kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cumartesi SABAH 
REFİK DURBAŞ

Hattuşa: Kent suru yaşama döndü

Anadolu'nun en eski sakinlerinden Hititler'in başkenti Hattuşa, Fransız gezgin ve arkeolog Charles Texier tarafından keşfediliyor. 1893- 1894 yıllarında başlayan kazılardan sonra 1906'da Alman Hugo Winckler ile İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden Thedor Makridi çivi yazısıyla yazılmış büyük bir Hitit arşivi buluyorlar. 2003-2005 arasında da Orta Anadolu'da Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen kapsamlı bir restorasyon sonucunda, JTI Türkiye'nin sponsorluğu ile Boğazköy'ün Son Tunç Çağı'na tarihlenen kerpiç kent surunun 65 metrelik bölümü ayağa kaldırıldı.

HİTİT MİMARLIĞININ ESERİ
Hattuşa'da 1994-2005 arasında kazı başkanlığını yürüten, 1990-1991 arasında Demircihöyük nekropol kazısının başkanlığını üstlenen Dr. Jürgen Seeher tarafından hazırlanan Hattuşa - Kerpiç Kent Suru başlıklı kitap, Ege Yayınları arasından çıktı. Dünyada bir ilk gerçekleştirilerek Hattuşa'da, bir yapının taş kaidesi değil de üst yapısı da yeniden inşa edilerek Hitit mimarlığının üçüncü boyutu ortaya çıkarılmış oldu. Böylece Hitit mimarisinin aslen kerpiç tuğlalardan oluştuğu ve bu malzemeden inşa edilen yapıların bir zamanlar etkileyici boyutlara ulaştığı kanıtlandı. Başkent Hattuşa'nın farklı bölümlerden oluşan kent surları toplam dokuz kilometreden fazla bir uzunluğa sahip. Surun yaşama geçirilmesi Jürgen Seeher'e göre şu avantajları sağlıyor: "1. Yapının işlevi açıktır ve ne olduğu herkes tarafından ilk bakışta anlaşılabilir. 2. Yalnız bir bölümü de olsa sur, dış görünümüyle de ziyaretçi için ilgi çekicidir, dolayısıyla kalabalık ziyaretçi gruplarının içeri alınması gerekmez. Giderek artan ziyaretçi sayısı göz önüne alındığında bu durum, yapının bakımı ve korunması için önemlidir. 3. Yapıya ait detayların aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilmesini sağlayacak, Hitit dönemine ait kil modeller ve betimler bulunmaktadır." Proje, yalnızca yapının görsel olarak özgün halinde yeniden oluşturulmasıyla sınırlı kalmayıp aynı zamanda 'deneysel arkeoloji'ye de bir katkı niteliğinde... Çünkü 'kent suru', bundan böyle Hattuşa harabelerinin ve dolayısıyla Hitit başkentinin içinde yer aldığı Çorum'un simgelerinden biri olacaktır. Bir açık hava müzesi kimliğindeki Hattuşa kenti, bilindiği gibi 28 Kasım 1986'dan beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. JTI Türkiye'nin katkısıyla yeniden hayata kazandırılan 'kerpiç kent suru'nun Hattuşa'nın 'dünya mirası'nı daha da pekiştirdiği bir gerçek... Şimdi anılarımın albümünde 'kerpiç sur'un fotografisi de var artık.