ
- Bize travma şifası metodunu anlatır mısınız?
- Beden farkındalığını kullanarak travmaların çözümlenmesine yol açan bir metottur. Bu metot, iki kişi arasında uygulanıyor. Örneğin bana gelenlere bedenlerindeki farkındalığı ortaya çıkaracak sorular soruyorum. İlk önce size travmalardan bahsetmek isterim. Kişisel sınırlarımızın aşılması sonucunda görülen travmalar sözel olarak bir taciz olduğunda, yüksek sese maruz kalındığında, alanımıza girip çok uzun süre orada kalarak rahatsız edildiğimizde, bir ameliyat sonucunda hücresel boyutta sınırlarımızın içine girildiğinde ya da duygusal açıdan da olabilir. Tabii ki her şey insanda travmatik bir etki bırakmıyor ama bazı şeylerin üst üste gelmesi buna neden olabiliyor. Normalde bizim sinir sistemimiz, dışardan gelen belirsiz ve zorlayıcı olaylar karşısında yükleme yaşayabiliyor. Eğer kişi sağlıklı ise, o yüklemeyi bir şekilde boşaltmayı gerçekleştirebiliyor. Ama bazen beden bu boşaltma mekanizmasını unutuyor ve dolayısıyla çalışmaz hale geliyor. Biz bu seanslarla o mekanizmayı tekrar harekete geçiriyoruz. Her şeyin bir açıklaması vardır, bir şeyi yapamıyorsak mutlaka geçmişten gelen sebeplerden dolayıdır. Buna düşünce yapımız da dahildir. "Niye sürekli aynı şeyi düşünüyorum?" dediğiniz zaman da, bu yine geçmişte başınıza gelen bir şeyden kaynaklanıyordur.

KORKUYLA YAŞIYORUZ
- Bu tehditlerin yarattığı travmalar neler?
- Tehlike anında vücut tepki göstermeye başlar. Ya duruyoruz, ya kasılıyoruz ve kaslarımıza kan giriyor, nefesimiz sıklaşıyor, mücadeleye hazırlanıyoruz çünkü tehlike karşısında kendimizi ya koruyacağız, ya kaçacağız ya da donup kalacağız. Sinir sistemimiz bu olaylar karşısında bir değerlendirme yapıyor ve bunlardan biri içimizde reaksiyon olarak kalıyor. Tehlike esnasında bu merkez kilitli kalırsa, travmalardan sonra insanlar yaşadıkları olayın bittiğinin beden seviyesinde farkındalığına varmıyorlar; o yüzden de merkez sürekli tetikte oluyor. Sonuç olarak da kan kaslara pompalandığından, iç organlara yeterince gidemiyor. Ben bu durumu iş hayatımda çok yaşadım. Her an bir şey olacak gibi yaşıyordum. Yaşadığımız kötü bir olayın hep tekrarlanacağı korkusuyla yaşıyoruz. Duygusal açıdan da bir anda patlamalar yaşayabiliyoruz. Vücut gergin bir vaziyette oluyor.

- Siz de bu gerginliği çözmeye mi çalışıyorsunuz seanslarınızda?
- Yaptığımız seanslarda kişiyi kaynaklarını keşfetmeye geri götürüyoruz. İnsanlar sorunlu ya da stresli zamanlarında kaynaklarını unutabiliyor. Bunu da beden farkındalığını kullanarak yapıyoruz. Bedende yeniden bir farkındalık oluyor ve kaynaklar daha rahat bir iletişim kurabiliyor. Stresli anımızda bu kaynaklara ulaşmamızı sağlamak için bazı egzersizler yapıyoruz. Bu kaynaklar sayesinde kendimizi güçlü ve muktedir hissettiğimiz şekliyle yaşanmış travmatik olayı, küçük parçalar halinde ziyaret edip çözümlenmemiş kısımlarını tamamlıyoruz. Bunu yaparken de hep bedeni dinliyoruz çünkü bize sürekli ipuçları veriyor. Bu teknikte hikâye o kadar önemli değil, önemli olan bilicinde olmak. Stres yaşıyorsanız, kontrolsüz tepkiler veriyorsanız, enerji düşüklüğü yaşıyorsanız, uykusuzluk çekiyorsanız tüm bu reaksiyonlar bir travmanın sonucu olabilir. Bu teknikle, konuyu bilmesek de o yükü boşaltmamız mümkün oluyor çünkü kaynaklarımızı biliyoruz, tekniği uygularken de sinir sistemimizi boşaltıyoruz. Kaynağı bulup oradaki rahatlamayı hissetmek mekanizmanın bir parçası. Bunun üstüne beden farkındalığını getirmeye çalışıyoruz. Kimi insan, bedenleriyle bunu daha detaylı yaşıyor kimi ise daha genel bir hal olarak yaşıyor. Zaman içerisinde insan, bedeninin reaksiyonlarını takip etmeyi öğreniyor.
Haberin fotoğrafları