kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY

Yeşil alan bir güzel paylaşılıyor

Şu konuda anlaşalım: Türkiye'de imar sorunu, sandığımızdan da önemli bir sorundur. Bu güzel ülkede, bu yeşil vatanda, insan gibi yaşamak veya yaşamamak sorunudur bu... O açıdan, siyasal-ideolojik konular etrafında kopan fırtınanın, vatan sathını kullanmak gibi temel bir konuda da kopması/koparılması gerekir. İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerimizde, içlerinde ömrümüzü geçirdiğimiz ve geçireceğimiz yapıların, ülkenin doğasına, çevrenin sağlığına ve de asgari estetik duygularımıza ihanet etmemesi önemlidir. Bu konularda yapılan büyük yanlışlardan dönmek, sanıldığından da zordur. Ve bu konularda kime sığınacağımızı, en son güveneceğimiz makam ve kurumların hangileri olduğunu bilmiyor; her olayda, patlak veren her skandalda, şaşkın şaşkın bakınıyoruz. Örneğin TOKİ diye bir kuruluş var. Yani, Başbakanlık'a bağlı olarak kurulan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı. Amacı, devlet adına arsa üreterek buralara modern konutlar yapmak. İlke olarak, karşı çıkmak olanaksız. Böylece, çağdaş ilkeler doğrultusunda oluşturulan konutların makul fiyatlara orta, hatta alt sınıflara satılması ve ülkeyi ur gibi saran kaçak inşaat hastalığını durdurması umudu var. Gerçi Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, geçenlerde TOKİ'yi topa tuttu, 'inşaatta haksız rekabeti' eleştirdi, müteahhitlerin feryatlarını duyurdu, hatta yargıya gideceklerini söyledi. Tüm bunlar elbette tartışılır ve kamu çıkarıyla müteahhit denen ve ne kadar yakınsak da vazgeçilemeyecek bir meslek dalının uyuşması ve birlikte barış içinde yaşaması sağlanmaya çalışılabilir. Ama şu habere bakınız: TOKİ, Ayvalık kentimizin hemen arkasındaki ünlü tepeye de gözünü dikmiş, buradaki yeşil alana bilmem kaç kişilik bir site inşaatı planlamış. Ancak Belediye Meclisi, buna karşı çıkmış ve de yargıya başvurmuş. Şimdi... Neresinden başlamalı? Ayvalık'ı bilenler, o ünlü tepeyi de bilirler: Ege Denizi'ne eşsiz bir panorama sunan o doğa harikası dinlence alanı... Birçok filmde de kullanılmıştı: Ben özellikle Atıf Yılmaz'ın Kambur filmini anımsarım. Nasıl oluyor da bir devlet kuruluşu, o eşsiz yöreyi betonlaştırmayı düşünebiliyor? Ulusal park ilan etmek varken... Ama bu TOKİ'nin ilk vukuatı değil ki... Levent, 4. Levent ve Ataköy gibi yerlerde yıllar önce yapılmış planlardaki ortak yeşil alanları da imara açan o değil miydi? Tam tersi bir olaysa İstanbul'da yaşanıyor. Bu kez, Suadiye'deki eski ve dört katlı bir binayı yıkıp, yerine 'en az 10 katlı' bir duvar çekilmesi kararı çıkıyor: Belediye Meclisi'nde işbirliğine giden AKP ve CHP'li üyelerin ortak oylarıyla... Oysa o sahilde, o yükseklik hiç yok. Ve arsa sahibi CHP'li meclis üyesi sırıtarak "Ben izin bile almadan, istediğim yükseklikte bina yaparım," diyor. Vatanı ne güzel paylaşıyorsunuz maşallah! Çıkar denince, ideolojik uçurumlar bile hemen kapanıveriyor. Ve biz bu yağma karşısında hangi makama, hangi kuruma ve hangi siyasal partiye bakacağımızı bilemiyoruz.