kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

"Ramazan'ı astılar"dı, bir zamanlar!..

Gazeteciliğimin ilk yıllarıydı Ramazan'ı astıklarında.. Türk Ceza Hukuku ve İnfaz tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Bu ülkede halk önünde, açıkta gerçekleştirilen son idamdı. Daha sonra infazlar hapishane duvarları içine alındı. Sadece avukatlar, savcılar ve yakınları izlediler. Sonra da "İdam Cezası" yasalarımızdan çıkarıldı.
Ramazan'ın idam süreci, Hukuk Fakültelerinde okutulmaya örnek bir olaydı aslında..
Hukukun hukuksuzluğuna örnek..
Bir Avrupalı genç çift, Avusturyalı mıydı, neydi, aklımda pek kalmamış, nehirden nehire geçerek, botla bir Eski Dünya turuna çıkmışlardı. Avrupa'nın bir ucundan, Asya'nın öteki ucuna.. Nehir boyu kürek çekiyor, iki nehir arasında da botlarını sırtlarında taşıyorlardı..
Gezileri, Türkiye'nin batısında bir yerlerde, Sakarya kıyılarında galiba bitti. Orada Ramazan'a rastladılar. Hayatında henüz ilişki kuramamış, cinsel açlık içindeki Ramazan, gece nehir kenarındaki çadırlarının önüne uyku tulumlarını serip sevişen gençleri seyredince tahrik olup çıldırmış, elindeki bıçakla tehdit ettiği delikanlıyı ağaca bağlayıp, genç kıza tecavüz etmiş, sonunda da korkuya kapılıp ikisini de öldürmüş, kısa sürede de yakalanmıştı.
Memlekette müthiş bir infial vardı. Ramazan ülkesinin ve milletinin yüzünü iki paralık eden bir vahşi canavar olarak manşetlerden anlatıldı kamuoyuna günlerce.. Öyle bir hava uyandı ki, adamı bıraksalar, millet Kızılay Meydanı'nda linç edecek..
Bu ortam içinde görülmemiş bir hızla yargılandı Ramazan.. Avukat tutmasına dahi izin ve fırsat verilmedi. Savunma hakkının kullanılmayışı Yargıtay'ı bile irkiltmedi. Karar, onay.. Meclis oylaması.. Cumhurbaşkanı imzası göz açıp kapayıncaya kadar kısa zamanda gerçekleşti. Halkın tepkisinin ancak böyle durdurulabileceği düşünülüyordu.
Üç otuz paraya anlaşılan bir çingene, Ramazan'ın ayaklarının dibindeki sandalyeye tekmeyi attı ve iş bitti..
Kamuoyu tatmin olmuştu.
Peki şimdi gelinlikli İtalyan Sanatçısı, Barış Yolcusu Pippa'yı öldüren Murat'ı ne yapacağız?..
Asmamız mümkün değil. Avukatı kendi bulamasa bile devlet tayin etmek zorunda.. Mahkemeler kılı kırk yarıyor artık. Kim bilir kaç yıl sürer?..
Peki halkın infiali ne olacak bu defa?..
İdam cezasının geri gelmesi için kampanyalar mı açacağız?.. Ellerimizde pankartlar yollara mı düşeceğiz?..
Bu defa sadece gazeteler de değil, televizyonlar da var işin içinde çünkü.. Haberden geçilmiyor..
Sıraya girip Avrupa'nın ellerini öpeceğiz nerdeyse, özürler, ağlamalar, yalvarmalarla..
Niye?..
Sıradan, benzeri her yıl her ülkede yüzlerce işlenen cinayetlerden biri için..
Sanır mısınız ki, böylesi cinayetler Avrupa'da olmaz?.. Orada turistler tecavüze uğrayıp öldürülmezler?..
Oluyor tabii.. Oranın medyası da peşine düşüyor.. Ama sadece bir kriminal, bir polisiye olay olarak..
Yoksa cinayeti bahane edip bir ulusu, bir ülkenin insanlarını damgalamaya kalkan aşağılık kompleksi dolu haber, yorum ve başlıklar onlarda yok..
Onlar ülke ve uluslarına karşı fevkalade bilinçli.. Fevkalade sorumlular çünkü..
Biz kraldan fazla kralcı, yangına körükle gidiyoruz ki, tam da turizm mevsiminin başında, bu ırz düşmanı katiller ülkesine kimseler gelmesin..
Şimdi, bu haberleri hem de ülkem ve insanım hakkında bir olumsuz kampanyaya dönüştüren, yurtdışında zaten tonla mevcut düşman ve rakiplerimize bol bol koz veren Genel Yayın Müdürlerine, TV Habercilerine, o çok müthiş anchormanlerimize soruyorum..
Bu ülkede her yıl işlenen ırza tecavüz ve ardından cinayet haberlerinin sayısı hakkında fikriniz var mı?.. Ankara'ya polise sorup öğrenebilirsiniz ancak, nerden bileceksiniz.. Çoğunu haber yapma gereği dahi duymadınız ki. Üçüncü sayfada tek sütun, belki.. O kadar sıradan geldi size.. Haber toplantılarında gündeme bile alınmadı.
Peki bu ülkenin kızları, kadınlarının ırzlarına geçilip öldürülmeleri vukuatı adiye de, kurban yabancı olunca mı manşetlik haber?..
Niye Doğudaki Kürt kızının ırzı da, canı da on para etmiyor da, İtalyan pasaportlununki devlet, millet meselesi haline getiriliyor?..
Bu garip, bu acaip, bu iğrenç çifte standardın sebebi aşağılık kompleksi değilse nedir, bana söyler misiniz?..
Murat, bir sapık, bir cani, bir ırz düşmanı katil.. Daha yargıç önüne çıkmadan biz halk önünde astık bile, aşşağılık adamı..
O tamam..
Peki biz neyiz?.. Bu ülkenin medyası olarak, biz çok mu yukarılık oluyoruz şimdi?..