kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mart 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Gerilime ilaç, tıkalı kulak

Bir yaşıma daha girmesem de olur. Memlekette, çok önemli meselelerdeki haberlere, iddialara, tutun ki kimi yalanlara "kulağını tıkayarak" daha mutlu ve huzurlu olduğunu beyan eden büyük medya genel yayın yönetmenleri var.
Düşünebiliyor musunuz...
Bir ülkenin en büyük gazetesi mesela, "kulak tıkayan" yönetmen tarafından her gün nihai biçimini ediniyor, haberler, manşetler bu kulağa göre belirleniyor olsun.
Helal olsun!
Şaşırıyorum ama belki de hakikaten bu en iyi usuldür.
Kulak tıkayan Dördüncü Kuvvet, görmeyen Yargı, konuşmayan Meclis...
Kulak manasında dinlemeyen Hükümet, baş manasında dinlemeyen Ordu.
Aslında bu şekilde gerilim merilim de olmaz.
TÜSİAD da mutlu olur, Odalar Birliği de mes'ut.
Duymayınca, görmeyince, konuşmayınca... dinlemeyince ve dinlemeyince, sorun çıkmaz.
Sıkıcı mevzular olmaz.
Sorun şu aslında.
Kimse, kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi olmak istemeyen "millet bölümü"nü, "toplum kesimleri"ni görmek, hissetmek istemiyor.
O zaman en iyisi, onları yok farz etmek. Hemen kulak tıkamak, göz kapamak, hakikaten kiminin çok istediği gibi toptan yok edemiyorsan, tümden yok farz etmek!
Bu şöyle oluyor:
Mesela, terör, Nevroz, kapatılası parti gibi belalar açan "bir kısım Güneydoğu ahalisi" ki inatla kendilerine "Kürt" de diyorlar, kulak tıkarsanız, yokmuş farz edebilirsiniz.
En az bir 10 milyon gitmiştir. Mutluluğunuz o kadar artar, gerilim o kadar azalmıştır.
Sonra, bitmiyor tabii, aynı yörede bu kez, din, şeriat, cemaat, tarikat, şeyh ile anılan ve yine kendilerine "Kürt" diyen "bir o kadar bir kısım Güneydoğu ahalisi" daha var.
Etmiştir çoluk çocuk 20.
Bakın gerilim giderek azalıyor.
Sonra, iktidar penceresinden bakarsak, ki eşit davranıp bakmalı, milyonlarca işçi ile memur ve de emekli var, sürekli şikayet ediyorlar... ki bu konuda yayın yönetmeni de başbakana katılır:
Yok farz edin, duymayın, ne emeklilik çilesini, ne maaş acısını, ne sosyal güvenlik darbelerinin feryadını.
Onlara dilerseniz başka özellikli kesimleri, Alevileri de eklersiniz.
Oh be! Kalmıştır en fazla 40 milyon.
Hazır iktidar penceresine çıkmışken, muhalefet partilerine oy verenleri ve vaveylalarını da siliyoruz.
Kaldı 30 milyon.
Hemen genel yönetmen ile onun gibi düşünenlerin penceresine çıkıyoruz; ister plaza, ister laza.
Bu 30 milyon zaten, çoluk çocuğu saymasan, iktidar partisine oy verenler, başörtüsü maşörtüsü isteyenler, Ergenekon mergenekon istemeyenler, yönetmenin şarabına marabına yan bakanlar, partileri kapatılasılar..
Sil. Duyma onları da.
Oh, oh, oh!
Bir yönetmen kaldı, bir de elbette patron.
Tabii yanlarına sevdiklerini, ailelerini, eş dostu da alabilirler.
Buyurun, millet sustu, siyaset sustu, gerilim bitti, mutabakat sağlandı.
Memleket sizin!
Herkese birden kulak tıkayınca hakkaten olmayacak şey değil.