kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Prof. Özbudun: Laikliği zayıflatmadık, güçlendirdik

AA
Yeni Haber
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, 1982 Anayasası'nın tümüyle değiştirilerek, yerine katılımcı ve çoğulcu bir anayasanın getirilmesi gerektiğini söyledi.

Selçuk, Trabzon Barosunca ''5 Nisan Avukatlar Günü'' dolayısıyla düzenlenen ''Nasıl Bir Anayasa? Hukuk Devleti ve Demokrasi'' konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin katılımcı ve çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu belirtti.

Selçuk, 1982 Anayasası'nın tümüyle değiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Demokrasi insanların girişimiyle elde edilmiştir. 1982 Anayasasını o dönemin güçlü isimleri oluşturmuştur ve halkın bundan haberi yoktur. 1982 Anayasası ile 2000'li yıllara girmemiz talihsizliktir'' dedi.

Seçim barajı ve Siyasi Partiler Yasasına da değinen Selçuk, ''Yüzde 10 barajını korursanız, demokraside samimi değilsiniz demektir. Yüzde 10 barajının bulunduğu bir ülkede katılımcı demokrasiden bahsedemezsiniz. Mevcut Siyasi Partiler Yasası kesinlikle değiştirilmelidir. Siyasi Partiler Yasası şimdiki haliyle Türkiye'nin başına bela olmuştur, olmaya da devam edecektir'' diye konuştu.

PROF. DR. ÖZBUDUN: LAİKLİĞİ ZAYIFLATMIYORUZ

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun ise AK Parti'nin isteğiyle hazırladıkları anayasa taslağında laikliği zayıflatmadıklarını, aksine kuvvetlendirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

''Bir kere yeni Anayasa 139 maddeden oluşmaktadır. Maddeler çok daha kısadır. Daha anlaşılır durumdadır. Şunda hepimiz hemfikiriz, laiklik, demokrasinin temel unsurudur. Laik devletin karşıtı, teokratik devletidir. Dinin kurallarını devlet zoruyla millete empoze eden bir devlettir. Biz, burada yeni bir tanım getirmedik.''

Laikliğin anayasada tarif edilmesinin doğru olmadığını söyleyen Özbudun, ''Bu bilimsel bir konudur. Anayasa bir doktrin kitabı değildir. 1982 Anayasası'ndaki laiklikle ilgili maddelerin hiçbiri zayıflatılmış değildir. Aksine güçlendirilmiştir. Mesela orta öğretimde din eğitimini zorunlu olmaktan çıkartıp, seçimli hale getirdik. Onun dışında din eğitiminin ebeveynin tercihlerine göre seçilmesi gerektiğini belirttik'' şeklinde konuştu.

Üniversitelerde kıyafet serbestliğini savunduğunu, ancak kamu yönetiminde bunu desteklemediğini de belirten Özbudun, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kızlarımızın üniversiteye kıyafetleriyle girmesinin laikliği nasıl yıkacağını ben anlayabilmiş değilim. Ancak kamu yönetimi ile üniversitelerdeki serbestliğin arasında fark olduğuna inanıyorum. Çünkü kamu yönetiminde bu serbestlik hizmeti alanlar bakımından bazı endişeler ve güvensizlikler yaratabilir. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinin çoğunda bu tür kıyafet kısıtlamaları vardır.''

Prof. Dr. Özbudun, Refah Partisi'nin kapatılma istemiyle, AK Parti'ye açılan kapatma davası arasında bir fark olup olmadığı ve Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş'ın kendisi hakkındaki eleştirilerinin sorulması üzerine ise şöyle konuştu:

''Ben, Refah Partisi'nin kapatılmasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye Cumhuriyeti adına savundum. O savunmada söylediğim sözler, şimdiki söylediklerimden zerre kadar farklı değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Refah Partisi'nin kapatılmasında kriter olarak iki temel konuyu benimsemiştir. Birincisi, partinin söyleminin şiddete yönelik ve şiddet savunucusu şeklinde olmasıdır. İkincisi, partinin savunduğu dünya görüşü ve toplum projesinin demokratik ilkelerle bağdaşmamış olmasıdır. Refah Partisi mensuplarının söylem ve eylemleri bunu o zaman açıkça ortaya koymuştu. Şeriat düzeni çağrışımı yapan deyimlerde bulunmuşlardır. Benim savunmam da bu unsurları içeriyordu. Bugünkü durumun bununla uzaktan yakından bir alakası yoktur. Dolayısıyla 'dün kapatmayı savundu, bugün farklı bir şeyi savunuyor' iddiası, herhalde algılama güçlüğünden kaynaklanıyor.''

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı da 1982 Anayasası'nın yasakçı, otoriter ve vesayetçi bir anayasa olduğunu, AK Parti tarafından hazırlatılan taslakta bir çok şeyi çağa uygun hale getirdiklerini ifade ederek, ''En azından parti kapatmaları bu taslakta biraz daha zorlaştırılıyor. Anayasada yer alan maddeleri ihlal eden partilere ilk olarak bir ihtar verilmesi yeni taslakta yer alıyor'' dedi.