kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
RAHŞAN GÜLŞAN

Beni yak, ormanı yak, her şeyi yak!

Biliyorum, şu anda elinize GÜNAYDIN'ı almış keyifle okurken, benden pek de böyle bir 'sosyal içerikli' haber beklentiniz yok. Ama siz birbirinden renkli haberlerimizi okuyup tam kıvama gelmişken, çaktırmadan zehirimi zerk etmeyi bir görev biliyorum! Pazar günü Radikal'in manşetiydi; Şilede tam 486 futbol sahası büyüklüğünde ormanlık bir alanda maden arama izni alan bir firma 'Çevresel Etki Değerlendirme' oluru almaya çalışıyormuş. Bir başka firma ise yine Şile'nin doğu ormanlarında 200 futbol sahası büyüklükte bir alan için maden arama ruhsatı almış. Ve işletme izni çıkarmak için hazırlıklarını devam ettiriyormuş. Şile-Ağva Dayanışma Derneği eski başkanı Süleyman Eren "Ömerli-Şile arasında kalan batı ormanları bitti, müdahale edemedik. Sıra doğuya geldi. Buna izin vermeyeceğiz, doğuda kalan ormanlar için mücadele vereceğiz" demiş. Bu insanlar orada yaşadıkları için gerçekleri bizden iyi bilirler, laflarına saygı duymak gerek. Şile ormanları İstanbul'un ayakta kalan son büyük ormanıymış. Dahası maden şirketleri bir de liman yapmayı planlıyormuş. Yani ormanda yeni yollar açmanın gerekeceği ve birçok balık türünün zarar göreceği bir yapı! Uyanmalıyız İstanbullular. Çünkü daha şimdiden Şile'de rezervi biten ve kapatılması gereken maden çukurları için 600 bin kamyon taş dökmek gerekiyormuş. Her fırsatta İstanbul aşkından bahseden Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'da uyanmalı. Konu hakkındaki hislerimi Bekir Coşkun'un pazar günkü yazısı ile özetlemek en güzeli: "Pirinç niye bulunmuyor?.."