kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Akşamcı masaları boşalıyor

Yeni Haber
Türkiye'deki rakı, şarap, votka ve viski satışlarında son bir yılda yüzde 10,4'e varan oranlarda düştü. Bu dönemde bira tüketimi ise arttı.Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) verilerine göre, Türklerin milli içkisi olarak anılan rakı tüketiminde son bir yılda 3,8 milyon litrelik bir azalma meydana geldi.

2006 yılında 46,5 milyon litre olan rakı tüketimi, geçen yıl 42,7 milyon litreye geriledi.2006 yılında 23,4 milyon litre olan şarap tüketimi 2007'de 22,8 milyon litreye, votka tüketimi ise 6,4 milyon litreden 6 milyon litreye indi.Bu süreçte viski satışları 1,6 milyon litreden 1,4 milyon litreye düştü.2007 yılında litre bazında cin tüketiminde 294 bin litre, kanyak-brendi tüketiminde 82 bin litre, likör tüketiminde 189 bin litre, vermut tüketiminde 7 bin litre, diğer distile alkollü içkilerin tüketiminde 34 bin litre azalma meydana geldi.

BİRAHANELER DOLDU

Bu dönemde bira satışlarında ise belirgin bir artış görüldü. 2007 yılında Türkiye'de bir önceki yıldan 40,9 milyon litre daha fazla bira içildi. 2006 yılında 803,8 milyon litre olan bira tüketimi, geride bıraktığımız yıl 844,8 milyon litreye ulaştı.

Alkollü içkilerde mutlak alkol derecesine göre bir değerlendirme yapıldığında ise 2006 yılında 68 milyon 689 bin 374 litre olan alkollü içki tüketimi, geçen yıl 68 milyon 734 bin 690 litreye yükseldi.Öte yandan geçen yıl Kasım ayında devreye giren zorunlu bandrol uygulaması, sektördeki kayıt dışılığı azalttı. Bandrolle birlikte tüketim rakamları yılın son 2 ayında arttı.

Bu çerçevede, sektörde kayıt dışılığın en fazla yaşandığı şarapta, 2006 yılının Kasım-Aralık aylarında 4 milyon 251 bin litre olan satış miktarı, 2007'nin aynı aylarında 5 milyon 552 bin litreye çıktı.

BİRA, RAKI, ŞARAP VE VOTKA, GÖZDE İÇKİLER

Öte yandan alkollü ürün piyasasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TAPDK Başkanı Kazım Çalışkan, Türkiye'de vatandaşın en fazla bira, rakı, şarap ve votkayı tercih ettiğini belirtti. Yüksek alkol derecesine sahip içkilerin tüketiminde son bir yılda belirgin bir azalma görüldüğünü vurgulayan Çalışkan, 2006'da 46,5 milyon
litre olan rakı tüketiminin 42,7 milyon litreye düştüğüne işaret etti.

Şarapta ise 2006 ve 2007 yılı tüketim rakamlarının birbirine paralel bir gelişme gösterdiğini, ancak son 2 ayda bandrol uygulamasının da etkisiyle satış rakamlarının arttığını kaydeden Çalışkan, şöyle devam etti: ''2007'de bira tüketimi de 803,8 milyon litreden 844,8 milyon litreye çıkıyor. Birada ciddi bir artış var. Ancak bu artışın nedeni bandrol değil. Zaten birada piyasanın yüzde 95'i kurumsal üreticinin elinde. Diğer alkollü içkilerden biraya doğru bir yöneliş de var. Ancak, Almanya ve Danimarka'da kişi başına yıllık bira tüketimi 120 litre civarındayken, ülkemizde bu rakam 10,5 litre seviyesinde bulunuyor.

Piyasada da kısa ve orta dönemde büyük dalgalanmalar beklenmiyor.Aynı şekilde şarapta da İtalya'da yıllık üretim 3,5 milyar litre, kişi başına ortalama tüketim de 60 litre. Ülkemizde ise yıllık üretim 30 milyon litre, kişi başına tüketim ise 0,6 litre. Yani Avrupa'nın yüzde 1'i kadar.''

RAKAMLARLA İÇKİ SEKTÖRÜ

Yerli üreticiler hakkında da bilgi veren Çalışkan, Türkiye'nin birada yaklaşık 1 milyar litrelik bir üretim hacmine sahip olduğunu, pazarın uzun yıllar yüzde 85'inin Efes Pilsen, yüzde 14'ünün Türk Tuborg ve yüzde 1'inin de Tekel gruplarının elinde bulunduğunu ifade etti.Bira sektörüne 5 yeni üretici firmanın daha girdiğini ifade eden Çalışkan, ancak bu firmaların üretim kapasitelerinin düşük olması
sonucu, uzun yıllar süre gelen oligopol yapı ve firmaların paylarında bir değişiklik görülmediğini söyledi.

Şarap sektörünün gelişmeye ve büyümeye elverişli, yeni yatırımların yoğunlaştığı bir sektör haline geldiğini de belirten Çalışkan, 2003 yılında 48 tesiste şarap üretimi yapılırken, 2007'de bu sayının 88'e ulaştığını bildirdi.

TAPDK Başkanı, Türkiye'de toplam distile alkollü içki tüketiminin yüzde 70'ini karşılayan rakının ise gerek üzüm ve anason girdileri, gerekse ülkemizin dünya pazarına sunduğu geleneksel bir ürün olması nedeniyle özel olarak korunması gerektiğini dile getirdi.2004 yılında Tekel'in alkollü içkiler bölümünün özelleştirilmesiyle birlikte, sektöre yeni üreticilerin girişinin başladığına da dikkat çeken Çalışkan, 2007'de 7 firmaya ait 12 tesiste rakı üretiminde bulunulduğunu kaydetti.