kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Mesleğimi unutturan muhteşem maç

Star ekranları karşısında Fenerbahçe'nin muhteşem galibiyetiyle öyle mest olmuştum ki, asıl işimi, yani televizyon eleştirmenliğini unutmuştum. Yayın iyi mi, kötü mü umurumda bile değildi. Sanki sarı-lacivert balonların üzerinde dolaşıyordum. Aklımda Mehmet Ali Erbil'in maç öncesi röportajında söyledikleri kaldı: "Bence maçın kilit adamı Lugano'dur. Hem Drogba'yı tutacak, hem de durmadan kendi kalesine gol atan Edu'yu..." Erbil haklı çıktı. Ama bu kez Lugano'nun markajından sıyrılan Deivid oldu!.. Spiker Emre Tilev, naklen yayını açış konuşmasında Şükrü Saraçoğlu Stadı için yine "cehennem" benzetmesini yapınca, yorumcu İlker Yasin hemen frene bastı: "Hayır, burası bu akşam cennet olsun. Herkes bu cennette futbolun güzelliklerini, coşkusunu, mutluluğunu yaşasın..." Spor camiasında benim gibi düşünenlerin de varolduğunu görmek içimi rahatlattı. Roberto Carlos sakatlığı nedeniyle sahada yoktu. Ama devre arası reklamlarında Brezilyalı yıldızı sık sık izledik. Bir parfüm reklamında rol alıyor ve 4 güzel kadından oluşan barajı aşmaya çalışıyordu. "Acaba..." dedim içimden, "Sahalara geç dönmesinin nedeni, İstanbul gecelerindeki baraj delme çalışmaları olmasın sakın..." Neyse, bunlar işin "fantezi" tarafı. Gerçek olan ise Londra'nın en aristokrat, en snob, en burnu havada kulübü Chelsea'nin İstanbul'dan boynu bükük ayrılmasıydı. Malum, Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde kocaman harflerle "Her fani bir gün ölümü tadacaktır" yazıyor. Cehennem edebiyatına meraklı olanlara benden öneri: Şükrü Saraçoğlu'nun girişine "Her mağrur takım burada mağlubiyeti tadacaktır" yazsınlar!..