kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

CHP'li mi CHP'siz mi?

CHP Kurultayı öncesinde-3.
CHP kurultayı öncesinde yazdığımız yazıların içerdiği birkaç nokta var. Onların bazıları bugün CHP'nin ne ifade ettiğini irdeliyordu. Bazıları da CHP'de kendini gösteren adaylar ve onların olmayan ideolojileri ve programlarıyla ilgiliydi. Ama iki temel konu daha var. Bu yazıda da onları ele alayım.
O iki noktanın ilki CHP ve sol ilişkisidir.

CHP ve sol
"CHP sol bir parti midir" sorusuna verilecek ilk yanıt şudur:
CHP, tarihsel ve Fransız Devrimi'nin getirdiği kavramları ve modernleşme sürecini Türkiye'de kurumsal hale sokmuş bir parti olarak tarihsel anlamda soldur. Türkiye'de bu anlamdaki toplumsaltarihsel dönüşümün kaynağında İttihat ve Terakki üstünden gelen CHP vardır. Denebilir ki ve zaten öne sürülmektedir ki, İ ve T-CHP çizgisinin özellikle siyasal modernleşmeci çizgisi eksiktir. Örneğin yukarıdan inmecidir, bugünkü anlamıyla halka dayanmaz, liberallikten uzaktır. Bunların tümü doğrudur. Onları bir bütün halinde karşılamak için Fransız Devrimi benzeşmesini ortaya koyduk ve gene o nedenle tarihsel anlamda solcu ve ilericidir dedik. Çünkü unutmayalım ki, egemenlik sorununu, sekülerleşmeyi içeren hareket de buradan kaynaklanmaktadır.

Otoriter CHP'den sola
Bu, 19191933 arasındaki CHP'dir. Ondan sonra CHP 1933-1965 arasında (bütün o çok partili hayata geçiş gibi nispeten farklı açılımlar dahil olsa bile) kesin olarak örnekleri Batı Avrupa'da görülen Tek PartiTek Şef yönetim anlayışına dayalı otoriter-faşizan bir partidir. Devlet bu dönemde CHP için kutsallaştırılmış, parti-devlet özdeşliği sağlanmıştır.
CHP bu çemberi 19651980 arasında Ortanın Solu-Demokratik Sol açılımıyla kırar. 'Devlet partisinden halk partisine' sloganıyla dönüşür. Klasik olarak 1950 sonrasının sağmuhafazakarnispeten liberal parti geleneklerine eklemlenir. Bu dönüşüm kendini 1971'deki 12 Mart muhtırasına partinin sol kanatlarının tepkisiyle gösterir. Buna rağmen "ortanın solu" derken hatta "demokratik sol" derken Kemalist geçmişe ve klasik değerlere atıfta bulunur.
Ardından CHP demokratik sol kavramını benimser ve 1980-1992 arasında kapalı kalır. 1993 sonrasında ise yeniden sol içeriğinden uzaklaştığını daha önceki yazılarımda ele aldım.
Buna bakarak şu iddia büyük bir rahatlıkla öne sürülebilir. CHP, bugün kesinkes sosyal demokrat bir parti değildir. Sadece laiklik ve ulusalcılık ekseninde siyaset yapan dar anlamda Kemalist bir partidir.
Şimdi gelelim bu yazının ele alacağı ikinci soruya.

CHP 'sol' olur mu?
CHP bu özelliklere sahip olarak, bırakalım şimdi sadece Baykal'ı ve parti içi iktidarı hedefleyen, eksik ve yarım adayları, gerçek anlamda bir sol dönüşüm gerçekleştirebilir mi?
Bu sorunun cevabı önceki kadar kolay değil. Çünkü, bugün CHP'nin tabanında bulunan veya o tabandan yönetim tarafından dışlanmış fakat daha önce CHP'nin boğduğu SHP tabanında siyaset yapmış, yer almış gerçek bir sosyal demokrat potansiyelden söz edilebilir. Onlara dayanarak böyle bir yenileşme, dönüşüm gündeme getirilebilir.
Ne var ki, bu her şeye rağmen çetin bir iştir. Böyle bir yenilemeye kalkışıldığı anda CHP'nin karşısına klasik CHP-Kemalizm-Altı Ok sarmalı çıkacaktır. O sistem her türlü sosyal demokratsol açılımı kendi içinde almaya çalışacaktır. O bakımdan CHP içinden gelerek CHP'yi yenileyecek bir sosyal demokrat çıkışı yapmak neredeyse imkansız denecek kadar güçtür. Bu denenmiş, zaman içinde kanıtlanmış bir olanaksızlıktır.
Buna rağmen CHP'nin büyük bir makine, büyük bir gelenek olduğundan bunun Anadolu'da bir imkan yarattığından söz açılabilir. Evet, öyledir ama bu artık önemli değildir. Anadolu'daki CHP imgesiyle bugün aranan, beklenen CHP arasında dağlar kadar fark vardır. Tabii, bu söylediklerim eğer gerçek bir sosyal demokrasi aranıyorsa geçerlidir.
Kısacası sosyal demokrasinin adresi CHP değildir. Şimdi kurultay denilen bu trajikomik oluşumu izleyelim.