kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Nisan 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yaptıklarını çok beğenen bir oyuncu değilim

MUSTAFA KIZIL - MAGAZİN
atv'nin 'Limon Ağacı' dizisinde bir Ege köylüsünü canlandıran Bülent Kayabaş, sanat hayatında 45 yılı geride bıraktı: Her şeyimi oyunculuğa verdim. Yaptıklarını çok beğenen bir insan değilim ama başka hiçbir iş yapmadım..
Geçtiğimiz cuma vizyona giren 'Vesaire Vesaire' filminde 'bilge serseri' olarak karşımıza çıkan usta oyuncu Bülent Kayabaş, sanat hayatında 45 yılı geride bıraktı. atv'nin yeni dizisi 'Limon Ağacı'nda 'Osman' adlı Egeli bir köylüyü canlandıran Kayabaş "Dizimiz hem temposu hem de hikayesi ile çok sıcak. Çekimlerde çok eğleniyoruz" dedi. "45 yıl boyunca sadece oyunculuk yaptım. Ticaret olarak leblebi bile satmadım" sözleriyle, sanatına duyduğu sevgiyi ifade eden Bülent Kayabaş'la hem 'Limon Ağacı'nı hem de geçmişe dair anıları konuştuk.

* 'Limon Ağacı'nda yine renkli bir karakteri canlandırıyorsunuz...
Sevecen ama otoritesini de kaybetmeyen ve hafif de olsa muhafazakar bir babayı oynuyorum. Her baba gibi kızıma çok düşkünüm. Kızımın aklı ise başka yerde...

* Sert karakterleri mi, komik tipleri mi canlandırmak sizi tatmin ediyor?
Biz tatmin olmayan insanlarız. Aktörler tatmin olmaz! Bu işin sonu yok çünkü. O yüzden yaptıklarını çok beğenen bir insan değilim. Arada değişik işler geldiği zaman keyifleniyorum. Ufkum daha da açılıyor. Detaya daha çok girebiliyorum. Değişik karakter geldiği zaman daha çok tatmin olabiliyorum.

ESPRİLİ VE DİSİPLİNLİYİM

* Gerçek hayatta da renkli ve esprili bir insan mısınız?
Özel hayatımda da neşeli bir insanımdır. Neşemi, canlandırdığım karakterlere de götürürüm. Elektriğim çabuk geçer onlara. Dış görünüşüme bakanlar sert mizaçlı olduğumu söyler. Otoriter tarafım vardır ama bu da tecrübeden kaynaklı bir şeydir.

* 'Limon Ağacı' Göcek'te çekiliyor... Göcek'i beğendiniz mi?
Çok güzel ama daha doğru düzgün hiçbir yerini gezemedim. 'Tak Tak Takıntı' oyunu nedeniyle sürekli gelip, gidiyorum. Biraz daha rahatlayalım her tarafını gezeceğim.

* Dizideki rolünüze hazırlanmak ne kadar vaktinizi aldı?
Yıllardır çeşitli karakterleri oynadığımız için bütün yörelerin konuşma ağızlarını beynimizde topladık. Bunlar tecrübe ve gözlemlerle olan şeyler. Sağolsun Mahinur (Ergun) Hanım da çok güzel yazıyor. Biraz da rolün üstüne çalıştıktan sonra ortaya 'Limon Ağacı' gibi sıcak bir iş çıkıyor.

* Oyunculukta kaçıncı yılınız?
1963 yılında Eskişehir Belediye Tiyatrosu'nda profesyonel oldum. Belediye Tiyatrosu'nda tam 45 yılı geride bıraktım. 45 yıl sadece oyunculukla uğraştım. Onun dışında hiçbir işle uğraşmadım. Sadece tiyatro, sinema ve dizi işiyle uğraştım. Reklamlar ve şovlar da var ama ticaret anlamında ikinci bir iş asla yapmadım. Leblebi bile satmadım! Her şeyimi oyunculuğa verdim. Ve ayaklarım beni taşıdığı sürece de bu işi devam ettireceğim.

BU İŞ SEVMEDEN YAPILMAZ

* 45 yıllık emeğinizin karşılığını aldınız mı peki?
Aldım! Maddi olarak da, manevi olarak da her zaman karşılığını aldım. Bu işi devam ettirebilmek için bunlar çok önemli. Bu bir istikrar meselesidir. Önemli olan 45 yıl ayakta durabilmek, gündemde olabilmektir. Tiyatromu da devam ettirebiliyorum, dizilerimi de yapıyorum. 'Vesaire Vesaire' filmim yeni vizyona girdi. Bir iki proje daha geliyor; onları değerlendirmeye çalışıyorum. Önemli olan bu işi devam ettirmek. Her türlü şarta ve çağa ayak uydurmak...

* Sizin döneminizden çok az oyuncu bu zamana kadar ayakta kalabildi. Ayakta kalabilmenin sırrı nedir?
Bir kere bu işin en büyük sırrı sevmek. Sevmeden yapılmaz! O istikrarı sağlamak için de disiplininizi, çalışma düzeninizi, insanlar tarafından istenmenizi sağlamak lazım. Bunların yanı sıra yaptığınız işlerdeki artının daha yüksek değerlerde olması lazım. Vücudumuzu da çok iyi kontrol etmemiz lazım. Sağlığımızı, uykumuzu çok iyi ayarlamalıyız. Hayata güzel bakıp, ufak şeylerden mutlu olursanız; bu işin sırrı çözülmüş olur.

* Mutluluk veren ufak şeyler nelerdir?
Önemli olan beğenilmek. Yaptığınız işin karşılığını aldığınız zaman bizim için en büyük mutluluk. Sahnede selam verirken 'O alkışlardan bir tanesi de bana geliyor' diye düşünürüm. Bu mutlu eder beni. Dünyanın en zengin adamı da bir kez öğlen yemeği yiyor, ben de öyle. Sevgiyi paylaşmak çok önemli. Mutlu olmak budur bence.