kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Tiyatroda arkadaşlarımla evde kızımla oynuyorum

İLKER GEZİCİ - MAGAZİN
Bir yandan dizi diğer yandan tiyatro ile oyunculuğa hızlı bir dönüş yapan Ebru Cündübeyoğlu Mete 'Kibarlık Budalası'nı dolu salona oynadıkları için çok mutlu. Cündübeyoğlu tüm boş vaktini kızı Duru ile birlikte geçiriyor..
1993 Miss Turkey güzeli olan Ebru Cündübeyoğlu'nu oyuncu olarak 'Deli Yürek' dizisindeki 'Avukat Ayşegül' olarak tanıdık. Ardından Tarık Akan'la 'Koçum Benim' dizisinde daha sonra 'Omuz Omuza' adlı gençlik dizisinde karşımızdaydı. 2004 yılında Best FM Genel Yayın Yönetmeni Güçlü Mete ile evlendi. Bir yıl sonra da kızları Duru dünyaya geldi. İki yıl aradan sonra Kadir İnanır'ın partneri olarak 'Kuzey Rüzgarı' dizisiyle ekranlara dönen güzel oyuncu dizinin bitmesinden sonra rotasını 90'lı yıllarda olduğu gibi yeniden tiyatroya çevirdi. Haldun Taner'le 'Kibarlık Budalası' adlı oyunda rol alan Ebru Cündübeyoğlu, bir yandan da yeni dizisi 'Yalancı Romantik'in çekimlerine devam ediyor. Meslek hayatında 15 yılı geride bırakan Cündübeyoğlu ile oyunculuğu ve ailesini konuştuk.

* Meslek hayatınızda 15 yılı geride bırakmış olmak nasıl bir duygu?
Çok keyifli. 33 yaşındayım ve '15 yıl' deyince sanki çok yaşlanmışım gibi düşünülebilir. Halbuki ben mesleğe 18 yaşında atıldım. 15 senede de doğru projelerde yer alarak bir duruş belirledim kendime. Başarılı ve mutlu hissediyorum kendimi. Gerçi başarılı olup olmadığıma beni izleyenler karar verecektir ancak ben kendi adıma çok mutlu ve huzurluyum. İçimde kalan, keşke şunu da yapsaydım dediğim hiçbir şey yok.

KENDİMİ ŞANSLI BULUYORUM


* 18 yaşında mutlaka sizi yönlendiren birileri olmuştur...
Çok önem verdiğim birkaç isim var. Televizyonla tanışmama vesile olan isim Bülent Varol. Televizyonun duayenlerindendir ve bende çok emeği vardır. Samim Değer, hem ilk dizimde hem de sunuculuk yaptığım programda yönetmenimdi. O da çok değerlidir. Oyunculuk konusunda kamera karşısına geçmemi sağlayan ve bana cesaret veren, okul olarak gördüğüm Osman Sınav'dır. Beni kamera önünden alıp tiyatro sahnesine koyan isim ise Hakan Altıner'dir. Ben oyunculuk yapıyorsam bu isimler sayesindedir. Bu açıdan kendimi çok şanslı buluyorum.

* Haldun Dormen'in de rol aldığı 'Kibarlık Budalası'yla yıllar sonra yeniden tiyatro sahnesine döndünüz...
Kızım Duru'nun doğumundan sonra ara vermiştim. Böyle bir şey yapmak aklımda yoktu. Ancak tiyatro yapmamdaki en büyük etken, benim gibi uzun aradan sonra tekrar sahnelere dönen Haldun Dormen'le aynı oyunda yer almam. Onunla aynı sahnede olmak benim için büyük bir onurdur.

* Oyundan ve rolünüzden bahsedebilir misiniz biraz?
'Kibarlık Budalası', Moliere'in 17. yy'da geçen bir klasiği. Cevahir Sahnesi'nde oynuyoruz. Hakan Altıner'in sahneye koyduğu oyunun en önemli özelliği oyunda yer alan eserlerin, 15 kişilik İstanbul Metropolitan Oda Orkestrası tarafından seslendirilmesi. Oyunda Nicole adında bir hizmetçiyi canlandırıyorum. Halktan, bildiğini söyleyen renkli bir karakter. Evin hizmetçisi mi yoksa idarecisi mi belli değil.

SALONUMUZ DOLUYOR


* Talep nasıl?
Aşırı talep var. Başladığımızdan beri dolu salona oynuyoruz, yer kalmıyor ve bu da bizi çok mutlu ediyor. Tanıtımla da alakası var kuşkusuz.

* Tiyatroyla birlikte yeni bir diziye de başlayacaksınız..
Birol Güven'in yapımcılığını üstlendiği 'Yalancı Romantik' adlı sit-com'da Hakan Yılmaz'la birlikte rol alıyorum. Evli çiftin başından geçen hikayelerin, kadın erkek ilişkilerinin anlatıldığı komik bir dizi. Beni çok keyiflendiriyor.

* Dizilerin fazlalığı tiyatroyu etkiledi mi?
Televizyonda bir projede yer almak, göz önünde olmak anlamına geliyor. Tiyatroda oynadığım ama dizilerde oynamadığım zaman 'nerelerdesiniz, sizi göremiyoruz' diyorlardı. Halbuki ben sahnedeyim ama insanlar dizilerden fırsat bulup da tiyatroya gelemedikleri için göremiyorlar. Şüphesiz, tiyatroya sadık izleyici kesimi var ve giderek de sayıları artıyor. Ancak dizilerin de tiyatroya gitmek isteyen seyirciyi olumsuz etkilediği gerçek.

* Tiyatro sahnesinde olmakla televizyon dizilerinde rol almak arasında oyuncu olarak ne gibi farklar var sizce?
Kendi adıma dizi uzun sürdüğünde, belli bir zaman sonra kendinizi yinelemeye başlıyorsunuz. Tiyatro her gün aynı oyunu oynasan, aynı replikleri söylesen bile günden güne oyunculuğu daha da güçlendiriyor, oyununun üstüne koyuyorsun. Oyunculuğun tadına vardığın en güzel yer sahnedir. Diziler çok daha çabuk tüketilirken tiyatro, oyuncunun daha çok üretmesine, kendini yenilemesine yardımcı oluyor.
Haberin fotoğrafları