kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Talat'ın umudu...

Kıbrıs'ta reddedilen Annan Planı Referandumu'nun yıldönümünde dün KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da Ankara'da idi.
Geçmişteki gelişlerinin aksine bu kez umut doluydu.
Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı'nda (ASAM) iki saate yakın Ada'daki sorunun çözümü için atılan adımlardan söz etti...
KKTC Cumhurbaşkanı, hem konuşması sırasında, hem de sorulara yanıt verirken en az bir kez "çözüm bulunacağından umutluyum" cümlesini kullandı.
Kıbrıs Rum tarafında eski Cumhurbaşkanı Papadapulos gibi çözümü tıkayan değil, çözüm arayan bir liderin olduğunu vurguladı.
Güney Kıbrıs Rum kesiminin yeni lideri Dimitris Hıristofyas'ın olumlu yaklaşımlarını anlattı.
Çözümün yöntemi üzerinde bir anlaşma sağlanamadığını ancak, Papadapulos döneminin aksine komitelerin ilk kez çalışmaya başladığını vurguladı.
Hatta, dün ikinci görüşmenin de tamamlandığını bildirdi.

Güllük gülistanlık değil
Talat, bunları söylerken sürekli temkinliydi.
Bunu "Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu da söyleyemem" cümlesini sık sık kurarak dile getirdi.
Çözümün bulunacağını söylemek için erken olduğunu söyledi.
Hedefini, "Haziran ayı sonuna kadar müzakereleri başlatmak" diye açıkladı.
İki kurucu devletin, iki halkın eşitliğine dayalı yeni bir ortaklık devletinin, "Bakir Doğum (Virgin Birth)" yoluyla ortaya çıkması gerektiğini vurguladı.
Hıristofyas'ın ileri sürdüğü gibi Güney Kıbrıs Devleti'nin federasyona dönüşmesiyle yeni devletin oluşmasını kabul edemeyeceklerini bildirdi.
Yeni doğum yoluyla yeni devletin doğması gerektiğini belirtip ekledi:
"Dilerim başarılı oluruz. Eğer olursak Kıbrıs'taki kaygıları da, Türkiye'nin AB sürecinin önündeki engeli de ortadan kaldırmış oluruz..."

Ne değişti?
Talat bunları söylerken salonda farklı hava vardı.
KKTC Cumhurbaşkanı'nın umudunun aksine, yıllardır Kıbrıs konusuyla uğraşmış, sonunda emekli olmuş büyükelçilerin soruları umutsuzluk doluydu.
Talat'ın umudunu yeşertmek için biri de bir bardak su vermedi.
Tam tersine sürecin işin içinden çıkılmaz noktaya gideceğinden söz edildi.

2012'de ne olacak?
Talat, "Güney'de bir değişim havası görüyorum" dese de bu umutsuzluk havasına bazen kendisi de yelken açmak zorunda kaldı:
"Güneyde başlayan bu değişim çözüm için yetecek mi, bunu ben de bilmiyorum. Sözlerim sizleri yanıltmasın, belki bu sözlerim birkaç ay sonra geçersiz de olabilir..."
Talat'ın en dikkat çeken sözü ise "Rum kesimi 2012 yılında AB Dönem Başkanı olduğunda Türkiye ne yapacak?" sorusuna verdiği şu yanıttı:
"Eğer 2012'ye kadar sorun çözülmezse zaten çözüm mümkün değil demektir... Hıristofyas, '2008 sonuna kadar çözüm olmaz ama çözümü de fazla uzatmayalım' diyor. Ben de kendisine 'Ya sorunu çözeceğiz, ya da bölünmeyi imzalayacağız' dedim..."
Talat'ın da dün vurguladığı gibi Kıbrıs'ta sorunun çözümü için iki liderin başlattığı diyaloğun son şans olduğunu herkes kabul ediyordu.
Ancak geçmişte yaşadıklarından dolayı olsa gerek Talat da bu kez yoğurdu üfleyerek yiyordu.