kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Türkiye demokrasiden döndürülemez

SABAH İNTERNET
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan, "Türkiye demokrasiden döndürülemez. Biz 70 milyonun hukukunu savunuyoruz " dedi.

KAVGANIN TARAFI DEĞİLİZ

"Kavganın tarafı değiliz" diyen Erdoğan, "Milletimiz gibi düşünüyoruz. Biz siyasetimizi milletin doğrularından çıkartıyoruz. Önceliğimiz bir bütün olarak Türkiye'nin hukuku. Kısır döngüden kurtulmak için hak ve özgürlükler gelişmeli. Demokrasi, istikrar ve güven son derece önemli" açıklamasını yaptı.

"301. MADDEYİ MECLİS'TEN ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA GEÇİRİRİZ"

AB hedefinde zaafiyet göstermenin söz konusu olmadığını söyleyen Erdoğan, "Türkiye için demokrasinin evrensel standartları AB'nin üzerinde. Önümüzdeki hafta 301. maddeyi Meclis'ten geçiririz" açıklamasını yaptı.


"MUHALEFET TURU YOK"

Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısına girerken gazetecilerin sorusunu yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin "Muhalefet turu ne zaman? Siz mi çıkacaksınız?" sorusuna, "Öyle bir şey yok.. Kısmen bazı çalışmaları arkadaşlarımız yapacaklar" karşılığını verdi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar millete bedel ödetecek hiçbir uygulamaları olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayarak, ''Şunu herkes bilsin ki sular yokuş yukarıya akmaz, Türkiye, demokrasi mecrasından geri döndürülemez'' dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugün ne diyeceğinin her zamankinden daha çok önem taşıdığını vurgulayarak,
şunları söyledi:

''Zira siyasette önemli olan, demokratik duruşunuzu sağ-sol yapmadan ortaya koymaktır. Bugünler elbette geçecektir. Türk demokrasisi, kurum
ve kurallarıyla inanıyoruz ki mevcut sorunlarını aşabilecek tecrübe ve olgunluğa sahiptir. Bugünlerden geriye sorunlar değil, onların nasıl
çözümlendiği, siyasi aktörlerin bu süreçte ortaya nasıl bir duruş koydukları kalacaktır.

İçinde bulunduğumuz süreç ülkemize hizmet aşkımızdan, demokrasi mücadelemizden hiçbir şey eksiltmeyecektir. Biz, 'Herkes için her
vatandaşımız için daha çok demokrasi, daha çok refah' ilkesiyle yola çıktık, bundan sonra da bu istikamette yürüyeceğiz. Halkımızın
aklına, vicdanına, hissiyatına tercüman olmaya devam edeceğiz. Milletimize güveneceğiz ve milletimizin hukukunu sonuna kadar savunacağız.Bugüne kadar milletimize bedel ödetecek hiçbir uygulamamız olmadı, bundan sonra da olmayacaktır. Şunu herkes bilsin ki sular yokuş yukarıya akmaz, Türkiye, demokrasi mecrasından geri döndürülemez. Dolayısıyla biz yine, demokrasiyi, hukuk devletini, milli menfaatlerimizi,70 milyon insanımızın mutluluğunu, 81 vilayetin yollarını, 40 bin köyümüzün yolunu, suyunu, enerjisini, sularını, şehirlerimizin mamur hale gelmesini, üretimi, istihdamı, rekabeti düşünmeye, halkımızın sağlığına varıncaya kadar meseleleri için çare ve çözüm üretmeye devam edeceğiz.''

-'AYNI YOLDA YÜRÜYECEĞİZ''

Demokrasinin, hukuk devletinin yollarını açmayı, ülkenin istikbalini aydınlatmayı sürdüreceklerini bildiren Erdoğan, ''Bugüne kadar kendimizi
değil, ülkemizi, milletimizi düşündük, bundan sonra da aynı yolda yürüyeceğiz'' dedi.

Modern dünyanın ayrılmaz bir parçası olarak Türkiye'nin çağdaşlaşma mücadelesini sürdüreceklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Türkiye
Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti karakteri güçlenmeye devam edecektir'' diye konuştu.Halka güvenmeyenlerin düşüncelerinin farklı olabileceğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz, halkımız gibi düşünüyoruz. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için müzakere kararı alındığında da milli gelirimiz ve ihracatımız üçe
katlandığında da hedefimiz, Türkiye'nin aydınlık geleceğinden başka birşey değildi.

Cumhuriyetimizin 100. yılına odaklanan bir iktidar partisiyiz. 70 milyonun hukukunu savunuyoruz. Bu ülkenin 80 vilayetinde milletvekili
çıkardık. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün teminatı olduğumuz gibi, bu iddiaya ulaşan, bu ölçekte ülkemizi bir bütün olarak temsil eden başka
bir parti yoktur. Kavganın, gerilimin, öfkenin tarafı olmadık, değiliz. Milletimizden yanayız ve milletimiz gibi düşünüyoruz. 22 Temmuz akşamı dediğim gibi; biz yalnızca bize oy verenlerin değil, bize oy vermeyenlerin de emanetini taşıyoruz.Türkiye, 2002 Kasım'ından bu yana daha güçlü, daha kalkınmış bir ülke olma, daha mutlu, müreffeh yarınlara ulaşma adına doğru olanı yapıyor, doğru istikamette ilerliyor. Bu istikamet, milletimizin gösterdiği istikamettir. Türkiye için yegane doğru istikamettir. Şartlar ne olursa olsun, asla dışına çıkmamamız gereken istikamettir.''

''MİLLETİMİZLE EL ELE''

Başbakan Erdoğan, 14 Ağustos 2001 yılından bu yana milletin iradesi ve beklentileri doğrultusunda bir yandan Türkiye'yi yaşadığı ağır
sıkıntılardan, zorluklardan çıkarmanın, bir yandan da çocuklara yepyeni, aydınlık bir gelecek inşa etmenin mücadelesini verdiklerini anlatarak,
''Bu mücadeleyi milletimizle el ele, gönül gönüle vererek, bu ülkenin gelecek hedeflerine kilitlenerek yürütüyoruz'' dedi.

AK Parti'nin tek gündeminin, milletin de temel beklentisinin bu olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:''Geçen zaman zarfında bir hususu çok açık ve net olarak müşahede ettik: Türkiye'nin nabzını Ankara'da oturarak tutmanın imkanı yoktur.Türkiye'nin gelecek heyecanını, çocuklarımızın taze umutlarını, insanımızın üretim azmini Ankara'da oturup sağır koridorların, aşılmaz duvarların, kapalı kapıların ardından duymak mümkün değildir.Ankara'da felaket senaryoları yazmayı, boş vehimler üretmeyi, düz giden işleri sekteye uğratmayı kendine iş edinmiş olanlar var. Eğer kendinizi bu atalete teslim ederseniz, Türkiye'nin nasıl bir azim ve heyecanla geleceğe doğru ilerlemekte olduğunu asla bilemezsiniz.
Bu ülkenin bütün şehirlerinde, bütün ilçelerinde, bütün köylerinde artık büyüklüğüne yakışan bir ülke olmanın umudu, hayali yeşermiş durumdadır. Bu dinamizmi, bu atılım heyecanını, milletimizin yediden yetmişe her ferdinin aynı kararlılıkla sahiplendiği bu varoluş iradesini görmek için Türkiye ile kucaklaşmanız gerekir.''