kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mart 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Danışılacak çok şey var...

NEŞECAN ÇEKİCİ KONUK YAZAR
Yabancı gayrimenkul yatırımcıları irtibat kurdukları inşaat şirketlerinin çok teknik kalmasından yakınıyor..
Türkiye'de danışmanlık müessesinin gelişmiş olduğu birçok alan söz konusu. Bunlardan ilk akla gelenler enerji, sağlık, gıda, perakende ve finans sektörleriGayrimenkul sektöründe ise son dönemlerde gelişim gösteren bir konu danışmanlık. Adı, bu sektörde, çok genel bir şeyler ifade etse de, içinin dolu dolu olması gerekiyor. Danışmanlık kavramı maalesef kimi zaman uygulamada ucuzlatılıyor. Bu da diğer sektörlerdeki kadar sofistike anılamamasına sebep oluyor. Diğer platformların aksine, gayrimenkul sektörünün yapısı gereği disiplinlerarası bir kimlik taşıması gerekiyor. 'Danışılacak konu'ların ucu vergiden hukuka, mimariden pazarlamaya kadar birçok noktaya gidebiliyor. Her uzman kendi konusuyla ilgili disipline dayalı gelişmiş ve aydınlatıcı bir rapor verdiğinde resmin bütünü layıkıyla tamamlanmış, daha da önemlisi müşteri istediğini almış oluyor.

Farklı bakış açısı talebi
Özellikle yabancıların ülkemizde yatırım yapma noktasında satın almak istedikleri danışmanlığın karşılığı "tam hizmet" olarak ifade edilebilir. Bu şu demek: Kendilerinin kolayca biraraya getirebileceği yüzeysel bilginin ötesinde oluşturulmuş farklı bakış açısı talebiTüm hukuki, mali vb. konuların da aydınlatıldığı, bilginin tecrübe ile tam anlamıyla harmanlandığı 'faydalı' ve 'net' bir çalışmaÇoğu yabancı firma ülkemizde, gayrimenkul yatırım alanlarına yöneldiklerinde 'yerel çözüm ortağı' aradıklarını ifade ediyorlar. Çoğu zaman irtibat kurdukları veya kurduruldukları firmaların ise çeşitli ölçeklerdeki inşaat şirketleri olduğunu dile getiriyorlar. Ama genelde tüm hazırlık ve geliştirme aşamalarında inşaat şirketlerinin çok 'teknik' kaldığını; bazı 'sosyal' açılımların ve matematiksel olmayan teşhislerin yapılabilmesi için ara noktada bir danışmanlık firmasına gereksinim duyduklarını belirtiyorlar. Yani danışmanlık firmaları sayesinde farklı bir pencereden, farklı bir vizyon ile olaya bakmak gerektiğine inanıyorlar.

'Ben zaten biliyorum' edası
Ülkemizde danışman kullanan yerli firmaların bazılarında ise hâlâ dönüp dolaşıp kendi bildiğini yapma güdüsü hakim. Üstelik danışmanlık ücreti olarak ciddi paralar ödedikleri haldeBu durum şundan kaynaklanıyor olabilir: Ya danışman ile 'anlamsız' bir çekişme, yani "Ben zaten biliyorum" edası, ya da bu müesseseyle inancın tam oturmamış olması. Tabii burada, yetersiz ve işini layıkıyla yapamayan danışman kişi ya da kurumların bu olumsuz kanaatin oluşmasındaki etkisi büyük. Ancak kurumsal, işinin ehli uzmanlarla çalışan ve hizmet sunulan tarafa bilgi, tecrübe ve vizyon aktarabilen danışmanlık firmalarının haklarını yememek gerek. Sektörümüzde danışılmaya değer kişi ve kurumların sayılarının artması dileğiyle