kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Tencere dibin kara...

Siyasi Partiler Kanunu'nda çok sayıda antidemokratik hüküm mevcut. Sadece kanunda değil, tüzükte de öyle. Bu noktada, kimsenin kimseye söyleyecek sözü yok: "Tencere dibin kara; seninki benden kara."
CHP'de Genel Başkan adayı olabilmek için, tüzüğe göre, üye tam sayısının en az % 20'sinin yazılı önerisi gerekiyor. Bu öneri, huzurda, Başkanlık Divanı'nın görevlendireceği üye veya üyelerin gözetiminde imzalanıyor. AK Parti'de, Büyük Kongre üyelerinin % 20'sinin imzası şart koşulmakla birlikte, bu imzalar, daha önce noter huzurunda atılabiliyor. CHP ise, Kongre'nin yapıldığı gün, üyelerin huzurda imza atmasını zorunlu tutuyor.
Seçimlerin en temel ilkesi, "gizli oy, açık tasnif..." Genel Başkan adayı olabilmek için, delegelerin % 20'sinin oyunun istenmesi, gizli oy ilkesini zedeliyor. Çünkü, her aday için en az 253 delege rengini belli etmek zorunda.
Tüzük değişikliğini 2003'te Deniz Baykal gerçekleştirdi. Bu değişiklik, önce Kurultay tarafından reddedildi ama, Başkanlık Divanı, iyi sayım yapamadığı mazeretiyle, ad okuyarak oylamayı tekrarladı; tabii yerel seçimlere 56 ay kala, İl Genel Meclisi üyesi, İlçe Belediye Meclis üyesi, Belediye Başkanı olmak isteyenler, kendilerini ele vermediler; böylece bu antidemokratik tüzük değişikliği Kurultay'dan geçti. Muhalif CHPliler, tüzük değişikliğini iptâl ettirecek mahkeme bulamıyor. Son olarak, "değişiklik, mutlak butlanla malûl sayılsın" şeklindeki müracaat sürecinde, nedense hâkim, ikinci celsede görüş değiştirdi ve gene görevsizlik kararı verdi. Görevli mahkeme bulanamadığı için, demokrasi yara alıyor.
Çarşaf liste uygulaması da, fiilen mümkün değil. Çünkü, 2003'teki tüzük değişikliğiyle, çarşaf liste talebinin de Kurultay'da Başkanlık Divanı'nın oluşması sonrasında, oylanması öngörülüyor. Başkanlık Divanı, o önergeyi öyle bir zamanlamayla oylamaya sunuyor ki, mutlaka reddediliyor.
Partiler, ön seçimle, yani bütün parti üyelerinin tamamının katıldığı bir seçimle, milletvekili adaylarını, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyelerini tesbit edebilse, genel başkanların hükümranlığı sınırlanabilecek. Teşkilat güçlenecek. Ama her partinin kongresinde, delegeler kısa vadeli menfaatlerinin peşinde koşuyor; maddi çıkar ve koltuk beklentisi yüzünden, siyasi oluşumları bloke eden lider sultasını kıramıyor. Liderler, hiçbir konuda anlaşamıyorlar. Ama, hiçbiri, Siyasi Partiler Kanunu'ndaki antidemokratik hükümlere sesini çıkarmıyor. Bu konuda mutabakat tam.