kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Nisan 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Ekranlar çöplüğe döndü

Son zamanlarda reklamlarla ilgili aynı eleştiri geliyor. "Reklamlar başladığında ses aniden yükseliyor. Bunun bir ayarı yok mu? Ani ses patlamasıyla çocuklar bile uykusundan uyanıyor." Okurlarımız haklı. Şu ses ayarını bir türlü beceremiyoruz. Haber izliyorsunuz, anchorman'in anonsunun ardından ekrana gelen banttaki seslendirme ya çok düşük seviyede ya da sizi koltuğunuzdan zıplatacak kadar yüksek. Bir de haber bandının arkasına konulan fon müziğinin seviyesini bir türlü ayarlayamıyorlar. Bazen fonda kullanılan müzik yüzünden haber metni anlaşılamıyor. Aynı durum pek çok dizinin seslendirmesi için de söz konusu. Dramatik yapıyı kuvvetlendirmek için görüntülerin arkasına konulan müzikler, diyalogların önüne geçiyor. İnsanlar konuşmaları duyabilmek için televizyonlarının sesini açmak zorunda kalıyorlar. Böyle olunca da ortaya ciddi bir desibel kirliliği çıkıyor. Ama en fazla şikayet, reklamlardan. Acaba "dikkat çekici" olsun, insanlar bir anda irkilsin ve ekrana dönsün diye mi ses kurgusu böyle yapılıyor? Eğer öyleyse, hatalı bir uygulama olduğunu söyleyebilirim. Zira insanlar daha ilk çınlamada ya ses düğmesini kapatıyor ya diğer kanala geçiyorlar. Böylece reklamcının attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Madem konu ekran kirliliğinden açıldı, öyleyse "görsellik" için de iki lakırdı edelim: Mesleğim gereği dünya televizyonlarını da takip ediyorum. Hiçbir ülkede bizimki kadar bezdirici bir görsel kirlilik yok. Bizim televizyon kanalları adeta bir altyazı çöplüğü... Sol köşede logo, sağ köşede "yeni" yazısı, sağ altta dizinin ismi, reklam dönüşlerinde RTÜK işaretleri... Hele bir de dizinin içinde farklı lisan kullanılmasından kaynaklanan çeviri altyazıları varsa, yandınız. Çünkü sırada bu ekranın üzerine bindirilen o sonu gelmez "sanal" reklamlar var. Saniye geçmiyor ki, ekranın üzerine bir logo, marka, işaret, yazı v.s. binmesin. Bunca kirliliğin arasından eğer "esas görüntüyü" seçebiliyorsanız, ne mutlu size... Bir sokakta çöpler yere dökülmüşse, tabelalar görüntü kirliliği yaratıyorsa, her duvara ilan yapıştırılıyorsa, megafonlu seyyar satıcılar sizi uyutmuyorsa, belediye ceza yazar. Peki ekranların çarşamba pazarına dönmesine dur diyecek kimse yok mu? RTÜK'teki dostlarımız sadece müzik kanallarındaki erotik klipleri mi izleyip, ceza yazar?